*Minho'dan*
Ben onu bu kadar severken ve bunu belli ederken onun böyle yapması artık sabrımı taşırıyordu. Ona karşı daha sabırlı olmaya çalışıyordum çünkü çok narin. Ona yaklaşmaya bile korkuyorum ve Bana böyle yapması artık benim sabrımın sonuna getiriyordu. Artık ona zorla sahip olucaktım.
*Jisung'dan*
Neymişim ben ya. Aynaya geçtim ve kendime baktım.
"Aslında fena değilim." Dedim sesli düşünerek. Çok mu zayıflamışım ben be?
Annem olsa bana kızar ve beni yemek yemeye zorlardı...
Farkında olmadan gülümsediğini farkedip dolabımın yanına gittim ve gündelik kıyafetlerimi giydim. Mutfağa gittim ve öylesine bir şeyler atıştırdım. Yerken Chan'ı aradım. İkinci çalışta açtı.
C:"Naber Jisung?"
J:"Eh iyiyim."
C:"Bir şey mi oldu?"
J:"Yani Minho beni aradı."
C:"Minho mu? O kim?"
J:"Ah sana bahsetmedim benden intikam almak isteyen biri. Hem yakışıklı hem de pisliğin teki. Kendini çok bir şey sanıyor."
C:"Çok iyi tanımdı yalnız. Soyadı ne?"
J:"Lee Minho."
C:"Hmm. Daha önce duymadım."
J:"Boşver. Kendi kendine takılıyor. Seungminle sizin işiniz nasıl gidiyor?"
C:"İyi. Aramız bir ara bozuldu geri düzelttim."
J:"İyi. Neyse ben kapatıyorum seni meşgul etmeyim."
C:"Tamam kendine iyi bak. Bir şey olursa da beni ara."
J:"Tamamm."
Deyip telefonu kapattım. Telefonda gezinirken bir mesaj geldi. Mesaj MİNHO BEYDENDİ.
Minho
Akşam sana konum atacağım oraya gel.
Siz
Neden ki?
Minho
Sorgulmasan mı? Sadece gel.
Siz
Eh bakarım.
Minho
Bakmayacaksın geleceksin.
[GÖRÜLDÜ 12.56]
Gene başlın görüldü atmalara.
[GÖRÜLDÜ 12.58]
Gelmezsen iyi şeyler olmaz.
[GÖRÜLDÜ 13.00]
Sen bilirsin Hannie.
[İLETİLDİ 13.03]
/yazışma bittiii\
Ya of ne diyor bu?
'Gilmizsin iyi şiylir ilmiz.'
Gelmem zorla mı a-a.
En havalı sensin Minho Tamam.
Akşama kadar öküz gibi telefona baktım. Minho dan mesaj gelene kadar rahattım. Tabii ya konum atacaktı bu şerefsiz!
Minho
📌konum📌
Gelmezsen iyi şeyler olmaz.
[GÖRÜLDÜ 19.09]
30 dakikan var.
[GÖRÜLDÜ 19.10]
19.40'ta burada olmazsan benden kork Jisung.
[GÖRÜLDÜ 19.11]
/yazışma bittii/
Ne konummuş amk. Neyse üzerime kat kat geçirdim çünkü bugünkü hava durumunda karlı gösteriyordu ve bu da demek oluyor ki her an kar yağabilir. Hazırlanıp korkuyla çıktım ve koruma baktım. Siktir bu yere ilk defa gideceğim.
Taksi çevirip konumu gösterdim ve gitmeye başladım.
(Geçen gün bir taksi çevirdim hala dönüyor.)
Taksi ücretini ödeyip taksiden indim ve kendime lanetler okumaya başladım. Çok korkunç... Geri mi dönsem?
Arkamdaki sıcaklığı hissetmemle düşünme hissimi kaybettim.
"Korktun mu Hannie?" Dedi. Sesinden tanıdım bu Minho'ydu. Ama neden?
"Ne demezsin çok korktum." Dedim hafif alayla.
"Gel Jisung." Dedi.
"Nereye gidicez?" Dedim. Sinirle "Ya bir şeyi de sorgulamasan mı? Görürsün işte takip et beni." Dedi. Sonra iki adım gerileyerek:
"Hayır. Ben bilmediğim yerlere gitmem. Hele ki seninle? Asla." Dedim. Minhoya baktığımda gözlerinden adeta alev çıkıyordu.
"Gel dediysem gel. "
"Gelmicem." Dedim ve daha çok geriledim.
Üstüme doğru yürüken güldü ve "Artık sabrım kalmadı." Dedi. Siktir ne istiyor?
Arkama dönerek nereye gittiğimi bilmeden koşmaya başladım. Sadece deli gibi koşuyordum. Biliyordum. Arkama baksam yavaşlardım. Ama ya peşimden gelmiyorsa? Hem yoruldum.
Soluklanmak için durdum ve içimden ona kadar saymaya başladım. On saniye soluklanıp devam edecektim. On,dokuz,sekiz,yedi,altı,beş...
Arkadan adım sesi duyunca oraya döndüm ve minhoyu gördüm. Bu ne hız yahu? FLASH falan mı?
"Benden kaçabileceğini mi sandın?" Dedi.
Arkama dönüp koşmaya devam ettim. Ne yapacağını bilmiyordum ama korkuyordum. İçimdeki ses bana sadece kaç diyordu. İçimdeki ben korkuyordu Minhodan. Nedenini bilmiyordum ama o korkuyla kaçmıştım Minhodan...
Sonra bir dala takılıp düştüm. Bu kadar mı? Bu kadar mı kaçtım? Arkama döndüğümde minho sırıtıyordu.
"Sobe Han."
Hayır hayır. Ben asla bu kadar kolay pes etmezdim. Arkama döndüm. Kalktım ve tam koşacakken benim ensemi tuttu ve "Cidden mi?" Dedi.
Gözlerim doldu. Hayır ben güçsüz değilim ağlamamam lazım.
"Ne i-istiyorsun." Dedim. Ya neden sesim çatladı durduk yere?
"Hmm Korktun demek... Biraz zaman geçince daha çok korkacaksın." Dedi.
Başımı hiddetle iki yana salladım ve "Hayır ben korkmam ki." Dedim. Minho da "Hmhm." Dedi ve beni resmen NESNE GİBŞ KULLANARAK SÜRÜKLEMEYE BAŞLADI.
EVET EVET NE KADAR KLİŞE.
"Yürüyebiliyorum." Dedim.
"Hahahhaa cidden mi?" Dedi. Sonra koluma girdi ve "Tamam böyle yürü o zaman." Dedi.
Neden bilmiyorum ama onun gösterdiği yoldan ilerliyordum. Yürürken bir anda dizime ağrı girdi.
"Ah. Dizim." Dedim.
"Koşmasaydın." Dedi ve beni biraz daha sertçe çekiştirerek "Hadi Hannie." Dedi.
Biraz daha bağırarak "DİZİM AĞRIYOR NEÇEKİŞTİRİYORSUN?" Dedim. Bana baktı ve "Okey." Dedi. Kolumdan çıktı ve elini cebine sokarak yürümeye başladı.
"Ah. Minho cidden iyi değilim. Yardım etsen. Senin yüzünden düştüm." Dedim.
Omzunun üstünden baktı ve arkasını dönerek üstüme gelmeye başladı. "Tamam." Dedi ve beni kucağına aldı. Sonra gülerek "Çok hafifsin." Dedi.
En nefret ettiğim cümle.
"Ne demezsin." Dedim ve sustum.
Beni arabanın arka koltuğuna oturttu ve "Uslu durursan kendine iyilik yaparsın." Dedi.
"Eee. Nereye gidiyoruz?" Dedim.
"Bilmem." Dedi sadece.
"Offf." Dedim ve elimi cebime attım. Minhoya bakarak "Arabayı durdur. Telefonum yok!" Dedim.
Minho dikiz aynasından bana baktı ve "Bende." Dedi.
Dışarıyı izledim çünkü neler olacağını bilmiyordum. Bir markette durdu ve "Hemen dönerim. Çıkma." Dedi. Onu başımla onayladım. Çıktıktan sonra kapıyı kilitledi.
Sinirle "HARİKA! NE GÜZEL BİR GÜN BUGÜN BÖYLE!" Dedim. Offff.
Minho elinde siyah bir poşetle geldi ve "Sinirlendin mi bari?" Dedi.
Göz devirip "Hayır tabii ki." Dedim.
Minho kıkırdadı ve fısıltıyla "Bu gece bana sinirlenme hakkı tanıyorum. Nasıl olsa birazdan sinirlenmeyeceksin." Dedi.
Duymamış gibi yaparak "Ne?" Dedim.
"Boşver. Öğreneceksin Jisung. Biraz sabır." Dedi.
Beni bir MALİKANENİN ÖNÜNE GETİRDİ.
"Oha." Dedim.
Bana gülümseyerek "Hadi gel." Dedi.
*DİĞER bölümü pazartesi günü atacağım ve çok bomba olacak aa*