Çok sık bölüm atıyorum size yeter bence ck ck
ziptipirtti thats me😝
—————————————————————————
't-tamam...Bu sadece bir rüyaydı...' diye geçirdi içinden oğlan. belki öyleydi,belkide değildi. İlk gecelerin zaten tuhaf geçeceğini hissetmişti. aldırmamazlığa verdi ve yanına baktı. Hyunjin yatakta yoktu. Saate baktı..
"Tanrım,saat 12!"
hemen aşağıya indi ve masaya baktı. Oldukça şık bir sofra ve sandalyede telefonla takılan bir Hyunjin. Oğlan bir iç çekti,vazoya baktı,hala sağlamdı. Rüya olduğunu kesinleyip sofraya oturdu.
"Ooo sonunda buralara rüşvedebildiniz Minho bey."
"Neden uyandırmadın? Beraber hazırlayabilirdik."
"Kıyamadım çok tatlı uyuyordun."
"pekii...Harika görünüyor."
"Senin gibi."
"Romantikliğini sikeyim Hyunjin,salam sucuğa senin gibi demek nedir ya!?"
"Sana da yaranılmıyor,geç otur şuraya."
Minho karşı tarafa oturdu ve sofradan yemeye başladı. Gözü sağlam olan vazoya takılmıştı. Dün akşamı Hyunjin'e anlatıp anlatmama konusunda kararsızdı. Anlatmamayı tercih etti çünkü Hyunjin için alay konusu olabilirdi.
"Ellerine sağlık Jinnie,çok lezzetli."
"Afiyet olsun tatlım,"
hyunjin portakal suyundan bir yudum aldı ve cümleye devam etti.
"Bugün biraz işim var dışarıya çıkacağım,daha doğrusu annemle pazar alışverişi..."
Hyunjinin bu bıkkın sözüne Minho kıkırdamadan edemedi.
"Evi biraz toparlar mısın? zahmet olmazsa."
"yok canım ne zahmeti,yapabilirim."
"Teşekkürler,ama acel-"
Hyun ve yine çalan telefonu. Arayan annesini görünce ofladi ve eliyle yüzüne vurdu.
"ama acele etmeliyim diyeceğim sanırım. Annem arıyor kesin kapının önündedir,ben çıkayım o zaman."
"Peki Jinnie,istersen ekmek arası yapayım.."
"Ha yok sen 8. rüyanı görürken ben atıştırdım. Yine de sağol,hadi ben kaçtım!"
'8. rüya...Umarum rüyadır.'
Minho atıştırdıktan sonra sofrayı topladı ve evi süpürdü. Ev işlerine alışıktı,Jeongin de olsa ona yardım ederdi..Bir yandan seviniyorken bir yandan üzülüyordu. Jeongin'den sakladığı gerçeği söylemeden ölmesi...Bilmiyordu. Daha fazla düşünmenin hayra alamet olmayacağını düşündü ve kendini irkti. Ne yapsam diye düşünürken oradaki piyanoyu gözü kesti. Hyunjin piyano çalardı,ve gayet yetenekliydi. piyanonun karşısında oturdu ve notalara bakmaya başladı.
"İşsiz misin Hyunjin ya! ezberlenir mi hiç bu kadar nota?" (ezberlenir minho sus)
Söylendikten sonra rastgele tuşlara basmaya başladı. Tam dalmışken yukarıdan bir ses gelmesi ile irkildi. Sabah olduğundan dolayı çokta korkmuyordu,yukarıya çıktı ve bakındı,odasının camını kapatmayı unutmuştu. Onu da kapattı ve tekrar aşağıya indi. Biraz bahçeye çıkıp hava almaya başladı. Aradan 20 dakika geçince Hyunjin geldi. oldukça yorgun görünüyordu. Minho kolundaki saate baktı,saat 3 olmuştu. sanırım işten sonra telefona daldığı için zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişti.
"Hoş geldin Hyunjin..De- pek hoş bulmadın sanki-"
"Yoruldum amına koyayım,sabahtan beri pazar çarşı demeden geziyor. Annem oyle bir kadın ki,bırak 80 güni o poşetleri taşıyabilsek 1 haftaya dünyayı turlardık."
Minho yine gülmeye başlamıştı. Hyunjin kendini koltuğa attı ve ona baktı.
"ben yatıcam lan uykum geliyor."
"nankör seni,yazar saat gece 2 de uykusundan olup bölüm yazıyor 2 çarşı dolaştın diye şekilden şekile girdin."
"Yazar hanımcığım da kusura bakmasın ama aylardır böküm atmıyor aq. Ben yatıcam sus."
"iyi zıbar."
Hyunjin gözlerini kapadığında Minho ise kitaplığa yürüdü. Oradaki kitaplardan birini aldı ve okumaya başladı. Okudu,okudu,okudu...Fakat sabah her ne kadar geç uyansa da gece zor uyumuştu. o da kitabın başında uykuya geçti...
~
"kitap gerçekten çok güzeldi Hyunjin,aşırı aksiyonluydu!"
"Öyle miydi? Bende okuyacağım da okumaya forsat yok.."
"Demiyor üşeniyorum."
Minho gülmeye başladı. aynı anda Hyunjin de öyle. bir anda gece olmuştu. Sanki zaman ilerlemişte ikiside fark etmemiş gibiydi. Minho gece yatakta tavana bakıyordu. ardından aşağıdaki piyanodan sesler gelmeye başladı. Kalktı,sessizce aşağıya indi bakmak için. Baktığı sırada Jeongin'i orda gördü. Piyanodan tuhaf bir melodi çalıyordu,fakat ses ürkütücüydü. (üstteki sarki iste mk) Minho aşağıya indi. Bir piyanoya bir Jeongin e baktı. Jeongin onu aldırmadan çalmaya devam ediyordu.
"Jeongin,senin burada ne işin var? sen piyano çalabiliyor muydun?"
"Evet. Çalabiliyorum."
"Sen,ölmedin mi?"
"Hayır,ölmedim."
"Ne? Bu bir...Rüya mı?"
Jeongin piyanoya sertçe vurup son nota ile bitirdi. ve ardından Minho'ya sinirli bir şekilde bakmaya başladı. Bu sinirli yüz yavaşça,yavaşça korkunç bir gülümseme aldı,ve sanki Jeongin farklı bir yaratıpa dönüşüp Minho'ya zarar verecekken..."
~
"Minho,Minho!"
sıçrayarak olduğu yerden uyanan minhonun eli,Rüyasında piyanoya yasladığı gibi kitaba yaslanmış bir biçimdeydi. Daha da korktu ve hemen elini çekti. Hala şok içerisindeydi. Bu rüya,hayır,bir tesadüf olamazdı. bir şeyler vardı,2 gecedir huzurlu bir şekilde uyuyamıyordu ve sanki hiçte öyle olmayacaktı. Her şeyi geç te,
"Hayır,ölmedim"...?
___________________________________
YA DAHA COK YAZİCAKTİM GOTUM YEMİYOR KORKUYORUM AQ HEPSİ SİZİN YUZUNUZDEN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Im scared... (2) SeungIn /minific
Fanfiction"Im Scared /✓SeungIn" ficinin 2. Kitabıdır. Kardeşini bunca zaman kandırmış olan,aslında ona karşı en ufak bir sevgi hissetmeyen Lee Minho,Jeongin'in ölümü sonrası evde ona ait olan her şeyi ortadan kaldırır. Jeongin'in ruhu diğer tarafa rahat bir ş...