1.MASAL

2.7K 132 31
                                    

Arkadaşlar hepinize merhaba .Bu benim yeni kurgum .Bu bir Karadeniz kurgusudur. Çok heyecanlıyım bu kurgum için.Desteklerinizi bekliyorum.

Umarım seversiniz.
Şimdiden keyifli okumalar dilerim canlarımmmmmmmm. Paragraf arası yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın sizi seviyorum.

Bölüm Şarkısı:İmera-Bitmeyen Sevda

Asla olmayacak şeylerin hayalini kurma küçük kız. Asla yaşayamayacaksın. Bir babaya sahip olamayacaksın.

Masalların sonsuz ateşinde yanan bir ruhtu çocuk. Ruhu yanarken bile Karadeniz de can bulan bir ruhtu o. Yanar ama hırçın dalgalar onu söndürürdü. Masallar ile büyümüş ve annesinin dizlerini kendine yuva bilmişti. O yuva yok olursa yaşayamam diyen bir çocuktu. Dizleri kanardı ama annesinin dizleri onun dizleri olurdu. Yine öyle bir geceydi.

Küçük çocuğun uyku saati gelmişti annesinin dizlerine başını koymuş annesinin naif sesi ile ona masal anlatmasını bekliyordu. Annesi her uyumadan oğlunun saçlarını okşar ona masal anlatırdı. Küçük çocuk alışkanlık edinmişti artık bu durumu. Her gece illa bir masal dinlemesi gerekirdi. Masalın sonunu getiremeden uyurdu tabi.

Yıldız'ın küçük oğlu, Tahsin'in uşaği Ulaş Mahzar...

Hayatında sadece babası ve annesi olan bir erkek çocuğuydu o. Hiç kardeşi olmamıştı. Tek çocuktu. Oyun oynayacak kimsesi yoktu. Babası ve annesi onun oyun arkadaşı olmuştu her daim. Annesin Ulaş'tan sonra çocuğu olmamıştı hiç. Ulaş ise onlar için bir mucizeydi. Mucizelerin en güzeli...

Ulaş onlara yetiyordu zaten. Tek canları oydu ve hep de o olacaktı.

Annesi ve babası vardı bir tek onun. Herşeyden çok sevdiği annesi. Babası sert bir adamdı ama oğluna ve eşine daima sevgisini gösterirdi. Dışardan ne kadar korkutucu görünse de ailesi yanında iken daima güler yüzlü bir adam olmuştu Tahsin Mahzar.

Mahzar ailesinin üç varisinden biriydi. Abisi Sadık Mahzar ve kız kardeşi Asya Mahzar.

Annesi küçük oğlunun yumuşacık saçlarını okşadı nazikçe. Gür ve siyah saçlarını özenle okşarken yüzünde ki gülümseme oğlunu yatıştırmak içindi. Parmağında ki yüzük oğlunun saçlarına sürtünüyordu.

Yıldız'ın yüzünde daima adı gibi parlayan bir gülümseme hakim olurdu. Gülümsemesi o kadar güzeldi ki bin can verilirdi o gülümseme için derdi Tahsin.

"Oğluşum," dedi Yıldız gülümseyerek oğlunun saçlarında elini gezdirirken."Uyku vakti gelmiş geçiyor. Masalını anlatayım mı?" diye sordu annesi oğluna.

Ulaş kafasını aşağı yukarı salladı gülümseyerek. "Olur." dedi.

Yıldız gülümsedi ve masalını anlatmaya başladı. "Bir rivayette şöyle der: Ordulular sevdiklerini 20 yıl beklermiş. Rivayet doğruymuş. Her Ordulu sevdiğini 20 yıl beklermiş." diye başladı masalına. Yüzünde hafif bir tebessüm kalbinde ise küçük bir burukluk hakimdi.

Küçük Ulaş hemen annesini böldü. Bu meraklı halleri annesini güldürüyordu. Her şeyi merak ederdi. Her masalda da böyle yapardı. Araya girer, sorular sorardı.

Ulaş,"Sen de babamı bekledin mi anne?" diye sordu. Kelimeleri o kadar güzel telaffuz ediyordu ki bazen bir yetişkin sesi zannediyorlardı. Yaşına rağmen olgundu.

Annesi oğlunun sorusuna gülümseyerek cevap verdi. "Bekledim oğluşum. Babanı tam 20 yıl bekledim." dedi.

Doğruydu. Yıldız, Tahsin'i tam 20 yıl beklemişti. Usanmadan, sıkılmadan. Asla da başka birini sevmemişti.

KARANLIĞA AİT OLMAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin