Bilinmeyen numara
'Arkadaş' dediğin insanlarla bu kadar yakın olmak zorunda olmadığını biliyorsun, değil mi?Minho
Sinirlendin mi?
Ama bu abartacak bir şey değildi gerçi.Bilinmeyen numara
Birinin yer olmadığı bahanesiyle kucağına oturması sence abartı değil mi?Minho
Ben çocuk değilim Jisung, gerçekten yer yoktuBilinmeyen numara
Kaç yaşında adamlarsınız yan masadan bir sandalye çekmeyi hiç düşünmemediniz mi?Minho
Kıskanç olmak için sebepler arıyorsun sanırımBilinmeyen numara
|Şimdi o yüzüne yumruğu geçircem amk
Tamam minho.Minho
Bak bu iş böyle olmuyor, yüz yüze konuşalım.Bilinmeyen numara
İstemiyorumMinho
Sorduğumu hatırlamıyorum?
*Görüldü*Jisung telefonunu cebine koydu, yerinden kalktı ve sınıftan çıkmak üzere hızla kapıya doğru yürüdü, onunla yüz yüze konuşmak istemiyordu. Henüz buna hazır değildi. Hazır olsa bile, bu konuların üzerinde durmak istemiyordu.
Jisung sınıf kapısından çıkmak üzereydi, ancak Minho içeri girdiğinde aralarındaki anlık yakınlığı bozmak için bir adım geri çekildi o içeri girip kapıyı arkasından kapatırken. Minho sınıfın kapısını kapattıktan sonra içeride yalnız kalma fırsatını bulmuşlardı. Minho, Jisung'un omuzlarından tuttu ve onu yavaşça arka sıralara doğru sürükledi.
"Sana arkadaş gibi davranmamaya çalışıyorum ama sen de gereksiz yere bana karşı kıskançlık duymayı bırakmalısın."
Jisung cevap vermeden önce her iki elini de minho'nun kendi omuzlarında olan ellerine koydu, onları oradan uzaklaştıracak bir hareket yapsa da bu hareket sayesinde minho'nun hedefi jisung'un elleri oldu böylece minho jisung'un ellerini kendi elleriyle birleştirdi. Jisung onunla temas etmekten hâlâ oldukça çekiniyordu. "Arkadaş gibi davranmamaya çalışıyorum derken? Seni herhangi bir şeye zorluyormuşum gibi konuşma."
Minho, Jisung'un belini nazikçe tuttu ve onu kendine doğru çekti, arkasındaki masaya otururken neredeyse jisung'un kendi kucağına oturmasını sağladı. "Bak şimdi sen de benim kucağımda oturuyorsun büyütülecek bir konu değilmiş, değil mi?" Jisung hiçbir şey söylemeden temas halindeki vücutlarının alt kısmına bakıyordu. Göstermemeye çalışsa da bu görüntüyü görmek bile onu memnun ediyordu.
"Aynı şey değildi"
"Tam olarak aynı şeydi." Jisung başını eğdi ve gülümsedi, kendisini minho'nun kucağına daha da yerleştirmeye başladı sonuçta bu fırsatını kaçırmak istemiyordu. "Seni anlamak zor. Önce kendini saklıyorsun, sonra kendini ele veriyorsun utanıyorsun, sonra da cesur oluyorsun." Minho başka hiçbir şey söylemeden jisung'un beline doladığı kollar sayesinde onu kendisine yaklaştırdı böylece aralarında olan boşluk tamamen kapanmıştı. "Bu senin için iyi mi?" Minho, Jisung'un sorduğu soruyu düşünüyormuş gibi mırıldandı, ondan gözlerini ayırdı ve "Sanırım öyle." diye cevapladı.
"Ama sen o kadar çok cesaretli görünmüyorsun." Jisung, Minho'nun yönelttiği sözlere karşı kaşlarını çattı. "Cesaretimi kanıtlamak için bir şey yapmam gerekiyor mu?" Minho yavaşça ona doğru başını salladı ve kollarını onun belinden gevşeterek ellerini belinin kıvrımlarına koydu. "Aşkını kanıtla." Jisung, onun ne ima ettiğini anlayarak kıkırdadı ve ellerini onun omuzlarında duran ellerini nazikçe boynunun arkasına getirdi. "Ben yeterince kanıtladım, asıl senin benimle oynamadığını kanıtlaman gerekiyor"
"Eğer izin verirsen sana gösteririm"
Jisung onun söylediklerine gülümsedi ve bir anlık sessizliğin ardından yanıtladı, "Göster."
Bir süre bekledikten sonra Minho sol elini jisung'un boynuna koydu ve dudakları arasında biraz boşluk kalana kadar başını ona doğru eğdi. Dudaklarını onunkilere bastırmak istese de sanki onun son hamlesini bekliyormuş gibi gözlerini kapattı. Jisung, Minho'nun gözlerini kapattığını görünce başını biraz daha yaklaştırdı ve aralarındaki küçük boşluğu kapattı yavaşçana. Hissettiği heyecan patlamasından dolayı jisung'un parmakları onun boynunu biraz daha sert tuttu istemsizce, ama bu ikisi için de sorun değildi, jisung, minho ile aynı hızda öpüşüyordu. Bunu yavaş ama hissederek yapıyorlardı.
"Bir şeyi böldüğümü hissettim"
Jisung, duyduğu tanıdık sesle öpücüğü hemen kesti, Minho'nun kucağında yerleştiği yerini terk etti ve Felix'e doğru döndü. "Biraz öyle yaptın."
Felix utançla ellerini kaldırıp tekrar dışarı çıkmak üzereyken, Minho oturduğu yerden kalktı ve kapıya doğru yürüdü. "Sorun değil, Felix, sonra görüşürüz." Felix, Minho'ya gülümsedi ve gitmesine izin verdi, sonra hâlâ kendisine bakan Jisung'a döndü. "Bana öyle bakma, sınıfta hoşlandığın kişiyle seviştiğini bilemezdim."
"Yok artık be, sadece öpüştük" Felix Jisung'un savunmasına güldü ve sınıftan ayrılırken onu takip etti "Teknik olarak gelmeseydim o da olabilirdi" Jisung ona uyarıcı bir bakış attığında, Felix teslim olurcasına iki elini kaldırdı ve gülümsedi. "Tamam, tamam, özür dilerim"
Bölüm sonu
🏃🏿♀️🏃🏿♀️🏃🏿♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Favorite - Minsung
FanfikceJisung, 3 yıldır aşık olduğu sınıf arkadaşına onun kız arkadaşının ifşalarını anonim olarak açıklar ve ona yakınlaşma fırsatı bulur. {Texting + Düz yazı}