5.bölüm

51 2 1
                                    

Azer'den
"Ana benim siyah tişörtüm nerede?" Dolabımı kurcalarken kapıdan seslendim. Fazla bağırmış olacağım ki içeri Seyhan girdi. Eliyle beni dolabın önünden ittirdi. Dolaba baktı sonra elinde sabahtan beridir aradığım tişörtle bana döndü. " Bu muydu abi sabahtan beri bağırıp durduğun tişört" Elinden alıp kendime çektim sarıldım." Buydu prensesim benim sağolasın." Kendini geri çekti buruk bir gülümseme ile kafasını salladı. İç çekerek iki elimi yanağına koydum." Asma suratını artık nolur yapma böyle gülüm bak ben dayanamıyom seni böyle görünce içim parçalanıyor" böyle diyince gülümsemeye başladı hemen yanağıma bir öpücük kondurdu. " Abi bugün erken gelsene sahile gider dondurma yeriz." Hafiften kaş çatarak" Kız bu havada ne dondurması" Hemen dudak büzdü olduğu yerde tepindi." Ya abi lütfen lütfen lütfen noooluurr" aynaya döndüm saçlarımı düzeltirken " Tamam tamam gideriz ağlama bücür" Saçımı çekip odadan uçarken ciyakladı" SENSİN BÜCÜR" deliydi bu ya valla deliydi. Deli demişken aklıma geçen günki önceki deli geldi. Güzel kızdı Allah var ama deliydi. " Ee Azer her güzelin bir kusuru vardır bununki de bu olsun" " Hangi güzel oğul?" Anamın sesiyle arkamı döndüm. Kapının önünde bana bakıyordu. " Hiç ana öyle mırıldanıyorum" Bana kafa salladı içeri girdi kapıyı kapattı." Azer oğul sen bu işe hep Seyhan için sesini çıkardın sanıyordum ama eğer bir sevdiğin var-" elini tutup öptüm. İki elini yanaklarına koyup" Olur mu ana öyle şey yok sevdiğim felan hem olsa çoktan tanıştırmıştım seni merak etme" güldü deli oğlan diyip omzuma çaktı sonra yanağımı okşayıp odadan çıktı. Deli deliyi çeker demişlerdi de inanmazdım. Noluyordu lan ne çekmesi kafamı sallayarak bu düşünceleri kafamdan attım. Telefonumu alarak odadan çıktım. Şu Akın denen itle bir görüşelim bakalım. En son ki işte malları alıp saklayacağım demişti ama mallar ortada yok. Adamlar darlamaya başladı bile. Evden çıkarken Akını aradım. " Neredeysen ne yapıyorsan işi gücü bırak hemen mekana gel" suratına kapatırken arabayı çalıştırdım. Çukura doğru sürmeye başladım.
Akın'dan
Gözümü telefon sesi ile açtım. Karaca elinde telefonum bana kaşlarını çatarak bakıyordu. Hemen doğrulup telefonu elinden alarak ekrana baktım. Azer Kurtuluş hemen cevap verdim."Alo?" Sözümü kesip " Neredeysen ne yapıyorsan işi gücü bırak hemen mekana gel" dedi suratıma kapattı. Kaşlarımı çattım. Karaca suratıma bakıp ağzını açtı." Bir sorun mu var Akın" Derin bir iç çektim. " Hayır iki abi oturup konuşucaz evlilik öncesi" Böyle dediğime ikna oldu. Kafasını salladı. "Dikkat et kendine" diyerek sarıldı. Hemen sarıldım. Sonra onu odadan kovdum. Üstümü değiştirirken aynaya gözüm takıldı. Geçen günki kız Seyhan beni görünce öylece kalmıştı. Kedi gibi bir şeydi. Çok güzel bir kızdı. Gözleri dudakları adeta bir ressam çizmiş gibiydi. İç çekerken aklıma utanınca pembeleşen yanakları geldi. Dudağımı ısırıp kafamı iki yana salladım. "Seninle çok işimiz var sakar şirin çok."Üstümü değiştirdiğime kanaat getirip telefonumu elime alıp odadan çıktım. Babaannem ile karşılaştık. Yanına gidip elini öptüm. İki elini yanağıma koydu. Gülümseyerek " Nereye oğlum sabah sabah kahvaltını yapsaydın." Yanağını öperken cevapladım" Yok sultanım benim acil çıkmam gerek " kaşlarını çatarak baktı." Çatma kaşlarını hemen sultanım Azerle buluşucam evlilik öncesi konuşmamız gerekiyor." Böyle diyince kafa salladı. " Aman oğlum kavga etmeyin." Kafa sallayarak lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkarken gözüm aynanın önündeki rafa takıldı. Kaşlarım istemsizce çatılırken elimi uzattım. Küçük bir melek figürlü altın kolyeydi bu ilk başta aklıma Karaca gelse de onun olamazdı. Nedense aklıma o geldi. Seyhan..." Akıın! Napıyorsun iki saattir içeride ya musluktan duş mu alıyorsun ne bu ses valla 10 litre su gitti ha çabuk bitir işini" Karaca seslenince panikledim. Kolyeyi düşürdüm. Hemen elime alıp suyu kapatıp kolyeyi cebime attım. Kapıyı açtım. " Sonundaa çekil şurdan ya" diyerek beni itekleyip içeri girdi. Bende suratımda bir gülüş dudaklarımda bir ıslık ellerim cebimde aşağı indim. Evden çıkarken herkese selam verdim. Arabaya binip sürmeye başladım. Yaklaşık bir 20 dakika sonra mekana gelmiştim. "Mekan demeye bin şahit amınakoyayım" oflayarak suratımı ovalarken araba sesi ile arkamı döndüm. Azer' de geldiğine göre derdini öğrenebilirdim. Gerçi ufak tahminlerim vardı. " Geç içeri damat bir konuşalım seninle" enseme vurarak sakince konuştu. Korkmalı mıydım? Sanmıyorum. Elinden kurtulup içeri geçtim. Onu bekledim. "Kahve,çay ne içersin?" Kafamı yok manasında sallafım." Yok bir şey istemiyorum derdin neyse çabuk söyle işim var" peki manasında kafa salladı ve bana doğru yaklaştı. " Mallar nerde?" İşte bunu beklemiyordum. Hayır bu soruyu değil bu yumruğu!" Bilmiyorum nerde git adamlarına sor ben nerden biliyim" ayağa kalkarak bende ona geçirdim. Hiç etki etmemiş gibiydi. " LAN AKIN DELİRTME BENİ ZATEN KARDEŞİMLE EVLENİYORSUN BUNA AYRI SİNİRLİYİM NALLAR NERDE SÖYLE İŞİMİZE BAKALIM HA KOÇUM SÖYLE HADİ" söylerken suratıma iki tane daha çakmıştı. Konuyu Seyhan'a çevirince dikkatim dağıldı. Karşılık veremedim." Bilmiyorum malların nerde yemin ederim bilmiyorum bilsem söylerim gerçekten o işleri bıraktım alakam yok artık" sinirlenmişti. Çünkü doğruyu söylemiştim. Evet bırakmıştım. O günden sonra Karaca hep karşıma çıkacaktı. Biliyordum ama her defasında Karacayı engelleyemezdim. Hem zaten bu işten bir fayda gelmiyordu tam tersi zarara giriyordum. İyi olmuştu." Abim bak sakince soruyorum dövmicem bak aile olucaz artık yalan söyleme Akın yemin et Akın Allah için aslanım " nefes nefese kafa salladım" Abi yemin ederim doğruyu söylüyorum ya valla bak işim yok benim uyuşturucuyla valla bıraktım Karaca olayından sonra" Ellerini yakamdan çekti. Anlamamış gibi baktı. " Karaca ne alaka" Derin bir nefes aldım suratımı sıvazladım ve oflayarak cevapladım." Abi ben bundan önceki malları kaçıranı suçüstü yakaladım. Peşine düştüm mahallede kovalarken silah bile çektim bu ayakkabısını düşürdü bende baktım küçük numara erkek olamaz sonra geçen günlerde Karaca o bendim diyince ödüm koptu abi ben silah çektim vuracaktım içime doğdu sanki vurmadım ama ya vursaydım" gözüme öyle bir bakıyordu ki bir anda elini enseme atıp kendine çekti alnımdan öptü." Buraya hem mallar hemde Seyhan için gelmiştim. Seyhanı sana emanet etmek için sana güvenebilir miyim öğrenmek için ama bu söylediklerinden sonra sana canımı bile emanet ederim. Kız kardeşim canımdır benim Akın ona zarar verirsen saçının teline zarar gelsin alnına sıkarım anladın mı koçum" kafamı salladım" Merak etme abi Seyhan artık emanetim karım ailem ona asla zarar gelmeyecek merak etme" derin bir iç çekti suratını sıvazladı." Ben ne yapacağım şimdi lan mallar yok ortada bu teslimattan sonra eli ayağı çekicektim ben bırakacaktım hiç iyi olmadı bu" ona döndüm " abi ne zaman teslimat?" Sıkıntıyla ofladı"iki gün sonra 10 kilo istiyorlar" " sende ne kadar var abi" güldü"bende 6 kilo var abim de sıkıntı o değil sıkıntı yapımda" aklıma gelen fikirle elimi omzuna koydum" hallederiz yarın akşam burada buluşalım sen dert etme bu iş bende" suratıma anlamamış gibi baktı." Ne yapcan lan" sırtını patpatlayarak konuştum." Bende o iş abi rahat ol bendee" güldü " iyi o zaman" dedi. Sonra birer çay içtik.
