Selam oyları alayımm. Yorumlarınızı da eksik etmeyin çünkü bir sonraki bölümü siz de çok isteyeceksiniz;)
"İf i can't have you, no one can."
Huzurla uyandığım birkaç gün.
Eskiden çoğu zaman kendimi bir mutluluğa layık görmezdim. Bu neyle alakalı hiçbir fikrim yoktu. Ya da kendime bir neden veremiyordum. Başkasının mutluluğunu hep ön planda tutardım. Ben başkasını sorardım. Ama ondan beni sormasını beklemez, kendimi önemsemezdim. Hatta bir süre sonra hiç kimsenin beni umursamaması gerektiğini düşünmüştüm. Sanki bir birey değildim. Bunlara ihtiyacım yoktu.
Ama hayır. Ben de bir insandım. En çok bunlara ihtiyacım vardı. Annem ve Babam konusunda hiçbir sıkıntı yaşamamıştım. Beni hayatımın her evresinde sonuna kadar desteklemişti. Ama bununla olmuyordu. Yetmiyordu. Başka kollara, bambaşka bir göğüse ihtiyacım vardı sarılmak için.
Bilmem, belki de bu ihtiyacım beni biriyle sevgili olmaya itmişti.
Güzel bir yüzüm vardı. Bunu hiçbir zaman inkar etmemiştim. Ya da güzellik algılarına uyuyordum. Vücudum da öyleydi. Ama ben, beni sadece bunlara bakmadan, her şeyimle sevecek birini arıyordum. Yüzümdeki yara iziyle, bazen gelen ataklarımla, bazen ise şımarıklarımla... Bu her insanın ihtiyacı değil miydi? Niye kendime bu kadar çok görüyordum? Benim bir eksiğim mi vardı?
Hayır. Ben bunları fazlasıyla hakediyordum.
Ve sanırım bunu görmeme yardımcı olacak kişiyi bulmuştum.
Birkaç dakikadır spor salonunun soyunma odasındaydım. Ellerimi başımın altına koymuş düşünüyordum her şeyi.
Bugün uzun süredir spora gitmediğimi farketmiştim. Tabii her şey üst üste gelmişti. Bu yüzden akşam altı gibi üye olduğum spor salonuna gelmiştim. Sonuçta vücudumu formda tutmam gerekiyordu. Sanırım bugünden itibaren düzenli bir şekilde gitmem gerekiyordu.
Derin bir nefes vererek ayağa kalktım. Boy aynasının önüne geçtim. Üzerimde kalın askılı bir spor atleti, altımda ise düz bir şort vardı. Omzumu ve kollarımı açıkta bırakan bu atlet sayesinde kaslarım belirgin bir şekildeydi. Atlet biraz yapışık olduğundan belimi ve erimeye yüz tutmuş karın kaslarımı ortaya çıkarıyordu.
Gerçekten formdan düşmüş gibiydim.
Spor çantamı ve eşyalarımı bir kenara koyduktan sonra aynaya tekrar döndüm. Saçlarımı elimle düzelttim. Bugün çok yemek yememiştim. Fazla yemek yiyince spor yapasım gelmiyordu. Daha doğrusu bir ağırlık çöküyordu. Oturduğum yere bıraktığım enerji içeceğimin kalan son yudumunu da içtiğimde çöpe fırlattım bir basletbolcu edasıyla. Bu kıkırdamama sebep oldu. Pekâlâ, sanırım çıkmalıydım. Çünkü bugün benim için yorucu olacaktı.
Soyunma odasındna çıktığımda küçük koridordan ilerledim. Ve spor salonuna vardım. Çok kişi yok gibiydi. Gözüme çarpan birkaç kadın birkaç erkekten başka kimse yoktu. Normalde daha kalabalık olurdu. Ve aletleri kullanmak için beklemek zorunda kalırdım. Bu iyi bir şanstı.
Önce ağırlık çalışmak için dambılların olduğu yere ilerledim. Önce kol ve omuz çalışmak her zaman tercihim olmuştu. Tabii ki bundan önce kulağıma airpodslarımı takıp telefonumdan motive edici bir liste açtım. 4 kiloyla başladığımda gerçekten de zorlandığımı hissettim. Yavaşça kaldırıp indirirken kendimi şimdiden iyi hissetmeye başlamıştım.
Daha yapalı 5 dakika olmuşken kaslarının açıldığını ve gevşediğini hissetmiştim. Kısa bir süre de olsa bunu sürekli yapmak beni fena yormuştu. Normalde 15-20 dakika boyunca çok zorlanmdan yapabilirdim. Bu yüzden kendimi zorlamaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐭𝐡𝐞 𝐨𝐭𝐡𝐞𝐫 𝐛𝐨𝐲
Fanfiction"diğer" olmaya mâhkumum yan ship: yoonmin Fanfic'de 1.lik 🥇🏆