ALPARSLAN ARSLANOĞLU ANLATIMI
Şuan yanımda duran kadının cevabını bekliyordum bana "adımı öğrenmeyi neden bu kadar çok istiyorsun"dedi ona bakarak "nedenini bende bilmiyorum sanırım gizem sevmiyorum haa yok korktuysan seni sıkıştırmayayım binbaşı "dedim onun hakkında öğrendiğim yeni bilgi çok çabuk gaza geliyor alay dolu bir yüz ile "ben mi korkucam ayrıca ben kazanıcağım tamam kabul ediyorum nereden nereye kadar"dedi bende çevreme bakarak "şu çınar ağacını görüyormusun işte oraya kadar"dedim oda başını salladı ben konuşmaya devam ederek"o zaman hazırlan 1...2...3 "dediğim an ikimizi atları da rüzgar gibi gidiyordu
Şuan başa baştık Çınar ağacına yaklaşmıştık hemen bir şey yapmam gerekiyordu yoksa berabere kalacaktık atımla hemen onun önüne geçmiştim böylece Ay kısa bir süre duraksamış ama hemen hızlanmıştı aramızda biraz olsa da fark bırakmıştım her ne kadar beni geçmeye çalışsa da olmamıştı ben kazanmıştım atımı Çınar ağacının yanında durdurdum oda hemen attan indi Ay'ın başını okşayarak "atlarınızı satın alınabiliyor mu"dedi ona bakarak "çiftlikteki atlar satın alınamaz ama merak etme hatrınıza kimseyi bindirmem o atı gelip binersiniz... Şimdi gelelim esas konuya sanırım bana söylemeniz gereken bir isim var " dedim oda gözlerini atından ayırmayarak "kimseye söylemeyeceğiniz karşılığında söyleyeceğim "dedi derin nefes alarak konuşmaya devam etti "benim adım Ahu...Ahu Lizge Altuğ"dedi…güzel gözlü kadın gerçekten isminin hakkını veriyordu
AHU LİZGE ALTUĞ ANLATIMI
Ona ismimi söyleyerek doğrumu yaptım bilmiyorum ama inşallah doğru yapıyorumdur yüzüme uzun uzun baktı ağzını açıp konuşacağı sırada çalan telefon sesi ile konuşmadı benim telefonum çalıyordu kimin aradığına baktığımda Ayaz'ın aradığını gördüm hadi bakalım yine ne kötü haber verecek acaba arkamı dönüp biraz ileri gittim telefonu açıp "Alo"dedim Ayaz "komutanım hemen karakola gelmeniz gerekiyor"dedi kaşlarımı çatarak "ne oldu" dedim Ayaz "haberiniz yok mu? Komutanım" dedi iyice sinirlenmiştim "ne olduğunu söylersen olacak"dedim Ayaz "komutanım terör örgütleri Hakkari'de isyan başlatmışlar her yerde tanklar var herkesi öldürüyorlar oraya acil asker göndermemiz lazım hemen gelmeniz lazım komutanım"dedi duyduğum şeyler ile boğazıma bir yumru oturdu nefesim kesildi elimi kalbime koydum
Arda,Ateş…
Telefonu kapatıp atıma binip hemen hızlıca ilerledim arkamdan sesler geliyordu ama hiçbir şey duymuyordum
Çiftlikte Ay'ı bırakıp direkt arabama binerek son sürat karakola yol aldım
Biraz zaman sonra karakolun önünde durdum arabadan hızlıca inip odama gittim Ayaz'da peşimden geldi kumandayı alıp haber kanallarından birini açtım
Gördüğüm şeylerlen nefesim kesildi tanklar vardı,silahlı adamlar vardı, yerde kanlar içinde yatan insanlar vardı
Ayaz "komutanım askerler dışarıda siz seçicekmişsiniz"dedi ben mi? Ben nasıl seçicektim insanları nasıl ölüme yollayacaktım tamam bizim görevimizdi bu gerekirse vatan için canımızı bile verecektik ama bu çok başka ben seçemezdim
Başımı sallayıp odadan çıktım arka bahçeye gittim 50'den fazla asker vardı hepsi sıraya dizilmişti her şehirden asker gönderiyorlardı onlara bakıp yüksek sesle konuşmaya başladım "bildiğiniz üzere bugün Hakkari'de bir isyan başladı vatandaşlarımız ölüyor belki sizin de orada aileleriniz vardır benden sizlerin arasından asker seçip oraya göndermemizi istediler ama ben bunu yapmayacağım… şimdi oraya gönüllü olarak gitmek isteyen askerler bir adım öne gelsinler"dediğim an askerlerin hepsi bir adım öne gelmişti onlara gururla baktım ve konuşmaya devam ettim "Vatan sizinlen gurur duyuyor hazırlıklarınızı yapın birazdan yola çıkıcaksınız… Asker! yolunuz açık olsun, Allah yardımcınız olsun hakkım sizlere helal olsun "dedim hepsi bir ağızdan bağırarak "sağolun komutanım hakkımız helal olsun"dediler ve dağılmaya başladılar
Ayaz'a dönerek "gönüllü subaylar gidebiliyor mu?"dedim Ayaz "komutanım aslında subaylar gidebiliyor ama Metin Yarbay seçiyormuş şu ana kadar aramadıysa demek ki bizi seçmemiş" dedi kafamı sallayarak içeriye doğru yürüdüm
Odama geldiğimde ellerim direkt telefona gitti ilk olarak Arda'yı aradım kimse açmayınca bu seferde Ateş'i aradım oda açmamıştı kalbim sıkışıyor,nefes alamıyordum gerçekten şuraya oturup ağlayanilirdim benim Hakkari'de olmam gerekiyordu Metin Yarbayı aradım 3.çalışta açıldı konuyu hiç uzatmadan "komutanım subaylar arasında ben yokum hemen Hakkari'ye gitmem gerekiyor" dedim karşı taraftan sesli bir iç çekiş geldi "gidemezsin Altuğ Hakkari'de ki yaralı askerler diğer şehirlerdeki hastanelere getiriliyorlar seninde onlarlan ilgilenmen lazım"dedi "komutanım yapmayın koskoca insanım şurada oturup ağlayacağım nerdeyse ne Arda telefonunu açıyor ne Ateş onlar oradayken ben nasıl burada olurum"dedim Metin Yarbay "biliyorum kızım ama yapacak bir şey yok ben ne dediysem o hiçbir yere gitmiyorsun anlaşıldı mı? Asker"dedi sonlara doğru bağırarak "anlaşıldı komutanım"dedim
Telefondan duyduğum ses ile kapattığını anladım telefonu kulağımdan çekip masanın üzerine koydum kumandayı alıp haber kanallarından birini açtım yine aynıydı hiçbir şey değişmemişti değişmiş olan tek şey ölüm sayısıydı
1 HAFTA SONRA
1 Hafta geçmişti Hakkari'de ki teröristleri püskürtülmüştü ama durmuyorlar ara ara saldırıp duruyorlardı bende burada sadece haberlere bakabiliyordum elimden başka bir şey gelmiyordu
1 hafta boyunca ne Arda'dan ne de Ateş'ten haber almıştım canım acıyordu canımdan can çıkıyordu onlara bir şey olacak her gün onlara bir şey olacak düşüncesi ruhumu canımdan çıkartıyordu
Her şey çok kötüydü, şehitlerimiz vardı ,onları koruyacağımıza söz verdiğimiz ölü vatandaşlar vardı, toprağını koruyacağımıza söz verdiğimiz Hakkari vardı koruyamamıştık
1 haftadır buraya gelen yaralılarlan ilgilendim, Arda ve Ateş'i çok aradım, Metin Yarbay'ı ikna etme çabalarım da olmamıştı
Şu an ne mi yapıyordum? Yine televizyona bakıyordum sadece bunu yapabiliyordum ilk önce ölü ve yaralı sayıları gösteriliyordu sonra etrafı gözlerim haber yazısında takılı kaldı "Her yer kan kokuyor her yer yıkılmış adeta Hakkari diye bir şehir kalmamıştı" aynen bu yazıyordu ya orda ki kanlar…
Kapının çalınması ile "gir"dedim Ayaz içeri girerek tekmil verip konuşmaya başladı "komutanım yaralılar geldi "dedi bir şey demeden ayağa kalktım ve dışarı çıktım ard arda helikopterler iniyordu anları bekleyen ambulanslar vardı
Helikopterlerin oraya gidip adkerlerin durumunu sordum sadece sonda gelen helikopterde ki bir askerin durumunun kötü olduğunu söylediler son gelen helikopterin oraya gittim 2 yaralı asker inmişti her helikoptere 3 kişi bindiriyorlardı son gelen askerin yüzüne baktığımda nefesim kesildi kalbim ağrıdı ruhum canımdan çıktı durumu ağır olan asker o muydu ?
ARDA…
_&_&_
Hello yeni bölümü nasıl buldunuz?
Yazarken ufak aksaklıklar oldu ama şimdi iyi sıkıntı yok
Arda burada ama Ateş nerede?
Yazım yanlışları için özür
Tiktok hesabım sea_spirit123 takip etmeyi unutmayın
SEE YOU LATER
