1

359 13 9
                                    

fakülteye giriş yaptığım sırada tarih dersinin bugün iptal edildiğini duyduğumda büyük bi hayal kırıklığına uğramıştım, hemen eve geri dönesim gelmişti ama bana göre uzun bi yoldu.

öğretmenimi çok severdim, ne kadar geç kalsam da bana sinirlenmez diğer öğretmenler gibi azarlamazdı, kaçırdığım yerleri ben gelince özet geçerdi.

yakın bir zamanda bi kız çocuğu doğuracağını biliyordum fakat bu kadar habersiz ve hızlı okuldan ayrılacağını tahmin etmemiştim, doğum haberini aldığımda kesinlikle ziyarete gitmeliydim.

ilk dersin boş olması sebebiyle bahçeye doğru yol aldım, kalabalık olmayan bi kısmı seçtim ve banka oturdum. çantamı yanıma koyup bacak bacak üstüne attım ve sigaramı yaktım.

beni görünce arkadaşım rebecca yanıma geldi, mini elbisesinin oturduğunda daha yukarı çıkmasından rahatsız olmayarak keyifle çakmak istedi,  ilk dumanı çektikten sonra kafasını heyecanla bana çevirdi

"kızım duydun muu?"

yüzüne neyi duymam gerektiğine dair soru sorarcasına baktım.

"yeni tarih öğretmeni yarın geliyormuş."

"bu kadar çabuk gelmesi mi seni şaşırttı, anlamadım?"

"hayır aptal aşırı çekici bir adammış, çabuk olmasının sebebi dekanın dostuymuş orası ayrı."

"pff hiç ümitlenmeyin, o bir tarih öğretmeni"

bi kaşını kaldırıp yani der gibi baktı.

"diyorum ki erkek tarih öğretmenlerinin çoğu bunak, sıkıcı ya da evli olurlar."

yüzünü ekşitirken dumanı üfledi ve ekledi.

"seninle de bu konuları konuşmak hiç zevkli değil hep bi genellemelerin var, alooo nerede bu gençlik heyecanı ya da azgınlığııı."

son cümleden sonra omzuyla omzuma vurup sırıtışını izledim, küçük bi gülümsemeden sonra;

"erkekler hep aynı, hepsi kalp kırar, hiçbirine güven olmaz, o yüzden gençlik heyecanı diye bir şeyim yok, onlara karşı beklentiye girmeyeli çok oluyor."

beni dinlemekten sıkılırmış gibi bi omuz silktikten sonra ekledi.

"her zaman dediğim gibi onlar seni kullanmadan sen zevkini çıkar tatlım."

yarısı içtiği sigarayı söndürüp ayağa kalktı, hafif bi elbisenin uçlarını düzeltmesinin ardından konuştu.

"hazır ders boşken alış verişe çıkmam lazım gelmek ister misin?"

"aslında eve gidip yarına olan ödevi yapmalıyım."

"off sabah kahveni mi içmeyi unuttun?"

gülümsedim.

"nerden bildin?"

ukala bi şekilde sırıttı.

"hani yeni çıtırmız geliyor ya ödev mödev yok."

elimle ani refleksle alnıma vurdum.

"doğru ya!"

küçük bi kıkırdamanın ardından kolumdan çekiştirirken,

"orada sorduğum soru bir davet değildi sadece benimle geliceksinin kibar haliydi."

her zaman ki hallerine gülümseyip beni ayağa kaldırmasına izin verirken gülümsemeye devam ettim.






arkadaşlaaaarr tecrübesiz yazar olduğumdan bazı boşlukları görmezden geliiin

şimdilikk

öğretmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin