1~

797 33 0
                                    

Gözlerimi sabahın kör sabahında açtım.Hiç sevmezdim şu saatlerde uyanmayı.Ama işe geç kalıyorum diye maalesef ki erken kalkıyorum.Yanda ki saate baktığımda saatin 06:30 olduğunu gördüm.Daha işe gitmem için üç buçuk saat vardı.

Ayağa kalkıp lavaboya ilerledim.Aynada kendime baktığımda dün ki mesai yüzünden şu an kahverengi gözlerim şişmiş,aynı renk saçlarımda havaya kalkmıştı.Dudaklarım zaten dolgun olduğu için onlarda pek bir sıkıntı yoktu.

Yatağımı toplayıp,camları açtım.Üstümde ki gri sweetheart ön ceplerinde ki telefonumu çıkardım.Kimse aramamıştı.Şaşırmadım.Zaten polisiyedekilerden başka arkadaşım veya çevrem yoktu.Annem ve babam zaten küçük yaşta vefat ettiler.

Merdivenlerden inip daha güneş bile açmamış olan gökyüzüne baktım.Derin bir iç çekip buzdolabını açıp paket paket olan çilekli sütten bir tane aldım.Çilekli süte bayılırdım.İnsanlar beni sert bilirdi ama ben böyle küçük şeyleri bile severdim.

Sütümü alıp yukarıya geri çıktım.Odama girip balkona girdim.Kendimi salıncağa atıp karşısında ki televizyonu açtım.Kanallarda gezinirken güzel bir filme rastladım.

Filmi izliyorum mu,izlemiyorum mu orası meçhul.Filmde kadın ve adam birbirine aşık bir şekilde bakarak evleniyorlardı.Bense bu yaşıma kadar ne birine aşık oldum,ne de birini beğendim.Sadece iki tane sevgilim olmuştu.Onlarada sevgili denirse.

Biranda hava esince bir ürperme geldi.Yandaki minik battaniyeye uzanıp üstümü örttüm.Bir kere daha ürperme geldiğinde bu soğuktan değildi.Sanki birisi beni izliyordu.Kafamı yan tarafa döndüğümde yüzü görünmeyen bir adamın beni izlediği gördüm.

Adamın olduğu lamba yandığında suratını keşfetmeye başlamıştım.Keskin yüz haltları,benim gibi kahverengi gözler ve aynı renkte saçlar.Dudakları benim ki kadar dolgun olmasada dolgundu.Suratında sakal veya bıyık yoktu.

İkimizde birbirimizi izleyen birer yabancıydık.Çünkü onu tanımıyordum.Bakışlarımı ondan tarafa kaçırdım.

Filmimi izlerken biranda o balkondan bir ses duyuldu."Neden bu saatte ayaktasın?"dedi.O tarafa baktığımda adam zaten bana bakıyordu.Benim ona baktığımı görünce gülümsedi.Ona ters ters bakıp içeri geçtim.Odamın balkon kapısını kapattım.

İçeri geçip aşağı indim.Mutfağa gidip kendime kahvaltı hazılamak için buzdolabını açtım.İçinden yeşillikler çıkarıp yıkadım.Yıkayıp kesme tahtasını çıkardım.Tahtada herseyi kesip büyük bir kasenin içine koydum.Buzdolabını tekrar açıp çilek çıkardım.Çileklerimide kesip kaseye koydum.

Çay koyup beklemeye başladım.Telefonumda gezinirken biranda mesaj geldi.Telefona baktığımda 'özel numara' diyodu.Tövbe yarabbim hangi insan evladı 06:00 yazar ki.

Havaya baktığımda yavaş yavaş aydınlanmış olduğunu gördüm.Mesajı umursamayıp çayımı koyup,kasemi alıp sinema odama gittim.Bu odaya benden başka kimseyi sokmazdım.Sadece küçükken anne ve babamla izlerdik.Onlarda gittikten sonra buraya kimseyi almadım.

Bu odanın kapısı zaten hep kitli olur.Duvarlarda yüzlerce fotoğraf vardı.Büyük bir L koltuk ve karşısında büyük ekran bir televizyon vardı.Kapıyı geri kapatıp kitledim.Aklıma biranda gene bana bakan sapık geldi.

Önceden birisinin hep beni izlediğini düşünürdüm.Çünkü ne zaman balkona çıksam hep ürperme gelirdi.Nedeni belli oldu.O adam acaba kimdi?Eman boşver.

Koltuğa oturup çayımı ve kahvaltımı bir kenara koydum.Televizyondan cennet mahallesi açtım.Kahvaltımı önüme koyup hem yiyor hem diziyi izliyordum.Dizi ve kahvaltı bittiğinde televizyonu kapatıp kilidi açtım.Yediklerimi makineye koyup yukarı çıkacakken bir tıkırtı sesi geldi.Ses yukardan gelmişti.

Ay'ın IşıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin