6

31 4 0
                                    


Seokjin's POV

Namjoon'u otobüsüne bindirdikten sonra otobüs durağına tamamen zıt yönde olan metro durağına gittim. Sevdiceğimi kurtarmıştım bugün, o yüzden hoplaya zıplaya gidiyordum. Eve gidince Aeri annem kızıcaktı büyük ihtimalle ama olsun. Derslerime önem vermemi istiyordu bu sıralar (yaklaşık 2 yıldır) hiç umursamıyordum ve iyi bir üniversiteye gitmemi, hayallerimi gerçekleştirmemi istiyordu.

Aeri annem psikiyatrist, Hyeri annem ise psikolog. Üniversite yıllarında tanışmışlar, Aeri annemin o zamanlar toxic bir ilişkisi varmış ama ayrılalmıyormuş. Arkadaşları da psikoloji bölümünün birincisi olan ve stajlarını başarı ile bitirmiş bir numaralı psikolog adayı olan Hyeri annem ile tanıştırmışlar. Hyeri annem ikisini de önüne almış, Aeri annem sakinlikle konuşacak, terapi gibi bir şey olacak beklerken Hyeri annem o zamanki sevgilisini dövmüş. Annem hâlâ gururla anlatır. Sonra da irtibatta kalmışlar falan filan. Aeri annem normalde cerrah olmak istiyormuş ama Hyeri annemle muhabetleri o kadar sarıyormuşki psikolojiye merak duymaya başlamış sonuç olaram hem acil doktoru lisansı var hem psikoloji alanında lisansı var.

Aeri annem yapısı gereği biraz gerginken, Hyeri annem ise çok sakindir. Sinirlendiğini görmek zordur tabii kıskanç olmadığı zamanlar. Kıskandığında içinden başka biri çıkıyordu.

Eve erken gittiğimde ikisi de evdeydi. Bir şey demeden koşarak odama gittim. Birlikte özel psikoloji kliniği açmışlardı. Seansları olmadığı zaman gitme gereği duymuyorlardı.

Odama gidip üstümü değiştirdiğim gibi Hyeri annem geldi. Kapıyı tıklatmazdı evde. Kendini benim yatağıma attı.

"Naber lan eşek sıpası"

"İyi, sen anne?"

"İyi de nasıl hissediyon bugün?"

"Terapide falan mıyım? Ne biçim soru bu, normal hissediyorum işte!"

"Bir şey demedim be! Erken geldin, hayrola? "

"Hiç, canım okulda durmak istemedi."

"Anladım. İstersen uyu, akşam yemeğinde seni çağırırım. Aeri şimdi gitcek de benim seansım yok daha. "

"Tamam." Bende kendimi onun yanına atmıştım. Kafasını göğüsüne koyup tavanı izlemeye devam ettik.

"Jinnie çocuk olmadığını biliyorum ama bir şey mi oldu? Cidden şu sıralar pek konuşmuyoruz ve bu sinirimi bozuyor. Ayrıca kilo vermiş gibisin öğle yemeklerini yemiyor musun, dürüst ol."

"Bazen. Yemekten sonra konuşsak cidden uykum geldi."

"Tamam uyu sen." Saçımı karıştırıp odadan çıktı. Dediğim gibi uykum gelmişti ve gözlerimi kapattığım gibi uyumuştum.

-------

Akşam yemeğinde konuşuruz falan demiştik de odadaki tek ses bir birine çarpan çatal bıçağın sesiydi. Bir anda Aeri annemin telefonu çaldı. Annem telefonda kısa bir konuşma geçirip yemeyi kesti.

"Bugün okulda bir olay olmuş, yarın gelmemizi istiyorlar. Noldu?"

"Anlatmadılar mı anne?"

"Hayır, duydun istemedim. Senden dinlemek istiyorum. Olmaz mı?"

Bende çatalla bıçağı bırakıp ellerimi birbirine kenetleyip arkama yaslandım. Olayı nasıl özetleyeceğimi düşünüp özetlememeye karar verdim.

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım:
"Aşık oldum."

"Park Bogum'a mı gözüne sıçayım Seokjin."

Lunch |Namjin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin