Bölüm 4

2 0 0
                                    

Birkaç gün sonra

O mesajlaşmadan sonra hiçbir iletişimde bulunmamıştık. Tam tersine onu görmezden geliyordum. Ta ki insanlar konuşurken kulak misafiri olup Menekşe'nin okulda bayıldığını duyana kadar. Elim defalarca mesajlarımızı açsa da kendime kızıp tekrar tekrar kapatmıştım. İçimdeki bu endişe beni kızdırıyordu. En sonunda dayanamayıp mesaj atmıştım.

Siz:
İyi misin?                                                     Bayılmışsın

Bandanalı kız:
İyiyim iyiyim.
Turp gibiyim.                                                                                                                                                        

Bandanalı kız:                                     
Çürük bir turp gibi
(gönderilmedi.)

Bandanalı kız:
Teşekkür ederim sorduğun için.

Siz: Rica ederim. Umarım daha iyi olursun. 

Karasızlıkla attığım mesaja bakarken düşünceliydim. Gerçekten doğruyu söylemiş miydi?

***

Günler geçip dönem biterken insanlar evlerine gidiyordu. Ben ise tatili işte çalışarak değerlendiriyordum. Ne de olsa bir evim yoktu. Tatil de böyle geçmişti.

*** 

Dönemin ilk günü gelmişti. Her zamanki gibi erken geldiğim bir sabah dersiydi. Ders başlayana kadar kafamı kollarıma yaslamıştım. Sınıfa yavaş yavaş insanlar girerken hiçbirini umursamadım. Hocanın sesini duyuncaya kadar da öyle kaldım. Hoca derse başlayana kadar gayriihtiyari etrafa baktığımda Menekşe'nin gelmediğini fark etmiştim. Biraz garipsesem de geçen seferki gibi ailesinin yanına gittiğini düşündüğüm omuz silkip önüme döndüm. 

Akşam olduğumda kendime söylediğim tüm sözleri yutarak mesaj attım. Dayanamamıştım.

Siz:
Bugün okula gelmedin.
Umarım iyisindir.
(iletilmedi.)

...

Siz:
Bugün de gelmedin.
Hiçbir dersi kaçırmayan bir kişi garip bir durum.
(iletilmedi.)  

(Ailesinin yanına gittiği zaman dışında)

...

Siz:
Bugün bir şey duydum.
Artık okula gelmeyecekmişsin.
Bir sorun mu var?
(iletilmedi.)

...

Siz:
4 hafta oldu
Ve sen hâlâ yoksun.
En azından görüldü at
Bu bile yeter
(iletildi.)

En azından iletildi.
(görüldü)

Bandanalı kız:
İyiyim.
Sadece bir süre okulu dondurmam gerekiyordu.

Siz:
Neden?

Bandanalı kız:
Boş ver.

Siz:
Hadi ama okulu donduracak kadar önemli bir durumu boş vermemi söyleyemezsin.

Bandanalı kız:
Egemen, gerçekten boş ver.

İçim hiç rahat değildi. Bir sorun olduğu belliydi ve vicdanım beni rahatsız ediyordu.

Siz:
Ufacık bir sebepten dondurdun yani okulu

Onu kızdırmak istemiştim. Belki o zaman gerçeği söyler diye.

Bandanalı kız:
Haklısın
Ufacık bir sebepten dondurdum

Bandanalı kız:
Hastayım (gönderilmedi)

Anlayamıyordum neden böyle bir şey yapıyordu.

Siz:
Gerçekleri ne zaman söyleyeceksin?

Bandanalı kız:
Gerçek bu.
Beğenmiyorsan yapabileceğim bir şey yok.

Egemen:
Aklıma saçma sapan şeyler gelmeye başladı ama olacağını düşünmüyorum.

Bandanalı kız:                                            Ne gibi?

Egemen:                                                      Ailen
(görüldü)

Bandanalı kız:                                            Sayılır.

Egemen:                                                      Eğer yardım edebileceğim bir şeyse yardımcı olmak isterim

Bandanalı kız:                                            Bana onları bulabilir misin?

Okuduğum mesajla kaşlarım çatılırken burun kemiğimi sıkmıştım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra parmaklarım klavyenin üzerinde dolaşmaya başlamıştı.

Egemen:                                                      Seni bıraktılarsa neden onları arıyorsun. Gurursuz musun?
(Görüldü)

Dakikalar geçerken cevap gelmemişti bense yazdığım mesajı okumuştum defalarca. Ağır mı olmuştu?

Yukarıdan gelen arama bildirimiyle kaşlarım daha da çatılmıştı. Bilmediğim bir numaraydı.
Açıp kulağıma götürür götürmez öfkeli sesi işitmiştim.

+"Oğlum senin derdin ne lan?"

-"Düzgün konuşup kim olduğunu söyleyecek misin?"

+"Demir ben, hayırdır ne yapmaya çalışıyorsun. Beğendin mi?"

Neden beni aramıştı ki?

-"Daha net açıklasan"

+"Neden Menekşe'ye öyle dedin?" Sesi çok öfkeliydi. Haklıydı da. Aileme olan öfkemi ona yansıtmıştım. Yine de kendime yıllar önce bir söz vermiştim. Hiçbir şekilde kendini ezdirme ve altta kalma.

-"Bu seni neden ilgilendiriyor?"

+"Onu üzen her şey beni ilgilendirir"

-"Bu kadar hassas olmasaymış." sinirden güldüğünü duyabiliyordum.

+"Ne bekliyorsam. Bu konuşma vakit kaybından başka bir şey değil." deyip yüzüme kapatmıştı.

Boş boş telefonun ekranına bakarken aklımda o metal parçası vardı. Mesajın ne anlama geldiğini yeni algılayabilmiştim. Onun da biyolojik ailesi yoktu.

Bir Ceket MeselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin