@ yaoievreni nin istegi üzerine ilk kez hawksbaku çeviricem, umarım hosunuza gider^^-
Bakugo, ajansın koridorlarında sakin sakin yürüyordu, zorlu bir iş gününden dönüyordu ve günün bitiminden önce, birkaç saat önce yaptıkları baskının raporlarını patronuna teslim etmek zorundaydı.Kapıyı çaldı ve içeri girmek için 'gir' komutunu bekledi. Sol ayağı sabırsızca
Haraket ediyordu ve farkında olmadan alt dudağını ısırıyordu.Birkaç saniye sonra kapı aniden açıldı ve saçları darmadağınık, boynunda izler olan, dudakları şişmiş ve memnun bir gülümsemeyle sarışın bir kız kıyafetlerini düzelterek dışarı çıktı.
Bakugo'nun kaşları çatıldı ve bakışları parlaklığını kaybetti ama o olduğu yerde kaldı.
Ofise girdiğinde patronun masadaki eşyaları düzelttiğini, yerdeki kâğıtları
Topladığını ve az önce yaptı şeyi saklamaya çalıştığını gördü."İyi günler." Öğrenci beceriksizce mırıldandı. "Bay Enji Raporları incelemeniz ve öğleden sonraki prosedürü öğrenmeniz için bunları size bıraktı. Sorularınız varsa operasyondan sorumlu kahramana danışabilirsiniz." Profesyonelliğini koruyarak ciddi bir şekilde konuştu.
Masaya yaklaştı, tahta yüzeye tiksintiyle baktı ve belgeleri bıraktı, hemen arkasını döndü, eve gitmek ve geçirdiği boktan günü bittirmek için sabırsızlanıyordu.
Ancak ilerlemesi kolundaki bir el yüzünden yavaşladı, sıkı tutuyordu ve
Çok geçmeden patronun vücudunun çok yakın olduğunu hissetti."Bakugo ne gördün?"
"Ben hiçbir şey görmedim komiserim.
Ve öyle olsa bile, hayatın hakkında bana açıklama yapmak zorunda değilsin sonuçta biz biribirimiz için bir hiçiz.." göğüsündeki acıyı görmezden gelerek konuşmaya çalıştı.Tek bir hareketle o sıcak elden kurtuldu ve arkasını bakmadan, patronuna ne kadar üzüldüğünü belli etmek istemeden kapıya doğru ilerledi.
Hawks ofisinin ortasında durmuş, en sevdiği öğrencisinin arkasından uzaklaşını izliyordu.
(öğrencisi fakat bakugo burada reşit ve Hawks'ın yanında staj gibi birşey görüyor)
Kendini aptal gibi hissediyordu, aylardır Bakugo'nun güvenini kazanmaya, sırf milyoner bir aileden olduğu için bu durumda olmadığını ona göstermeye, yakut gözlü çocuğun onu
Saygıyla görmesini sağlamaya çalışıyordu.Ayrıca aylardır onunla flört ediyordu,
O soğuk kalbe ulaşmaya, genç çocuğun
Etrafındaki o sert kabuğun içine girmeye çalışıyordu. Yatağında o harika
Varlığa sahip olmak, daha fazlası için yalvardığını ve onu zevkten buğulanmış gözlerle görmek istiyordu.Öğleden sonraları birlikte evrak işleri yaparak, gece devriye gezerek, mola zamanlarında balkonda kahve ya da sigara içerken yavaş yavaş yakınmışlardı.
Birbirlerini daha iyi tanıdılar ve kişilikleri çok farklı olmasına rağmen birbirlerine uyum sağlıyor gibiydiler.Hawks bunu asla kabul etmesede, o çocuğu gördüğünden beri anında bir baskı hissetti. Bu tek gecelik ilişkileri gibi değildi. Dağınık kül sarısı saçları, sert görünüşü, vücudu ve iştah açıcı dudakları, pes etmeyen karakteri ve işine verdiği özveri.
Ama ne yazık ki kızlar konusunda zayıftı, kadınlar onun zaafıydı ve onların kendi bedenine yapıştıklarını, beline dolanan o güzel bacakların ve sessizliği Dolduran tatlı inlemelerini işitmeyi sevmekten kendini alamıyordu.
Yaşadığını hissetmek için güzel bir kadınla birlikte olması gerekiyordu, bu onun hayat felsefesiydi ve bunu hiçbir şeye ya da hiç kimseye değiştirmeyecekti.
Bakugo'yu seviyordu ama sırf onun için
Sex hayatından vazgeçmezdi.(Bence bu sevmek degil ama neyse ( ¤ 〰 ¤ ) )
-
Katsuki oturma odasındaki kanepede sıcak battaniyelere sarılı bir şekilde yatıyordu, yerde abur cubur paketleri ve bir şişe bira vardı.
Ağlamaktan gözleri şişmişti, hıçkırmaktan boğazı ağrıyordu ve hissettiği zihinsel yorgunluktan başı ağırlaşmıştı.
O sahneyi zihninde yeniden canlandırmaktan, kadın ve patronunu görmekten, onların kendisi gelmeden önce neler yaptığını hayal etmekten kendini alamıyordu.
O kız olmak istiyordu, o sıcak ellerin kendisini dokunmasını istiyordu, Hawks için değerli biri olmak istiyordu.
Ama bunu asla mümkün olmayacağını
Biliyordu çünkü patronu için bu sadece
Başka bir eğlence olsa da katsuki aşık olmuştuKendisine göre mükemmel bir çocuk değildi, büyük bir servetin varisi ve imrenilecek bir fiziğe sahipti. Korkunç şakalar yapan, çok şekerli kahveyi Seven, boş zamanlarında bateri çalan bir çocuk olsada.
Bakugo, safça patronun kendisi için değişeceğini inanıyordu, kalbine ulaşıp
Fikrini değiştirebileceğini, birlikte geçirdikleri zamanın onu kazanmak için yeterli olacağını düşünüyordu.Ama bunlar aptalca fikirlerden başka birşey değildi.
Onun gibi birini sevmek zordu,
Onu vücudundaki izlerle dolu görmek,
Sırtındaki çizikleri ya da omuzlarındaki
Isırıkları görmek acı vericiydi.
Birlikte olduğu kadınlarla ve bir gecede
Yaşadığı maceralarla övündüğünü duymak acı vericiydi.Ama daha da acısı, her şeye rağmen onu sevmekten vazgeçmemesiydi.
Onu arzulamaktan, ona hayran olmaktan kendini alamıyordu.
Bu yüzden zor bir karar vermişti.
Başını çevirdi ve sehpanın üzerindeki kağıtlara, birkaç hafta önce istediği ve korkuyla beklediği belgelere baktı.
Ajansının değiştirilmesi talebi..
Onaylanmıştı.
Birkaç gün içinde, farklı patronlarla ve tasasız sarışının olmadığı şehrin diğer ucuna transfer edilecekti.
Artık kahve ve çörek eşliğinde sohbetler olmayacak, devriyelerin pop şarkıları söylemesi, tutukluların saçma bahaneleriyle alay edilmesi olmayacaktı. Sabahın erken saatlerine kadar rapor dolduran patronun başını bir daha omzunda hissedemeyecek, onun pahalı parfümünden sarhoş olmayacak, o sıcak elleri, hissedemeyecekti.
Onu özleyecekti ama doğru olan buydu.
Bir gün komiser olma hayalini gerçekleştirmek istiyorsa böyle sıkışıp kalmaya devam edemezdi.
Hawks'ı seviyordu ama bu kısır döngüye devam edemezdi.
Her ne kadar acı verse de kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeliydi.
Birkaç gün içinde Enji Todoroki'nin komutasında yeni bir hayatta başlayacak ve patronun tüm anılarını
Geride bırakacaktı.Ya da en azından o öyle düşünüyordu.