Sabah uyandığımda evde kimse yoktu korkuyla elime telefonumu alıp annemi aradım ama açmamıştı, ne yapmam gerektiğini bilmezken bir anda kapı çaldı annem geldi diye sevinip kapıyı açınca iki tane silahlı ajan kılıklı adamın bana silah doğrulttuğunu görünce korkuyla çığlık atarak arkaya doğru sendeledim bunun etkisiyle de başımı ayakkabılığa çarptım, ve sonra da bayılmışım bunu da bana beni kaçıran ajanların çağırdığı doktor söyledi. Ayrıca bu ajanların birinin adının Deniz olduğunu öğrendim ve adını okyanus mavisi gözlerinden aldığını filan söyledi ama Denizi gerçekten sevdi yani buraya geldiğim günden beri yani iki gündür bana gerçekten çok iyi davranıyor. Öbür ajan yani Yiğit de Denize göre agresif olmasına rağmen onu da sevdim ama Deniz daha ılımlı geldi ikisi de birbirinden yakışıklı ama onlara olabildiğince soğuk davranıyorum çünkü onlar benim düşmanım. Ve bunu unutmadan hareket etmem gerekiyor ayrıca hala beni neden buraya getirdiklerini söylemediler. Ama sanki burası benim evimmiş gibi davranmamı sağlıyorlar nedenini hala anlamıyorum beni neden buraya getirdiniz annemi özledim o da beni özlemiştir öyle değil mi?
Ertesi gün
"Beni neden buraya getirdiniz ben eve gitmek istiyorum bırakın beni..." Artık isyan ediyordum Deniz'in de Yiğit'in de ağzını bıçak açmıyordu artık sıkılmıştım gitmek istiyordum, kime çalıştıklarını sorup duruyordum ama tabikide nafile sanki lâl gibi susuyorlardı artık bu gün sondu tutsak yaşamaktansa ölmeyi yeğlerim. Seni seviyorum anne...