"İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar."
Atatürk.Zorlu geçen bir uçuşun ardından yolcuların çıkmasını bekledi. Kurallar gereği son yolcu inene kadar kokpitinden çıkamazdı. Kapısına üç kere vurulmasının ardından yolcuların gittiğini anlayan Emre, kilidini açtı ve ceketini giydi. Eşyalarını toplayıp kapısını açmıştı ki kabin ekibinden olmadığı her halinden belli olan bir kıza çarptı.
Kızın elinde bir sürü çanta vardı ve birkaçını yere düşürmüştü. Konuşması yasaktı fakat etrafını kontrol etti ve kimsenin olmadığını görünce yere eğilip çantaları aldı.
"Burada olmamalısınız." Dedi ve kıza baktı. Kız kaygılıydı. Mavi gözleri, siyah saçları vardı.
"Pardon, çantamı unutmuşum." Kız hızlıca koltuklara yöneldi. Emre mecburen kızın çıkmasını beklemek zorundaydı.
Kız birkaç dakika boyunca oturduğu koltuğun etrafına baktı ama bulamadığı belliydi. "Bulamadıysanız kabin ekibine sormalısınız. Belki onlar almıştır."
Kız kafasını kaldırıp adama baktı. "Nerde bulabilirim?"
"Beni takip edin, oraya gidiyordum."
Kızın yanına gelmesini bekledi ve beraber uçaktan çıktılar. Uzun bir koridordan geçtiler fakat yolculardan farklı olarak sağa döndüler. Bir süre daha yürüdükten sonra beyaz bir kapının önünde durdular.
Emre cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı, kızın geçmesini bekledi.
Pilotun odasıydı. Bir yatak, televizyon, yemek yapmak için bir ocak bile vardı.
"Eşyalarını buraya bırakabilirsin. Çantanı bulmak biraz zaman alacaktır." Emre telefonunu çıkardı ve bir numarayı aradı. "Bir kız son uçuşta çantasını kaybetmiş, size yönlendiriyorum." Karşıdaki cevap verdi. "Biliyorum, yasak ama mecbur kaldım." Birkaç saniyenin ardından telefonu kapattı. Kıza doğru döndü, tam konuşacakken kapı çaldı.
"Emre, müsait misin?" Sinirli bir erkek sesi geliyordu. Emre içinden küfürler etti ve kapıyı açtı. Adam kırklarının sonunda gibi gözüküyordu ama sağlığı yerinde gibiydi. "Son uçuşundaki motor arızası..." dedi adam ve karşısındaki çaresiz kızı gördü. "Bu kim Emre?"
Emre'nin daha öncesinde izinsiz bir insanı yalnızca personelin girebileceği odaya sokması yüzünden aldığı cezası vardı.
"Kız arkadaşım bana sürpriz yapmak için gelmiş ama çıkıyordu. Yasak olduğunu bilmeden girmiş, çok özür dileriz." Emre, kızın yalanına ortak olması için dualar ediyordu. Kız zorlukla gülümseyerek kafasını salladı.
"Beş dakikaya odamda ol Emre." Emre, kafasını salladı ve adam odadan çıktı.
"Duyduğun gibi gitmem lazım ve senin de gitmen lazım."
Kız kaşlarını çattı. "Çantam? Ayrıca bu neydi böyle?"
"Çantanı bulursam sana ulaştırırım." Kızın diğer çantalarını eline aldı ve kıza uzattı. "İletişim bilgilerin kayıtlıdır. Oradan ulaşırım." Kapıyı açtı ve koridordan beraber geçtiler.
"Çantamın içinde telefonum vardı." Dedi kız kısık sesle. Niye kısık konuştuğunu o da bilmiyordu. Bi anda utanmaya başlamıştı.
"Halledeceğim." Dedi Emre de sesini kısarak.
Emre sol tarafı gösterdi, "Buradan düz gideceksin. İşim bitince ismini anons ettiririm gelirsin. Bir daha da iniş yaptığın uçağa geri dönme."
"Teşekkür ederim ama şunu söylemeden gidemeyeceğim; deneyimlediğim en kötü uçuştu."
"Çantanı unut." Emre arkasını dönüp odasına doğru yürüdü ve arkasında ciyaklayan kızı duymazdan geldi.
|| Umarım hoşunuza gitmiştir. Giriş bölümü olduğu için kısa tutmak istedim. Bir yıldızınızı alırımm🫶🏻