Hepinize selam güzellerim.
Bu kitaba da uzun zaman oldu sanırım.
Artık bu kitaba daha çok odaklanıp, aktif bir şekilde bölüm atacağım.
Zaten Aslanlar'ın bitmesine son bir bölüm kaldı :'((
Bu kitabın kurgu bakımından sizi çok şaşırtacağını düşünüyorum.
Hadi bismillah diyelim.
Sağ elle giriş yapalım.
Sınır :
Oy : 100
Yorum : 100
°°°°
Koltukta Pelin Hanım' ın yanında otururken rahatsızca yerimde kıpırdandım. Hala ben tırnak etlerimle oynarken birisinin konuşmasını bekliyordum.
Ortamda sinir bozucu bir gerginlik vardı. Kimse konuşmuyor, birbirini inceliyordu. Hatta bir çok kişinin bakışını kendi üstümde hissediyordum.
Bir cesarette bulunup kafamı ellerimden ayıramıyordum. Hazar Bey de bu sessizliği fazla bulmuş olacak ki boğazını hafifçe temizleyip konuşmaya başladı.
" Çocuklar bu karıştırılma olayının bizi de hala etkisi altında tuttuğunu bilmenizi istiyoruz. Şuan siz buradasınız ama biz hala bunun gerçekliğinden şüpheleniyoruz."
Ben hala bakışlarımı ellerimden ayırmazken, ortam da birisinin oflama sesi gelmişti. Hemen ardından da hafif yüksek sesle konuşma büyük salonda duyuldu.
" Bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz ki? Bir anda evinize aldınız. Belki hırsısız, belki bağımlıyız, belki de psikopatız."
Hafif sesini yükselttiği için ben gerilirken, derin derin nefes alarak sakinleşmeyi umuyordum. Kafamı bir anlık cesaret ile kaldırdığım da Hazar Bey konuşmaya başladı.
" Siz de bizim kim olduğumuzu bilmiyorsunuz. Biz de sizin kim olduğunuzu bilmiyoruz. Ama biz sizi tanımak istiyoruz Ateş."
Ateş dediği kişiye baktığım zaman onun zaten bana baktığını görmem ile irkilerek bakışlarımı kucağımda ki ellerime döndürdüm.
Ateş'in ağzından bir gülme kaçarken, sanki bu komik bir şeye gülüyor gibi değil de alay edermişcesine bir gülüştü.
Onun bu tavırlarını umursamayıp, ellerimle oynuyordum. Başımın döndüğünü hissederken, içimden kendime küfür ettim.
Midemin bulanmasını şu 2-3 dakika içerisinde unutmuş olsam da kendini yine hatırlatmıştı. Gözlerimi kapatarak derin nefes alırken bir yandan da üşüdüğümü hissediyordum. Büyük ihtimalle ateşimde çıkmıştı.
Yine de şuan bu ortamda ben önemli değildim. Kısa bir toparlanma ardından kafamı kaldırarak buraya geldiğimden beri bakmaya cesaret edemediğim adamların yüzlerinde göz gezdirmiştim.
Pelin Hanım'ın bana doğru yaklaşıp kısık sesle konuşması ile dikkatimi ona vermiştim.
" Pek iyi görünmüyorsun. Dinlenmek ister misin? İlaç getirelim mi sana?"
Pelin Hanım'ın bu endişeli haline karşı gülümsemiştim. Benim için endişelenmesi mutlu etmişti. Sanırım bu hayatta beni önemseyecek kişilerde olacaktı. Hafifçe boğazımı temizleyerek bende onun gibi kısık sesle konuşmaya başladım.
" Sadece uykusuzum. Size ayıp olmayacaksa biraz dinlensem iyi olur. Yarın daha rahat bir şekilde konuşuruz."
Sanırım Pelin Hanım'a karşı en uzun cümlemi şimdi kurmuştum. Konuşmam bitene kadar beni dikkatle dinlerken sanki kırılmamdan korkarmış gibi bakıyordu. Kıyamıyor gibiydi. Bir yandan da yaklaşmaya korkuyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsarlar
Teen FictionHer şey Efsarlar'ın öldüğü zannettiği üçüz çocuklarının yaşadıklarına dair bir mektup almasıyla başlar.