Seyhan'dan
Oflayarak çekmeceyi kapattım. Neredeydi bu kolye yaa?! Boynumda olduğundan emindim. İki gündür her yeri arıyordum. Ama yok bulamıyorum bir türlü sanki yer yarıldı içine girdi. Tam ben böyle düşünürken içeri Yılmaz abim girdi." Abim ne arıyon hayırdır" ona döndüm dudak büzerek " Aabiii melek figürlü kolyem yookkk bulamıyorumm" diyince güldü " dert ettiğine bak abin hemen çeker sana fiyakalısından bir 22 ayar mis gibi" omzuna geçirdim bir tane" olmaz abi onu bana Azer abi almıştı doğum günümde anısı var ilk maaşı ile almıştı." Beni onuzlarımdan tutarak kendine çevirdi bir elini çeneme koyarak kafamı kaldırdı." Üzülme abim bakarız her yere buluruz." Ona kocaman gülümseyerek sarıldım. Kulağıma doğru fısıldadı" Sen böyle ol iyileş canımı ye kurban olduğum çok korkmuştum hep öyle suskun olacaksın evimizden neşen eksik olacak diye" gülümsemem burukçalaştı kafamı omzundan kaldırdım ona baktım" iyi olacağım abi söz veriyorum iyi olacağım" " oy oy oy abisinin gülüü bu gülü ohhh mis gibi ohh" diyerek yanaklarımı öperek ısırıyordu. Bende ciyaklamaya başladım elinden kurtulmak için. Sonuç mu? Başarısız...
Karaca'dan
Odamda otururken telefonuma bir bildirim geldi.
Çilesun: Karaca iki dakika aşağı in.
Karaca: niye
Çilesun: kızım bir şeyi de sorgulama in
Gözümü devirerek görüldü attım. Sonra telefonumu kotumun cebine koyduktan sonra panduflarımı giydim. Panduflarıma baktıkça geçen günki adam geliyordu aklıma Azer o günden sonra bir daha görmedim onu yani evleneceğim şahısı gerçekten onunla mı evlenecektim şaka gibiydi. Ben böyle düşünürken dış kapıya gelmiştim. Oflayarak kapıyı açtım. Celasun ordan oraya dönüp volta atıyordu. Gözümü devirdim kolumu kavuşturdum yanına gittim. " Ne var Celasun ne diye çağırıyorsun beni buraya " Beni kısaca süzüp kolumdan kavradı." Ne evliliği Karaca ne diyor millet " " Bırak kolumu fena olur" " Karaca bir soru sordum" " Bende sana bırak yoksa fena olur dedim" öfkeyle soluyarak kolumu bıraktı." Dinliyorum açıklamanı" kolumu tutarken ona doğru ciddi misin adlı bakışlarımı atıyordum." Celasun ne diyorsun Allah aşkına tabi ki evlenicem ne sanıyordun ki " çıldırmış gibi baktı iki eli saçına girdi." Karaca delirtme beni ne evliliği" iyice sinirleniyordum." Ya sanane bundan Celasun anam mısın babam mısın sanane anam babam olsan kaç yazar ben onların karşısında durmuş insanım sen kimsin Celasun kimsin ben sana söyleyeyim sen benim ölmüş kuzenimin kocasısın bundan fazlası da olamazsın Akşının dirisine yakışır davranamadın bari ölüsüne yakışır davran bundan sonra da benim yanımda yamacımda dolanma uzak dur benden" son sözlerimi söyleyip eve girdim. Arkamdan seslendi ama dönüp bakmadım bile. Çok sinirlenmiştim. Sinirlenince ağlayan bir yapım olduğu içinde hemen gözüm doldu. Dudaklarım titrerken telefonum çalmaya başladı. Akın derin bir nefes alarak cevapladım. " Alo Akın" " Alo Karaca sesin kötü geliyor iyi misiniz" oflayarak" Boşver önemli değil iyiyiz biz sen ne için aramıştın" " Güzelim ben bugün akşam yemeğe gelmiyorum beni idare et" kaşlarımı çattım" Akın ne oluyor sen işlerini akşama bırakmazsın hayırdır" " Karaca birtanem işim var diyorum değil mi işim var önemli idare et lütfen hadi güzelim hadi görüşürüz " diyip suratıma kapattı. Telefonu kulağımdan çekip ekrana bakakaldım. Noluyor ya bu niye böyle samimileşti gideceğim diye galiba. " Ee Karaca senin de kıymetin kaybedilince ortaya çıkıyormuş kızım yapacak bir şey yok"
Mutfağa girdim. Kek yapacaktım malzemeleri çıkarıp kollarımı sıvadım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmkansıza meyilliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin