Erotik Karşılaşma

Tatlı Sert

Sert sert sürtünmelerim, dingin zihnime rağmen zonklayan kadınlığım ve gittikçe hırçınlaşan ben...
O ise hala sakin kalmaya çalışıyordu. Bakışlarından anladığım kadarıyla naif görünümüme karşı olan bu hallerim onu şaşırtmıştı.
Öpüşmeyi bile yeni öğrenirken, neyi nasıl yaptığımı bilmeden dudaklarını ısıra ısıra öpmem onu zorluyordu, ilkim olduğunu bildiğinden beni zorlamamak için kendini tutmaya çalışıyordu.

"Adını söylemedin." dedim birden sürtünmeye devam ederken, o ise sakince ellerini saçlarımda, boynumda ve göğsümde gezidirip duruyordu.

Mana veremedi başta sonra tanışmadığımızı hatırladı ve gülümseyerek
"Aslan." dedi.

Durdum ve gözlerine baktım.
"Neysen" dedim.

"Memnun oldum." dedikten sonra ensemden tutarak dudaklarına yapıştırdı beni.

Hırçın öpüşlerimiz yüreğimi kasıp kavuruyordu, yerimde kıpırdanmadan duramıyordum. Elini kalçama atıp sıkınca ağzının içine inledim.
Belimden tutup sabit tutmaya çalışıyordu ama ben duramıyordum. Aniden kalçama sertçe vurunca beklemediğim için sıçradım ve dudaklarından ayrılıp 'ahh' diyerek kafamı geriye attım. Hemen ardından bir eliyle kalçamı bir eliyle göğsümü sertçe sıkınca ellerimle omuzlarından sertçe tutunup
"Ahhh Asslaann" diye istemsizce inledim. Çünkü biraz sızlamıştı ama verdiği zevk çıldırtırcasına bir şeydi.

"Çok az kaldı, sikim içindeyken kucağımda zıplayıp, nefes nefese, durmadan adımla inleyeceksin. Önce biraz daha amının tadını çıkaralım.
Güzelim gel bakalım şöyle."

Beni kucağından indirip önce koltuğa kendisi uzandı ardından beni yüzüne oturttu ve yalayıp emmeye başladı.

Bu tarifi o kadar zor bir histi ki... Tepemdeki uzaya çıkmıştım sanki. Islak ve yumuşak dili içimi doldurup doldurup taşırıyordu, yerimde durmakta çok zorlanıyor ve sürekli inliyordum. Fazlaca ıslanıyordum ağzının içinde, dilinin çıkardığı seslerden anlaşılıyordu. Nefesi de bir yandan içimi yakıyordu. Dik durmakta zorlandığımdan dizlerimi iki yanına koyup eğildim, alnımı bacaklarına yasladım ve bacaklarından tutunup destek almaya çalıştım. Kalçam havada kalmış, şişmiş amım hala ağzının içindeydi. Elleriyle kalçalarımdan tutup daha fazla ayırmaya çalışıyordu, dilini içime sokup sokup çıkarıyor, kilitorisime dil darbeleri atıyordu. Dili orada değilken de parmağıyla okşuyordu.

O an kabarık penisiyle göz göze geldik dokunmak istedim ve parmağımı sürtmeye başladım. O da irkilmişti ama bozuntuya vermeden emmeye devam etti.
Önce tırnağımı değdirip etrafında gezdirdim, bacakları kas katı kesilmişti, sonra yavaş yavaş dudağımı yaklaştırdım, tam ucuna dudaklarımı değdirdim, ardından dilimi dudaklarımın arasından sızdırıp ucunu dokundurdum. Her şey o kadar değişik geliyordu ki, şu an bunu yapıyor olmak bile...
Sonra yavaşça boydan boya yalamaya başladım, Aslan ise gittikçe hırçınlaşıyordu. Ben de durmayıp penisini emmeye başladım.
Erkeklerde beni en çok etkileyen şeylerden biri erkeksi, tok, derin inleme sesiydi.
Ağzımın içine alıp emmeye başladığımda o istediğim inleme sesine ulaşmıştım. Bu ses öyle ki, beni orgazmın doruklarına çıkarır. Bu ses için nefes bile almadan saatlerce sikişebilirim.
Çakıl ses tonu derler bilir misiniz, şarkıcıların kirli okumasına benzer. Aslan'ın inlemesi tam da öyle bir tondan geliyordu ve bu beni arşa çıkarmaya yeterli bir sebepti.
Duydukça kendimden geçiyor ve daha sert davranmaya başlıyordum. Aldığım zevkten dolayı sesimi asla kontrol edemiyordum. Bu denli zevk alışım ve alçalmayan inlemelerim de Aslan'ı delirtiyordu.

İkimiz de uzayın derin zirvelerine çıkıp karadeliğe tekrar düştüğümüzde, nefes nefese, olduğumuz yere kendimizi bıraktık. Daha doğrusu ben bacaklarına yığılmıştım o ise olduğu yerde kalıp, başını geriye attı, nefesini düzeneye sokmaya çalışıyordu.