Gözlerini araladığında kendisini fazlasıyla mayışmış hissediyordu. Alışmadığı bir sıcaklıkla kaplıydı, göğsünün üstünde bir ağırlık vardı. Düşündüğünün aksine içeri hiç güneş ışığı girmiyordu, karanlıktı. Belki de hala geceydi.
Siyah saçları göğsünün üstünde dağılmış genci fark etmesi biraz zamanını almıştı. Ne olduğunu anlamakta zorlanıyordu Felix. Nerdeydi, kimleydi? Kıpırdayamıyordu.
Üstündeki beden uyuduğu yerde biraz kıpraşıp ellerinden birini onun eline doğru getirdi. Felix kendisini donmuş gibi hissediyordu. Cayır cayır yanan bir buz. Tabi böyle bir şey olabilirse..
Hyunjin'di bu tabi. O da bunun farkındaydı. İçtiklerini biliyordu, çok içtiklerini. Onunla yakınlaştığının farkındaydı. Saatlerce konuştuklarını hayal mayel hatırlıyordu. Ama bu duruma gelmek için ne yaşadıkları zihninde net değildi. Uzun boylu olan gencin uyanmasından korkuyordu. Ona ne diyeceğini bilmiyordu.
Birkaç dakika hareketsiz durup tavanı izledi öylece. Başı ağrıyordu, alkol ona yaramıyordu. Çalan telefonu duyduğunda fark etmesi bu yüzden biraz uzun sürmüştü.
Sessiz odada büyük bir gürültüyle çalan telefon kalbinin hızlı hızlı atmasına sebep oldu. Hyunjin uyanmıştı. Hızlıca kafasını kaldırıp ilk önce Felix'in gözlerine kilitledi gözlerini. Sanki o da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama bir yandan da farkındaydı. Felix'in aksine o yakalanmış gibi hissetmiyordu, sadece soruları olan biri gibiydi. Telefon sustu, aralarındaki bu sessizlik daha da derinleşti. Ta ki tekrar çalana kadar.
"Ben, ben telefona bakayım." dedi Hyunjin diğerinden onay bekliyormuşcasına. "Tabi, evet. Bak lütfen, evet."
Hyunjin'in yattığı bedenin üstünden kalkmasıyla Felix çıplak kalmış gibi hissetmişti. Uzun boylu olan saçlarını eliyle arkaya doğru itip hala çalan telefonunu komidinin üzerinden aldı.
"Alo anne? Evet, evet iyiyim... anne gerçekten... sakin olur musun? Açıklayacağım dur bi. Hayır, kaza yapmadım. Evet, gerçekten iyiyim. Geç geleceğim biraz, son dakika işim çıktı. Tamam, tamam annecim. Hayır, istemiyorum bir şey. Kendine iyi bak. Görüşürüz."
Hyunjin'i arayan annesiydi. İkisi konuşurken Felix yattığı yerde doğrulmuş öylece duvara bakıyordu. Çok garip hissediyordu ve ne yapacağını bilmiyordu. Telefon kapandığında Hyunjin usulca normalde sarışının uyuması gereken yatağa oturdu. "Günaydın.. annem merak etmiş beni." dedi sakince.
"Günaydın.. şey saat kaç?"
"Bakmadım." Telefonu tekrardan eline alıp baktı. "Öğlen olmuş."
"Öğlen mi olmuş? Ama hava çok karanlık."
"Sanırım hava kapalı."
"Evet, sanırım öyle."
Bu garip konuşmanın bir an önce bitmesi için dua ediyordu ikisi de. Bu farklıydı.
"Fazla içmişiz." dedi Felix tekrardan sessizliği bozarak. "İkimiz de durmadık."
"Pişman mısın?" dedi uzun boylu olan onun yüzüne bakarak. Felix neyden pişman olacağını bile bilmiyordu. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Ama içinden bir ses bu yabancıyla ilgili hiçbir pişmanlık hissetmeyeceğini söylüyordu.
"Hayır, değilim."
Hyunjin'in gözlerinde o parıltıyı gördü o an. Bunun ne olduğunu bilmiyordu. Anlatmaması gereken bir şey mi anlatmıştı? Yoksa öpüşmüşler miydi? Ya da belki..
"Sevindim.."
Hyunjin hatırlıyordu. Yaptığı şeyi düşünmeden yapmıştı ama hatırlıyordu. Pişman hissetmiyordu ama karşısındaki oğlanın pişmanlığından korkuyordu. Ayrıca onun erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyordu. Kendi ise daha önce kimseyi böylesine öpmek istemediğini biliyordu. Belki alkolün etkisiydi bu ama yine de bu hissi bastıramamıştı.
"Gerçekten hatırlıyorsun değil mi?" diye sordu tekrardan. Karşısındaki sarışının gözlerindeki o bilinmezliği fark etmişti.
"Çok içtiğimizi hatırlıyorum ve konuştuğumuzu." dedi sarışın. "Daha sonrası... pek net değil."
"Yani hatırlamıyorsun.."
Felix'in içindeki endişe daha da arttı. Ne yaşamışlardı? Karşısındaki adama baktı tekrar. Üstünde hiçbir şey yoktu, altında gri eşofmanı duruyordu. Kendinde ise.. eşofmanı nereye gitmişti? Ve neden Hyunjin'in tişortunu giyiyordu?
"Biz seviştik mi?" diye sordu bir anda. Aklına direkt bu gelmişti ve direkt dudaklarından dökülmüştü.
Hyunjin'in gözleri bu cümleyle kocaman oldu. Hem bunu duymayı beklemiyor hem de Felix'in bunu düşünme ihtimaline şaşırıyordu. "Hayır, hayır sevişmedik. Neden bunu düşündün?"
Felix daha da utanmış hissediyordu ama gerçekten bu ihtimal kafasından silinmiyordu. "Baksana halimize.." dedi. "Resmen sevişmiş gibi duruyoruz."
Uzun boylu olan onun bu açıksözlülüğüne gülmeden edemedi. Biraz haklıydı sarışın. Üniversitedeki arkadaşları bu anı görse kesinlikle bunu düşünürlerdi. Felix bacaklarını tamamiyle göz önüne koyan Hyunjin'in tişortüyle, Hyunjin ise sadece eşofmanıyla...
"Sevişmedik Felix, sakin ol.."
"Emin misin?"
"Bedeninde bir şey hissediyor musun?" diye sordu uzun boylu olan. Sevişmediklerine emindi ama Felix'in soruları onu bile bunu düşünmeye itmişti.
"Hayır. Haklısın sanırım. Peki, peki sen neyden bahsediyordun?"
Hyunjin ona öpücüğü hatırlatmaktan çekiniyordu. Sarışın, gerçekten endişeli gözüküyordu. "Birlikte uyumaktan bahsediyordum. Bunun kötü olduğunu düşünmüş olabilirsin."
Hemen kafasını hayır dercesine salladı Felix. "Sorun yok. Gerçekten iyi uyudum. Uyumaktan da pişman olmam. Sevişmedik sonuçta." Hyunjin, o biraz daha bu kelimeyi kullanırsa delirecek gibi hissediyordu. Hala karşılıklı oturup birbirlerine bakıyorlardı. Felix bi türlü ağzını kapayamadığı için kendini yumruklamak istiyordu. Ayrıca yanlış bir şey söylemiş olmaktan korkmuştu.
"Yanlış anlama beni. Bu kötü olacağından değil. Erkeklerden hoşlanıyorum zaten ben." diye açıklamasını yapmak istemişti ama bu Hyunjin'i gülümsetmişti. Felix'i daha da sıkıştırmak istiyordu.
"Yani bu iyi mi olurdu?" diye sordu sarışına. Sarışın ne cevap vereceğini şaşırmıştı. "Yani, evet.. hayır yani evet ama-"
"Sakin ol Felix." diyerek yerinden kalktı Hyunjin. Odada varlığını unuttukları küçük köpeğe doğru ilerledi. Küçük dostları gayet iyi gözüküyordu.
Yerde bulduğu Felix'in beyaz tişortunu alıp üstüne geçirdi. "Bi elimizi yüzümüzü yıkayalım." Felix sessizce kafasını salladı. Hyunjin banyoya ilerlediğinde tuttuğunu bilmediği nefesini bıraktı. Dışardan gelen şimşek sesiyle irkildi. Sağanak yağmur başlamıştı.
~
![](https://img.wattpad.com/cover/355005149-288-k154350.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar Oteli | Hyunlix
FanfictionArabayı sen kullan demiştim içkiliyim Boşver yutalım şeritleri bas gaza dedin Bu otel güzel, adını sevdim Orda öyle yerlerime dokun Dokunmadığı kimsenin ~Hyunlix