Bazı insanlar vardır çok kötü şeyler yaşamışlardır, maddi durumları yerlerinde değildir ama yine de sevme duygusuna sahiptirler. Bir aileleri varsa severler birbirlerini. Kimseye gösteriş yapmak zorunda değillerdir ve birbirlerine muhtaçlardır. Paraları olmayan insanlar, depremde evi yıkılan insanlar, en önemlisi geçmişinde hayatın zorluklarını çekmiş olan insanlar birbirlerini anlar ve birbirleriyle bir toplum oluştururlar. Hayat zenginlerin, manevi durumları iyi olan kişilerde farklıdır, sevgi onlar için gösteriştir. Birbirlerinin sevmezler ama sırf seviyormuş gibi göstermek için rol yaparlar. Kimse birbirine muhtaç değildir ve hayat onlar için çok kolay olduğu için kendinden başka kimseyi düşünmezler. Her zengin böyledir demiyorum ama benim ailem böyle biliyorum. Bizim ev nasıl bir ev biliyormusunuz? Mutlu ev , ama bu herkesin gördüğü çünkü kimse görmedi bu evin içini. Fiziksel olarak içi de mutlu elbette ama iyice derinden baktığınızda olmayan sevgiyi görceksiniz. Sokakta yaşıyoruz biz aslında ya da bana öyle geliyo bilmiyorum. Türkçe'de ev, yuva anlamına geliyorsa ben nerede yaşıyorum o zaman?
AKASYA! NEREDE KALDIN? RAPÖRTAJ EKİBİ GELİCEK BİRAZDAN"
"Geldim."
Odamdan çıkıp aşağıya indiğimde üstümde çok rahatsız edici pudra pembe dar bir elbise vardı altında ise aynı renk topuklu botlarım. Aşağıya iner inmez her zamanki gibi annem uyarılarını yapmaya başlamıştı
" Bak Akasya! Rapörtaj başladığında bana anne dersen seni mahvederim anneciğim diceksin. Benim hakkımda en ufak bir şey bile söylemiyeceksin. Bu evde her gecenin çok güzel geçtiğini seni çok güzel yetiştirdiğimizi bu yüzden bize ne kadar teşekkür etsen bile az olduğunu söyleyeceksin eğer söylemezsen seni 2 ay boyunca dışarı çıkarmam!"
Yalanlar. Yalan söyleyen insanları çok iyi anlarım çünkü bende bir yalanım. Benim ismim Akasya. Akasya ağacı nasıl süs için yetiştiriliyorsa ben de bu evde " Bizim de kızımız var ismi Akasya" denilmesi için yetiştiriliyorum. 18 yaşındayım reşitim ama özgür değilim ben bu evde tutsağım. Babam annemle evlendiği gün bu kadar ünlü bir adları yokmuş fakat yine de çoğu magazinde " FIRAT AKSOY VE NEJLA KARA BUGÜN EVLENDİLER" Manşeti öne çıkmış . Daha çok para istedikleri için ve hayranları sürekli olarak " Bebek ne zaman?" diye sordukları için beni yapmışlar. Tabii bu ünlerine ün katmış. Babam hiç bir zaman bebek istememiş annemde öyle. Ben doğuduktan sonra bir anlaşma yapmışlar." Ona kamera önünde iyi davralanım yeter arkası önemli değil" diye bu yöntemi kullanmışlar ve kullanmaya devam ediyorlar. Çoğu haber kanalından 3 kişi olduğumuz için rapörtaj yaptığımızda tek kişilik paranın 3 katını alıyoruz. Bu bizi daha zengin yapıyo.
Bütün bunları nerden öğrendin diye sorarsanız annemin günlüğünden öğrendim. Koskoca günlükte tek bu hikaye yazıyordu. Bir de öteki sayfada " Kızımı hiç sevemedim sevmiyorum sevmicem" yazıyordu. Bu sevgisizliği bana verdikleri için annemede babamada çok teşekkür ediyorum.
Rapörtaj bitmişti. Her zamanki gibi yine yalan söylemiştim. Rapörtaj ekibi evden çıkar çıkmaz odama gittim ve gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı. Artık dayanamıyordum. Bu duygusallık bana nerden geliyordu hiç bilmiyordum ama artık çok yorulmuştum. Kaçmak istiyordum. Bu hayatı sonsuza dek terk etmek istiyordum. Tanrı bize anne rahmindeyken hiç sormamıştı " Bu hayata gelmek istiyormusun" diye ama biz doğduğumuzda bu sorulmayan soruya otomatik evet demiştik. Şimdi de böyle nefret ediyorduk kendimizden.
Üstüme siyah uzun kollu dar bir elbise altımada siyah ince çorapla bot giydim ve siyah bir trençkot alıp dışarı çıktım.
Annem uyuduğu için dışarı çıktığımdan haberi yoktu ama uyandığında haberi olurmuydu yoksa ben evde olurmuydum orasını hiç bilmiyordum. Taktığım güneş gözlüğü sayesinde Akasya Aksoy olduğum belli olmuyordu fakat yine de hava gri bulutlarla kaplı olduğu için herkes bana bakıyordu. Nihayet Rıhtım'da sakin bir kafe bulabildiğimde yüzümde bir gülümseme oluştu. İçeriye girdiğimde kahvemi alıp iki kişilik boş bir masaya oturdum. Ben kitabımı okurken yan tarafta rus olan ve cilveleşen sevgililer vardı istemeden de olsa rusça bildiğim için onlara kulak misafiri olmuştum.
"Твоя красота меня тошнит, детка."
güzelliğin beni hasta ediyor bebeğim
Daha fazla umursamayıp kitabıma geri döndüğümde garson bitirdiğim kahvemi aldı. Garsona teşekkür edip kitaba döndükten sonra bir anda kafenin kapısı yüksek sesle kapandı ve bu kapıya doğru bakmama neden oldu. İçeriye kaskı olduğundan anladığım kadarıyla motorcu bir adam girmişti. Üstünde siyah deri ceketi ve içinde siyah body bir kazak altında siyah pantolonu ve botları vardı. Çok seksi gözüküyordu fakat kaskını çıkarmadığı için saçlarını göremiyordum. Kıyafetleri dışında görebildiğim tek şey kara gözleriydi.
Yanındaki motocu arkadaşları 3 kişilik masaya geçtiklerinde seksi bulduğum çocuk için sandalye arıyorlardı en sonunda seksi çocuk yanıma gelip sandalyeyi alıp alamayacağını sordu.
" Sandalyeyi alabilir miyim?"
Çok güzel bir sesi vardı utanmasam " Alabilirsiniz ama telefon numaranızı alabilirmiyim?" diyecektim.
" Alabilirsiniz"
" Teşekkürler" diyip sandalyeyi çekti ve kaskını çıkardı.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Selammm! Nasılsınız , umarım iyisinizdir. Yeni bir kurgu ile karşınızdayım , aslında buzlar diyarının finalini yapmadan yeni bir kurguya başlamayı düşünmüyordum fakat sonradan buzlar diyarını 27 bölüm değil 60 bölüm yaparak aşırı derece uzatmaya karar verdim, bunun sebebi ise günlük hayatta yaşadığım olaylardan dolayı aklıma hikayeye ekliyecek çok fazla olay gelmesiydi. Biraz dramatik olaylar yaşıyacağız şimdiden söyliyim.
Neyse gelelim asıl konumuza, normalde serinin adı Bahar'da. Seri üç hikayeye ayrılıcak ve hepsinin konusu ve kitabı anlatan kişisi yani ana karakteri farklı olucak. Seri watpadd'de de ayrı olarak üç hikaye şeklinde olucak.
Bu kitap daha serinin 1. kitabı bu hikayenin finali olduğunda bu serinin 2. Kitabına başlıyacağım 2. kitabın adı ise Bahar'da: Düşmanlık olucak, 3. Kitabın adı ise Bahar'da: Arkadaşlık olucak. Aslında 1. Kitabın hikayesi Mart ayında geçicek. 2. Kitap Nisan ve 3. Kitap Mayıs ayında geçicek.
Şimdi 1. Kitapla yaklaşık 25 bölümlük bir gelecek belirlediğimden diğer kitapları daha düşünmedim fakat 1. Kitap hakkında şunları söyliyim.
Karakter modelleri hakkında:
Belirli bir modelleri yok ama zaten hikayede bölümler ilerledikçe karakterlerin saç rengi falan söylencek siz kendi aklınızda düşünebilirsiniz.
Hikaye hem şefkat hem de şehvet olcak hepimizi heyecanlı bir hikaye bekliyor. Şimdilik bu kadar görüşürüzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bahar'da : AŞK
Romance" Benim ismim Akasya, akasya ağacı nasıl süs için yetiştiriliyorsa ben de bu evde "bizimde bu evde bir kızımız var ismi Akasya" denilmesi için yetiştiriliyorum" Akasya Aksoy, tüm Türkiye'de adı bilinen Aksoy ailesinin ilk ve tek kızlarıdır bu yüzden...