13. Bölüm

11 2 0
                                    

"Anne ben çıkıyorum!"

Bir elimde kruvasan bir elimde çanta; sağ cebimde telefonum sol cebimde Tiki ile evden çıkmaya çalışıyorum.

Annem kapının önüne gelerek, "Adrien'a mı gidiyorsun?" diye sordu imalı şekilde gülümseyerek. Gülümseyerek başımla onaylayınca, "Ovv, çok tatlısınız. Ne zaman dönersin, bebeğim?" dedi.

Böyle bir anneye sahip olduğum için kesinlikle çok şanslıydım. Gülümsememi iyice genişleterek, "Dondurmacı Andre'ye gideceğiz anne. Fazla uzun sürmez, birkaç saat sonra eve gelirim." dedim. 'Kesinlikle daha uzun kalmamın aşkımıza daha iyi geleceğini söyleyecek.' diye tahminde bulundum içimden.

Tahminimdeki gibi de oldu, "Tatlım, biraz daha kalmanın bizim için sorun olmayacağının farkındasın değil mi? Hem bu sizin aşkınız için daha iyi olur.".

"Size sahip olmak için ne yaptım ben acaba." dedim ve devam ettim, "Tavsiyen için teşekkür ederim anneciğim ama, onun bugün model çekimleri var. Ben olunca işine pek odaklanamıyor.". Ailem, Alya ve Adrien onlara sahip olarak bu hayattaki tüm şansımı kullanmıştım. Birde Tiki vardı tabii, o benim küçük değerli hazinemdi.

Sevgilimle günün zaten en az 12 saatini birlikte geçiriyorduk. Bizim için maskelerin pek bir önemi yoktu. Tabii, annemin bundan haberi olmadığı için ona konuştuğumuz süre az geliyordu.

"Anladım, meleğim."

Annemin yanağına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra, "Görüşürüz anne." dedim ve hızlı adımlarla evden uzaklaştım.

Kısa süre telefonum çaldığında, cebimden telefonu çıkarmak için çantamı ağzıma aldım. BU bazıları için komik, bazıları için iğrenç gelebilir. Ama günlük hayatın yoğun temposundan dolayı böyle şeyler bana normal geliyordu.

Telefonun hakimiyetimi elime aldıktan sonra çantamı ağzımdan kurtararak, koluma taktım. Arayanın Alya olduğunu anlayınca daha fazla geç kalmadan açtım. Kulağıma götürdüğüm gibi daha selam vermeden konuşmaya başladı. "Telefonu açmayınca bizim kız gene kayıplara karıştı dedim. İki dakika bırakılmaya gelmiyorsun hemen ortalıktan kayboluyorsun. Geç kalma sebebini söyle bakalım."

Kıkırdayarak, "Sana da selam Alya." dedim.

Alya, "Sorumun cevabını alamadım." dedi sorgulayıcı bir şekilde. Bu sorgulayıcı halleri bana hep röportajdaymışız gibi hissettiriyordu. Bu da onun ileride çok iyi bir muhabir olacağını gösteriyor.

"Elimdeki eşyalarla açmam zor oldu."

"Neden? Sen nereye gidiyorsun ki?" Aklına bir şey gelmiş gibi, "A, yoksa sevgilinin yanına mı gidiyorsun?" diyerek ekledi.

Avucumun içiyle alnıma vurduktan sonra, "Evet, onun yanına gidiyorum. Biz seninle ona 'sevgili' değil 'Adrien' deme konusunda anlaşmamış mıydık, Alya?" dedim isyankar tavırlarla.

"Yoksa, sevgilin değil mi?"

"Sevgilim-"

Cümlemin devamını getirmeme izin vermeden, "O zaman olay bitmiştir. Her neyse sen şimdi 'sevgilinle' eğleniyorsun, akşam size geliyorum olanları bana anlatıyorsun." dedi ve kapattı.

Bu kız bir alem ya.

Alya'nın cevabımı dinlemediği kapanan telefona karşı, "Pekala, sen nasıl istiyorsan öyle olsun Alya." dedim sanki duyacakmış gibi.

Yolda yürürken birkaç kişiye çarpmam dışında herhangi bir sorun yoktu.

En sonunda dondurmacının önüne geldim ve sevgilime bakınmaya başladım. -Evet ben kendimle konuşurken ona 'sevgilim' diyordum. Ama sadece tek başıma olduğum zamanlarda.- Onu görünce, "Adrien!" diye seslendim ve yanına koştum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bir Zamanlar: MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin