Partiden yaklaşık bir hafta geçmişti. O zamandır kimseyle konuşmak dahi istemiyordum, çoğu kişi arkamdan ucube demeye başlamıştı. Ben sadece, ait hissedemiyordum. Her sözcük boğazımı düğümlüyor, her mimik sahte bir şekilde çıkıyordu. Artık uyku da çözüm olmamaya başlayınca astronimi kulesine sigaraya çıkmaya karar verdim.
Kırmızı dudaklarımın arasındaki ince dalı yakmak için elimi cebime attığımda çakmağımı unuttuğumu fark ettim, "Siktir." dedim kendimce.
Ama o an kulede yalnız değildim. Daha önce dikkat etmediğim Theodore, yanıma yaklaştı ve ince kemikli elleriyle çakmağını çaktı. Bana vermek için uzattı, sonra vazgeçip geri çekti. Elindeki çakmağı dudaklarımın arasındaki sigaraya yaklaştırdı. Mavi alev dalgası bir anlığına içimi ısıttı."Özür dilerim" dedi sigarasını dudaklarından çekip başını havaya doğru kaldırırken. "Öyle demek istememiştim."
Anlamamazlıktan gelmek istedim. Umursamamak, cevap vermemek.
Bunun yerine ona yaklaştım, savunmasızlığını kullandım ve ona yakıcı bir şekilde baktım. Anladı, herkes anlardı. Koşarak indik, bir kaç kere düştük. Kimse bizi göremesin diye saklandık, tüm binayı gülüşlerimizle doldurduk, ses çıkarmamak için birbirimizin ağzını kapattık.
Ve en sonunda onun odasına geldik, kalbim hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Nefesimi kesti, bende kendimi teslim ettim. Keşke onu daha önceden görseymişim dedim kendime, üzerimdeki bedenin adem elması gözlerimin önündeyken. Keşke zamanım daha fazla varken kilitlenseydi okyanus gözleriyle bana.İşimiz bittiğinde, saçlarımın bukleleriyle oynuyordu. Dışarıdan yağmur sesleri sessizliği bozmak için yeterli değildi, "Bir gün beni bir daha asla göremeyeceksin." dedim. Kafasını tavana çevirdi. Cevap vermek istermiş gibi ağzını oynattı, muhtemelen sorgulayacaktı ama uğraşmak istemedi.
Şafak vakti yaklaşmaya başladığında uykuya dalmıştı. Yüzünü izledim, her kusuru onu daha fazla kusursuzlaştırmak için bir bahane gibiydi. Güneş doğmadan odasından çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forever young, Theodore Nott
Fanfic"Bir gün yaşlanacağız, kendi hayatlarımız olacak ve bir gün öleceğiz. Geriye baktığımızda gördüğümüz tek şey ise anılar olacak, küçük kutulara sığdırmaya çalıştığımız bir ömür dolusu anı."