3- Kıskançlık

333 41 38
                                    

...

Kafenin içerisine doğru girerken tabii ki aklımda Selina'dan yediğim trip vardı. Hiç beklemediğim bir şekilde iyi eğlenceler deyip kullanılmış peçete gibi atmıştı bir anda.

Kemal karşıdan çenesini eline yaslamış bana bakıyordu, yeşilleri güneşin yüzüne hafiften vurmasıyla kısılmıştı. Kumral saçlarını her zaman ki gibi dağınık kullanıyordu. Üzerinde dar bir siyah tişört vardı. Küçük bir tebessüm ederek masaya oturmuştum.

'' Selamlar efendim! '' Sanki her şey yolundaymış gibi kocaman gülümseyerek kurduğum selam faslına tabii ki gülmüştü.

'' Hoş geldin. Sırf sen tatlımı ısmarlayacaksın diye söylemedim daha. '' Demesiyle küçük bir şekilde kıkırdamıştım, kesinlikle bu çocuk işini biliyordu. Garson yanımıza geldiğin de Kemal'den bakışlarımı çekmiştim.

'' Ben bir soğuk kahve alayım, arkadaşıma da limonlu cheesecake ve soğuk kahve. '' Dediğinde garson tebessüm ederek aldığı siparişle yanımızdan ayrılmıştı.

'' Duygulandım o kadar tanıdık mı artık birbirimizi? '' Yalandan sildiği göz yaşlarıyla kahkaha atmıştım bu şaklaban haline.

'' Sanırım tanıdık. '' Dediğim de onaylayarak kafasını sallamış ardından dedikoducu teyzeler gibi masaya ellerini koymuş bana full fokus bakıyordu.

'' Anlat bakalım şimdi mevzuyu, Yavuz'u kandırmış olabiliriz ama beni asla. '' Dediğinde küçük bir şekilde etrafı süzmüştü gözlerim, kimse yoktu Allah'tan. Kemal arada fazla tepki verebiliyordu. Tatlı ve kahveler önümüze konduğunda pipetle kahvemi karıştırmıştım.

'' Şimdi şöyle. '' Diyerek başladığım lafa girişmiştim bir kere, bu zamandır içimde tuttuğum her şeyi, yani en azından çoğu durumu dökecektim.

Bugün yaşananları özetleyerek anlatırken o ise tatlısından bir çatal bile alamamış ağzı kocaman açılmış bir şekilde bana bakıyordu, evet kesinlikle bu olanlardan haberi yoktu. Ve asla tahmin etmiyordu.

'' Hassiktir lan! '' Biraz gürültülü bağırdığı için kolunu dürttüğüm de, o ise kocaman açılan ağzını zorla eliyle kapatmış etrafa bakmaya başlamıştı kontrol ederek.

'' Sen benimle taşşak mı geçiyorsun? '' Diyerek yönelttiği çok kibar soru şekline dudaklarımı kemirmiştim.

'' Y-yani Kemal ben şey üzülmesin diye gittim. Off çok üstüme geliyorsun. '' Demiştim yerimde kıpırdanırken, önümde ki kahveden yudum almıştım.

'' Ulan kendini açıklarken bile utanıyorsun büzüşüyorsun, Asya sana bunu yapan hayat bana neler yapmaz.'' Demesiyle omuzlarım düşmüştü, sahiden o kadar vahim mi anlatmıştım durumumu?

'' Neyse ne ya! Ne varmış benim durumumda? '' Demiştim anlık gaz ile yükselirken, Kemal ise önünde ki tatlıdan şükür ki alabilmiş kısmış olduğu gözleriyle bana bakıyordu.

'' Asya seni bu ekibe geldiğimden beri tanıyorum, o toplantıda Yavuz dahi olsun herkesin ağzına lafları söylüyorsun. Adeta dişi kaplansın, şimdi ise Selina'nın karşısında yavru kedi olmuşsun. '' Demesiyle dumura uğrarken hak vermiştim biraz, ne ara bu duruma gelmiştim ki ben?

'' Bak Kemal haklısın tamam ama ben Selina'ya başından beri böyle yaklaşıyorum, ister istemez olan bir durum. Keyfimden yapmıyorum yani, biraz beni de anlasan? '' Dediğim de o da sıkıntıyla bir nefes vermişti.

Aşk Tuzağı - GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin