Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Harry eve girer girmez kravatını gevşetip salona ilerlediğinde havanın sıcaklığına lanet ediyordu.
Nasıl bu kadar sıcak olabilirdi? Büyüler bile etki etmiyordu sanki.
"Sevgilim?" Kocasının sesini duymasıyla gülümsedi. Sarışın adam sadece seslenmesiyle bile onu mutlu ediyordu.
"Draco." Yanına gelen sevgilisinin dudaklarına hafif bir öpücük verirken niyeti bir an önce duş almaktı ancak Draco'nun buz gibi elleri gömleğini bulduğunda dondu.
"Hayatım, terliyim ve-" sözlerini bölen şey belini sıkıca kavrayan ellerdi. Neredeyse orta parmakları birbirine değiyordu Draco'nun.
"Kilo vermişsin, yine." Draco memnuniyetsiz bir tonla konuştuğunda Harry kollarından onu itmeye çalıştı.
"Böyle kontrol etmek zorunda mısın?" Diye sorarken terli olduğunu düşünmemeye çalışıyordu.
"Eğer o iş sana bir kilo daha verdirirse Salazar şahidim seni zorla oradan çıkarır yemek yemeye götürürüm Potter." Draco net bir tavırla konuştuğunda Harry dediğini yapacağını biliyordu.
İş onu strese sokuyor ve stres yemek yemesini engelliyordu. Neredeyse sekiz kilo vermişti ve gittikçe eriyordu. Draco her defasında konuşsa da Harry kulak arkası ediyordu sözlerini ama bu sefer ciddiydi.
"Tamam. Söz veriyorum yiyeceğim." İçindeki şefkatli tarafla Draco'ya yaklaşıp dudaklarına sıkı bir öpücük daha kondurdu Harry.
Draco sıkıca ona sarılırken duşu ertelemek zorunda kalacağını anlamıştı Harry. Yine de onu bırakmadan karşılık verdi.
