"aşk olsun seni benden alabilene"

4.9K 611 445
                                    

Selam tekrar sorayım
Fici begeniyor musunuzzz?

(Bu arada taslakta yazmaya başladığım bir fic daha var yayimlar miyim bilmiyorum ama bakalimm friendstolovers tarzi hrrr hasin tae olabilir😉😉)

Oyları simdiden alayimm ve yorumlari unutmayinnn.

Vveeeee buraya gelmişken etmeyenler ig hesabımı gelmeyi unutmayın
/@mytaebeauty






"See, that's my soldier"








Anı.

Anılar niye bu kadar acımasız olmak zorundaydı? Unutmak neden bu kadar zordu?

Gözlerimin önünden geçen sayamadığım anılar canımı yakıyordu. Hatırlamak istemiyordum. Ne olurdu hiç tanışmamış olsaydım onunla? Şimdi böyle acı çekiyor olur muydum? Gözlerimden akan her bir yaşın sebebi o değil miydi?

Bilmiyordum, belki de bencil davranıyordum. Fakat her ne olursa olsun bunların canımı yakması beni ciddi anlamda üzüyordu.

Şaşırmamıştım tabii ki. Sinirlenmişti. Siniri bana ya da bir başkasına hiç farketmezdi. Ama dün gerçekten kendimi iğrenç bir şekilde suçlu hissetmiştim. Ağır konuşmuştum. O an ne dediğim farkına bile varamamıştım. Ve bundan dolayı sadece özür dilemek, kendimi açıklamak istemiştim.

Fakat o beni sikine bile takmayıp telefonunu bir sürtüğün almasına izin vermişti. Bu jadar umrunda değildim işte. Çocukluğumuza, eskilere gram saygısı yoktu. Yine soluğu bir kadının kollarında almıştı.

Evet ağlamıştım. Dışarıdan nasıl duruyordum bilmiyordum. Ama Jimin bana hep asi durduğumu söylerdi. Fakat için apayrıydı. Sulugöz biri değilim dedem inanmazsınız muhtemelen. Ama benim ağlamam için canımın ciddi anlamda acıması gerekirdi.

Hoş, Taehyung da Eunwoo da bunu başarmıştı. Tebrik edilesi...

Şimdi ne durumdaydım?

Buğulanmış gözlerim odamın duvarındaki saate kaydı.

00.46

Gece yarısını geçmiştik bile. Ev halkı çoktan uyumuştu. Ben ise yatağımın tam ortasında bacaklarımı kendime çekmiş bir şekilde düşünüyordum. Sadece derin bir şekilde düşünüyordum.

Hayır bu herifin beni bu saatlere kadar uykusuz bırakmaya hakkı yoktu. Onu düşünmemeliydim. Onun için üzülmemeliydim. Konuşmanın üzerine saatler geçmişti ve telefonumu kapatmıştım.
Muhtemelen şu an o kadının üstünde terliyordu.

Bu fikir içimi titretmeye yetti. O bunu hep yapıyordu. Fakat bu sefer... Bu sefer benim canımı yakmıştı.

Gözlerimin kenarlarının ağlamaktan acıdığını çok kez hissettmiştim. Bu raddeye kadar ağlayan belki de nadir insanlardandım. Ama artık toparlanmaya ihtiyacım vardı.

Küçük balkonumun kapısı açıktı. İçeriye çok da ılık olmayan rüzgar giriyor, tenime değiyor ve ürpermeme sebep oluyordu. Üstümde bir t-shirt altımda ise kareli pijamam vardı. İçerisi ise gittikçe soğuyordu.

Gözlerim bir yere takılı kalmış ve orada kendini dinlendiriyordu sanki.

Sadece iki gün içinde yaşadıklarım bana birçok şey öğretmişti.

Eunwoo.

Aklıma gelenle durdum. Gerçekten Eunwoo benim hayatıma ne zaman girip bu denli etkili olmuştu? Onunla ne kadar süre sevgiliydim? Bu tür sorulara cevap verecek halim bile kalmamıştı.

𝐭𝐡𝐞 𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐛𝐨𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin