Cansu 1 saatın ardından eve varmıştı çok heyecanlıydı barışın çoçuk istediyini biliyordu
kapıya varıb hemen heyecandan kaç kez zile bastığını bile hatırlamıyordu
barış kapıyı açtığında cansunun nasıl heyecanlı olduğunu fark etti
cansu barışı görür görmez hemen boynuna sarıldı sıkı sıkı
-cansu noluyo bu ne sevinc
-seni özledim
-Allah Allah hayırdır?
-hayır hayır geç sana söylemem gereken çok önemli bişey var
-tamam hadi geç anlat bakalım bende seninle konuşucam
-noldu senin yüzün asık
-gel dedi elinden tutub koltuğa oturdular
-ilk önce ben söyleyim sonra sen dersin ne diceksen
-tamam canım dinliyorum dedi barışın gözüne baktı barış cansunun gözlerinin içinin parladığının farkındaydı ama nedenini anlamadı bir türlü
-cansu ben düşündüm sen haklısın bu ilişkiye çok zarar verdik ortalık durulana kadar,ve dizinin akibeti belli olana kadar ara verelim ikimizde çok yıprantık
cansu barışın azından çıkan her kelimeyle daha da gözleri dolmaya başladı eli istemsizce karnına gitti
-sabah bana ayrılık yok diyen adam şimdi ayrılalım mı diyor? ne deyişti sabahtan akşama ha barış?
-böylesi daha uygun hem sende bu fikirdeydin
-değildim ben nabzını ölçmek için dedim bakıyorumda sen ayrılmaya baya meraklıymışsın,meğer birazda olsun sevmemişsin baksana kariyerin aşkından daha ağır bastı
-meraklı falan değilim ben seni çok seviyorum sen benim hayatımın kadınısın bu hiç bir zaman değişmicek ama bir birimizi yıpratmamızı istemiyorum
-en başında aslında yapmalıydım evrimin annem olduğunu öğrendiyim an senin hayatından gitmeliydim,ama o kadar çok seviyordum ki gidemedim kıyamadım bize
-hayır öyle düşünme kimse bilemezdi böyle olucağını
elinin tersiyle göz yaşlarını silib ayağa kalktı
-yarın gelib toplarım eşyalarımı hoşçakal
-hayır ben ayrılırım evden sen burda kal
-istemiyorum burda nefes alamam ben
-bende dedi sessizce barış
cansu arkasına bakmadan hışımla evden çıkıb kapıyı sertçe kapattı
barış arkasından öylece baka kalmıştı,canı o kadar yanıyorduki herşeyi sevdiyi kadın daha fazla zarar görmesin diye yapmıştı ama onun sevinçle eve gelib ne diceni çok merak ediyordu keşke ilk onun konuşmasına izin verseydi
cansu arabayı zar zor kullanıb hemen sahile geldi,arabadan inib denize doğru gitti derin derin nefes verib almaya başladı canı o kadar yanıyorduki bu hissin tarifi yoktu barıştan asla böyle bişey beklemezdi onu değilde kariyerini seçmişti sevdiyi adam
cansu bir bankta oturub hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı telefonuna gelen aramayla kafasını kaldırıb telefona cevab verdi
-efendim anne
-cansu,s sen ağlıyormusun noldu?
-anne canım çok yanıyor iyi değilim
-noldu nerdesin sen