Jisung aynadaki yansımasına baktı; Okulun düzenlediği aptalca etkinliğe katılmak istemese de Felix için buna değerdi ve kabul etmek istemediği nedenleri de vardı, tabii ki bunlardan biri de onu görmekti, sanırım çoktan bu onun için yeterli bir sebepti. Jisung açık kahverengi gömleğinin kollarını sıvadı, eliyle saçlarını taradı ve evden çıkmaya şimdi hazırdı işte.
"Bu geceyi hiçbir pişmanlık duymadan huzur içinde bitirmek istiyorum" Jisung aynaya baktı ve bu gece için en içten dileğini dile getirdi, sonra telefonunu alıp hızla evden çıktı, geç kalmak istemiyordu.
Jisung okula vardığında kalabalığın arasından hızla geçip sınıftan tanıdığı insanlara doğru yöneldi, Felix de muhtemelen oradaydı.
Jisung, bir elin bileğini kavradığını hissettiğinde geriye baktı ve Felix'i görünce gülümsedi. "Geleceğini hiç düşünmemiştim." Jisung, Felix'in sözlerine omuz silkti ve yürümeye devam etti. "Bu sıkıcı günde odamda kilitli kalmaktansa burada kalmayı yeğlerim." Felix gülümseyip sahneye odaklandığında, Jisung da sahneye baktı. Hiç tanımadığı sanatçıyı izleyen birisi ne kadar eğleniyorsa o kadar eğleniyordu, yani neredeyse hiç eğlenmiyordu.
Jisung sıkılmış şekilde iç çekti ve etrafına baktı, sonunda gözleri aradığı kişiyi bulduğunda, gözleri bir an için minho'nun üzerinde kaldı ve her seferinde nasıl bu kadar güzel olmayı başardığını merak etti. "Sence nasıl?" Jisung, Felix bir soru sorarken başını hafifçe ona doğru çevirdi, gözleri hâlâ Minho'nun üzerinde parlıyordu, "Kesinlikle kusursuz."
"Sahneden bahsediyorum aptal."
Jisung kısa süreli dalgınlığından hızla sıyrılıp sahneye baktı ve başını hızla yukarı aşağı salladı, "Çok güzel, çok güzel." Felix sadece sessizce ona gözlerini devirdi ve sahneye geri döndü, Jisung ise Minho'ya son bir kez bakış atıp ardından sahneyi izlemeye başladı sıkılmış şekilde.
"Şimdiden sıkıldın mı?"
Jisung duyduğu tanıdık sesle hızla soluna döndü ve yanında duran Minho'ya baktı. Cevap veremeden önce Minho kolunu omzuna doladı ve onu susturdu. Jisung, hissettiği heyecanı bastırmaya çalışırken sahneyi izlemeye çalışıyordu. Yıllardır uzaktan sevdiği kişinin kendisine bu kadar yakın olmasına hâlâ hazır değildi. "Bu kadar sıkıcı olmak genetiğinde mi?" Jisung, kaşlarını hafifçe çatarak başını Minho'ya doğru çevirdi, "Ne yapmamı bekliyordun, pardon?" Minho onun yüzüne baktı ve düşünür gibi dudaklarını birbirine bastırdı, sonra gülümsedi.
"Dans edelim."
"Ha?" Jisung şok içinde mırıldandı ve Minho'nun bileğini tutup onu sürüklemesine izin verdi. İnsanların dans ettiği yere geldiklerinde, When Minho'nun elleri onun belini bulduğunda, Jisung'un elleri onun omuzlarında durdu, utandığı için gözleri ona bakmıyordu ama bunu itiraf etmek bile istemiyordu. "Utanıyor musun?" Jisung, Minho'nun alaycı ses tonunu duyduğunda hemen ona baktı. "Neden utanayım ki?" Minho sadece kısaca gülümsedi ve "Ben de bir an öyle düşünmüştüm." diye cevap verdi.
Minho bir anlığına Jisung'a doğru eğildi, onu kokladı, sonra geri çekildi ve bir süre sadece ona baktı. "Bu parfümü daha önce koklamış gibi hiseddiyorum." Jisung bunu duyduğunda içinde paniğin yükseldiğini hissetti. Ne söyleyeceğini bilmiyordu "Sana öyle gelmiştir." Jisung bu sefer Minho'nun gözlerinin içine baktı, onun anlamadığından emin olmak zorundaydı. "Sanırım bu yaygın bir koku" Jisung, Minho'nun söylediği şey üzerine farkında olmadan tuttuğu nefesini bıraktı ve ona gülümsedi, "büyük ihtimalle"
"Size iyi eğlenceler, ben gidiyorum."
Minho ve Jisung başlarını sesin geldiği yöne doğru çevirdiler ve onları bütün bu zaman boyunca izleyen Hyunjin'in gitmeye başladığını gördüler. Jisung onun gitmesini umursamıyordu ama Minho bundan hiç memnun değildi, o onun en iyi arkadaşıydı. "Hyunjin! Nereye gidiyorsun?"
Felix, Minho'nun Hyunjin'in peşinden gitmeye hazır olduğunu gördüğünde hemen ayağa kalktı. "Siz eğlenmeye devam edin, ben onunla ilgileneceğim." Felix, onu tanımadığı halde hyunjin'in peşinden koşmaya başladı, jisung için değerdi.
Jisung henüz ne olduğunu anlamasa da felix'in yaptığını görünce gülümsedi ve şimdi kendisine bakan minho'ya döndü. "Senin gitmen daha mantıklı olurdu" Minho, jisung'un sözlerine başını salladı ve hyunjin'i bulmak için yola koyuldu, jisung ise onun kendisinden uzaklaşmasını izledi.
Jisung tekrar yalnız kalınca iç çekti ve yürümeye başladı. Etrafta kimsenin olmadığı bu festivalde daha fazla kalmanın bir anlamı yoktu, bu yüzden eve gitmek için yola koyuldu.
Jisung sokakta yavaş yavaş yürürken, bir süre sonra telefonu titredi, telefonunu çıkarıp şifresini girdi, gelen mesajın üzerine yüzünde oluşan küçük bir gülümsemeyle tıkladı.
Minho
İyi gecelerBilinmeyen numara
İyi gecelerMinho
Barışabilir miyiz? Lütfen.Bilinmeyen numara
Bir istisna yapacağım :)Bölüm sonu
Reis suphelendi
Reis anladi.
(Hadi bu da bir şaka olsun)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Favorite - Minsung
FanfictionJisung, 3 yıldır aşık olduğu sınıf arkadaşına onun kız arkadaşının ifşalarını anonim olarak açıklar ve ona yakınlaşma fırsatı bulur. {Texting + Düz yazı}