Gençler bu ilk kitabım o yüzden yazım hataları vb sorunlar olabilir pek takılmamaya çalışın o yüzden.
Bölüm ile fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz sevinirim ve oy,vote vermeyi unutmayın (yıldıza dokunarak oy verebilirsiniz yeni Wattpad kullanıcıları için söylüyorum yanlış anlaşılma olmasın.Mehir'den
Saat daha 5 olmasına rağmen gözüme uyku girmiyordu. Bugün korktuğum gündü. Kaderden kaçınılmazdı.
Kartal Mardin'e geri geliyordu. Bazı sebeplerden ötürü İstanbul'da eğitim almış orda kendi kurduğu şirketin başına geçmişti. Onunla evliliğimiz küçüklükten belirlenmiş bir şeydi.
Beni babamdan kurtarmışlardı. Kartal'ın babası Ahmet ağa sağolsun beni o cehennemden kurtarmıştı. Karşılığında onun gelini hanım ağa olacaktım.
Heyecandan mıdır, korkudan mıdır bilmiyorum ama gözüme asla uyku girmemişti. Ne kadar zorlasamda olmuyordu. Yattığım yerden doğrulup ayaklarımı yataktan sarkıttım.
Ayaklarım soğuk parkeyle temas edince hafiften irkildim. Ayağa kalkıp camın önüne gittim. Pencereyi açtım içeriye temiz hava girmesine izin verdim.
Hafif esen rüzgar tenimi okşuyor, hafiften uçuruyordu. Gözlerimi sıkıca kapattım ve huzur dolu ana bıraktım kendimi. Keşke hep bu anda kalabilseydim.
Acaba Kartal nasıl değişmiştir?
En son gördüğümde yüzü bebek poposu gibi pürüzsüz bembeyazdı. Simsiyah saçları, yemyeşil gözleriyle dikkat çeken bir yakışıklılığı vardı. O zaman için bile yaşıtlarına göre uzun kalıplı bir çocuktu.Gözlerimi aniden açıp kafamı iki yana salladım. Aptalmıyım ben neden onu düşünüyorum ki. Severek evlenmicektik sonuçta. Hem çocuğu zor bir duruma düşürüyordum.
O da isterdi sevdiği kadınla evlenmeyi. Acaba Kartal bu zaman içinde bir kadına aşık olmuşmudur?
Bu düşünceyle beraber kalbim sızlamıştı.Ne kadar aşık olmasak da kocamın başka kadına aşık olmasını istemezdim. Benimle birlikteyken başka bir kadını düşünmesi bile iğrenç bir şeydi.
Neden durduk yere aklıma böyle şeyler gelmişti ya. Modum iyice düşmüştü. Napsam ki aşırı sıkılmıştım. Şuan evdeki herkesde uyuyordu. Gözüm penceremden gözüken ormana takılmıştı.
Yani sonuçta herkes uyuyor hemencik çıkıp gelsem nolur ki? Hem kafamı dağıtmış olurdum.
Yavaş adımlarla ve parmak uçlarımda yürüyerek odadan çıkıcaktım ki gözüm aynada gözüken yansımama takılmıştı.
Üzerimde ki ince kısa beyaz gecelik tüm vücut hatlarımı belli ediyordu ama sonuçta akşam vakti kimsecikler olmazdı ormanda.
Küçük adımlarla konaktan çıkıp ormana gittim. Ayağıma terlik veya ayakkabı gitmemiştim. Bir yerde okumuştum çıplak ayakla toprağa basmak negatif enerjiyi alırmış ve şuan buna aşırı ihtiyacım vardı.
Geceleri yürüyüş yapmayı çok severdim. Her zaman akşamları kaçıp bu ormanda yürüyüş yapar kimsenin haberi olmadan geri dönerdim. Bu orman hem beni rahatlatır hem de sakin kafayla düşünmemi sağlardı. Bana iyi gelen şeylerdem biride bu ormandı.
İki yanımdan belime kadar uzanan siyah saçlarımı arkama attım. Saçlarım beni aşırı derecede bunaltıyordu ama asla kesmezdim.
Komşumuz Neriman teyze demişti saçların uzunken aynı annene benziyorsun diye. Annemi hiç tanımamıştım. Beni doğururken vefat etmişti.
Etrafım yeşilliklerle doluydu. Burnuma güzel çicek kokuları geliyordu. Cidden ben burada huzur buluyordum. Kendimi bir ağaca yaslayıp yere çöktüm. Bacaklarımı kendime doğru çekip yıldızları izlemeye başladım.
Güneş doğana kadar vaktim vardı sonuçta. Gözlerimi kapattım kafamı ağaca yasladım. Keşke burada uyuyabilseydim.
Ormandan gelen çıtırdı sesi ile aniden gözlerimi açtım.
“kim var orada!” diye bağırıp acele acele ayağa kalktım. Etrafıma bakmıştım ama kimsecikler yoktu.Sesin geldiği yöne baktım. Gidip gitmemek arasında kalmıştım ama gidicektim. Korksamda merakıma yenik düşmüştüm.
“fazla merak totoyo yar-” kendi kendime mırıldanarak ilerliyordum.Küçük adımlarla sesin olduğu yere gidiyordum ama kalbim depar atıyordu. Sakinleş kalbim sakinleş küçük bir kedi o diyerek kendimi avutuyordum.
Çalıların arkasına baktım ama hiç birşey yoktu. Kedide yoktu insanda...
O zaman bu sesi kim yapmıştı?
“havada iyice soğudu ben geri gideyim artık” dedim kendi kendime kesinlikle korktuğumdan değil.Tam geri dönüp gidecektim ki belime sarılan kol ile olduğum yerde çakılı kaldım. Tam çığlık atacaktım ki bi el ağzımı kapattı.
Debelenmeye başladım beni bıraksın diye ama ne fayda arkamdaki adam çok güçlüydü.En sonunda kafamı yukarı kaldırıp beni tutan adama baktım. Kalbim bu sefer korkudan atmak yerine heycandan atıyordu.
O burdaydı Kartal...
Gençler kusura bakmayın kısa oldu diğer bölümler daha uzun yazmaya çalışacağım. Oy vermeyi unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kartal Ağa
Художественная прозаKüçükken evlenileceği kesinleştirilmiş Kartal ve Mehir'in hikayesidir. Kartal Ağa'nın oğlu geleceğin ağasıdır. Mehir ise sadece konakta çalışan ailenin kızıdır. Kitap baştan yazılmıştır.