4.Bölüm

24 4 10
                                    


Bu bölümü beni destekleyen kitabıma ilham veren kardeşlerim Melisa Gülek ve Şeymanur Aktaş'a armağan ediyorum. İyi ki.

.......

Ne demek 4. Bölüme geldik?
Vaov gerçekten vaovv benim için. Ve gerçekten uzun zamandır bölüm atmıyorum. Sınavlardı, Bayramdı, okuldu derken burayı boş bıraktık...🫠
Af ola gardeşlerim. O yüzden uzutmadan bölüme buyurunuz 🫡

6 Yıl önce

Yiğit'in ağzından.

Üniversite 3. Sınıf öğrencisiyim Alanımda oldukça başarılıyım. Bulunduğum okulda adım oldukça yaygındı. Herkes tarafından biliniyordum. Küçüklügümden bu yana uçaklara karşı hep bir ilgim olmuştu. Bu ilgimi okul hayatıma taşımıştım. Ve istediğim alanı kazanmıştım. Uçak mühendisliği.

Okula giriş yaptığım an bütün gözler bana dönmüştü. Siyah siyah çerçeveli gözlüklerin mavi gözlerime gölge düşürüyordu. İnsanlar mavi gözlü, sarı saçlara daha bir alışık olduğu için beni bazıları garipsiyordu. Yoksa kaç kişi siyah saçlı, mavi gözlü erkek görmüşlerdi?

Üstündeki bakışları umursamadan arkadaşımın yanına gittim. Liseden beri yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen, her anımı bilen, gülünce ve ağlayınca da bilen arkadaşım; Yağız Kaya.

Küçükken kaybettiğim kardeşimin yerini tamamen doldurmasa da yokluğunu unutturuyordu. Arkadaş kelimesi bizim için az kalırdı.

O benim kaybolan kardeşim gibiydi.

O benim her türlü şeyimi bilirdi ama kendisini anlatmazdı benim aksime saklardı. Bende yargılamazdım elbet bir gün anlatırdı. Üstüne o yüzden gitmiyordum. Kendimizin ortak olduğumuz noktalar vardı. Bu noktalar dışını geçmezdik. Benim holdingim de onun hakkı, onun holdingin de benim hakkım mutlaka bulunurdu. Sadece o da değildi. Yer altında ki işlerimi bazen o temizlerdi. Bende onu arkasını temizlerdim. Sadık dosttuk.

Yağız'ın yanına gittiğimde kafasını telefondan kaldırmıştı. " Çok erken geldin yanlız." Yüzünde hafif gülümsemesiyle bana bakıyordu.

Düz ifademi bozup bende ona döndüm. "Bilirsin erken gelmek çok tercihim olan bir şey değil. Bir kaç dakika geç veya tam dakikasında gelirim."

"Tabi bilmez miyim?" Oturduğu yerden kalktı. "Neyse ne kahve alalım da öyle oturalım."

Kafamı sallayarak dediğini onayladım.

Yağız benim tam tersimdi çoğu konuda. O mavi gözlü, sarı saçlıydı. Yakışıklı ve karizma olduğu doğrudur. Ama gerçekten çoğu konuda tersttik. Normal hayatlar yaşamasak bile bazı şeyleri eksik etmiyorduk.

Mesela futbol. Ben Fenerbahçeliyim, Yağız Galatasaraylı. Ben şekersiz kahve severdim, o şekerli kahve severdi. Ben arabaları daha çok severdim, o motorları vb. Bir sürü örnek verebilirdik ikimize. Bunların olması beraber birşeyler yapmıcamız anlamına gelmiyordu. Derbilerde biletler alıp giderdik. Araba yarışlarında o beni desteklerdi, bende onu desteklerdim.

Kahveleri alıp boş masalardan bir tanesine oturduk. Dersin başlamasına daha 20 dakika vardı. Yağız'a baktığımda gülerek arkamda kalan bir noktaya bakıyordu.

Es: Marina "Geçmişin Sırları"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin