Selamlar 🌸
Eski paylaşımlara bakarken bir şey gördüm. Sanırım Veysel'in doğum gününde Kenan ona Mezarcı İlyas'ın anlaşmasını bozduğu arsayı alıp hediye edecekmiş, ancak senaryo revize edilmiş. Gördüğümden beri içimde kaldığı için kendim yazma kararı aldım. Umarım beğenirsiniz. 2. sezonda, 50. bölümde geçiyor olay.
Keyifli okumalar 🤍
Gedelli'ye hem kar soğuğu, hem de ayaz güneşi hakimdi. Henüz kar yağmamıştı sokaklara ancak kışın dolu dolu geldiğinin habercisiydi bu buz kesen soğuklar. İnsanlar dışarıdaki işlerini bir an evvel halledip eve dönme peşindeydiler.
Ancak biri, soğuğu falan umursamadan yola düşmüştü. Parmak uçlarının buz kestiğini hissederek ellerini birbirine sürttü ve eldivenlerini yanına almadığı için yüzüncü kez sövdü kendine. Gördüğü dükkanlardan birine, en sakin görünenine yaklaştı ve önündeki iskemlede oturan adama yöneldi.
"Kolay gelsin."
"Sağol Doktor Bey. Hayırdır, ne işin var senin buralarda?"
"Birini arıyordum da..." İsmi doğru hatırlayıp hatırlamadığını kontrol etti zihninde son kez. "Mezarcı İlyas deniyormuş sanırım kendisine. Evi nerede biliyor musunuz?"
Adamın yüzünü buruşturmasından belliydi bahsedilen kişiyi sevmediği. Tiksinti dolu ifadesiyle başını sallayıp elini kaldırdı.
"Hee, bilirim bilmem mi? Aha bak şu arka sokakta, en büyük ev, hemen görürsün zaten. Orada oturuyor üç oğluyla beraber."
"Sağolun." diye gülümsedi Kenan. "İyi günler."
Ardından ellerini cebine soktu ve arkasını dönüp hızlı adımlarla işaret edilen sokağa yürümeye başladı. İşi bir an önce bitirip kendini eve, soba sıcağına atmak istiyordu. Ne Edirne'de ne İstanbul'da böyle bir soğuk görmemişti. Sokağa girdiğinde, evi fark etmesi öyle çok da zor olmadı. Hatta demir kapıdan çıkan birini gördü ve hızlıca ilerledi.
"Pardon!"
Adam arkasını dönüp sorgularcasına Kenan'a baktığında, anında tanıdı onu: Veysel'in Anakonda Şefik diye bahsettiği adamdı. Daha birkaç hafta önce babasının dükkanına saldıran adam.
"Hayırdır Doktor? Ne işin var senin burada?" diye sordu Şefik sertçe, başını yana eğerek.
Kenan derin bir nefes verdi. "Babanızla görüşmek istiyorum." dedi, sesi sakin ancak yumuşaklıktan oldukça uzaktı. "Mezarcı İlyas'la."
"Ne görüşecen sen bubamla?" dedi Şefik gıcık bir tavırla, Kenan'a yaklaşarak. "Eceline susadın da mezar yeri mi ayırtmaya geldin yoksa, ha?"
Kenan tek kaşını kaldırıp dik dik baktı adama. Şefik'in karşısındakinin kolay sinirlenmeyen, korkmayan ve sinmeyen biri olduğunu anlaması uzun sürmedi. Halbuki dükkanı dağıttıkları gün Hamdi kardeşine vurduğunda oldukça öfkeli görünmüştü gözüne. O çileden çıkan adam şu haldeyken tanınmazdı. Geri bir adım atsa da sert bakışlarını çekmedi.
"N'oluyor burada?"
Kapı açıldı, Kılkuyruk Hamdi denen adam ve Mezarcı İlyas beraber dışarı çıktılar. Kenan rahatlayarak İlyas'a döndü, ancak yanındakiler sabrını sınamaya devam edecek gibiydiler.
"Kim bu adam?" dedi Hamdi ters ters. Şefik hemen atıldı:
"Doktor Kenan, abi, hani şu Ramazan'ın amcaoğlusu."
"Hee, şu geçen gün dükkanını dağıttığımız adamın oğlu." dedi Hamdi, kaşları gevşerken. Hızlıca babasına döndü. "Buba, ne diyon? Dövelim mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)
FanfictionGönül Dağı'ndan Veysel ve Kenan'la alakalı, birbirinden bağımsız bölümler ♡ Dizide asla göremeyeceğimiz ama görmemiz gereken sahneleri, çok güzel yazılabilecekken geçiştirilen olayları da yazıyorum. Bütün Gönül Dağı ve VeyKen Fc'yi beklerim 🌸