Minhodan
Yeosang nasıl böyle acımasızca düşünebilir? Jisunga bir şey olursa bu sefer elimden kurtulamaz.
Jisungdan
Ellerim bağlı bir şekildeydim. Burası neresi? Ellerim acıyor benim.
"Burası neresi?"
"Demek Uyandın." Diyor o tanıdığım ses. Evet telefondaki konuştuğum adam.
"Ben neden buradayım?" Diyorum korkarak. Sırtına bakıyorum çünkü arkasını dönük.
"Bilmem. Sen bulacaksın."
"Ben mi?" Diyorum çekinerek.
Önüne dönüyor ve elindeki bıçağa benzeyen şeye bakıyorum.
"O ne?" Diyorum şaşırarak.
Yanıma geliyor.
1
2
3 adımda.
Elindeki bıçağı boynuma götürüyor ve istemsizce yutkunuyorum.
"Boynun ne kadar da güzel."
Susuyorum.
"Teninde bembeyaz. İnci gibi."
Susuyorum
"Zapzayıfsın. Dokunsam ağlayacak gibi."
Lanet olsun ki gene Susuyorum.
Bıçağı köprücük kemiğimde tutuyor ve acımasızca soruyor "Sustun kaldın."
Korkarak nefesimi tutuyorum. Sanki,sanki nefes alsam bıçağı boğazıma geçirecek...
"Ah. Senle çok güzel eğleneceğim."
Sanırım Minho gelene kadar ölmüş olacağım...
