2~

370 18 9
                                    

Notu okuduktan sonra sinirlerim tavandı.Kimdi bu?Bide ben dokuncam.Hah.Derin bir nefes verip notla çiçeki alıp bahçeye indim.Burası müstakil bir ev olduğu için bahçe benimdi.Bahçeye girdiğimde saksı aradım.

En sonunda masanın yanında duran saksılardan bir tane alıp masaya koydum.Eldivenlerimi takıp toprak koydum.Toprağı biraz açıp içine gülleri koydum.Saksıyı alıp masanın ortadına koydum.Niyeyse biranda suratımda bir gülümseme oluştu.Hiç gülmezdim.Çok nadirdi.Nadir bile değil imkansızdı.Ama böyle şeylere nedense gülesim geliyordu.

Yaptığım şeyi farkedip gülüşümü sakladım.Çünkü gülersem insanlar rahatsız olurdu.Tam arkamı döndüğümde sert bişeye çarptım.Kendimi geri çekip düşecekken bir el ince belimi tuttu.Kafamı kaldırdığımda bana bakan azizi gördüm.Bakışmadan rahatsız olduğum için ondan ayrıldım.

Boğazımı temizleyip ona baktım."Hayırdır,ne işin var burda?"dedim soğuk bir sesle.Benim aksime o gülümsüyordu.Sıcak bir sesle karşılık verdi."Bugün mahallede toplanacakmışız.Herkes gelecekmiş bende sorayım gelcenmi.Ondan."dediğinde kafa salladım.Mahallede arada sorada masalar kurulup herkes yemek getirirdi.Ama ben getirmezdim.Çünkü insanlar bir kusur bulur beni üzerlerdi.

"İşim olmazsa gelirim."diye karşılık verdim.Aslında işim yoktu ama o masada herkes ailesiyle gidip benim tek gitmem moralimi bozuyordu."Peki.Görüşürüz,"dediğinde bende görüşürüz diyeceklen başka bir şey dedi."Ha bu arada çiçek çok güzelmiş."dedi kafasıyla işaret ederek.Hangi çiçek olduğuna baktığımda bugün bana gelem çiçeklerdi.

Arkamı dönüp ona cevap vercekken orada olmadığını gördüm.Neyse dedim.Evime adımlayıp içeri girdim.Oturma odasına girdiğimde makarnam buz gibi olmuştu.Tabağı alıp mutfağa yöneldim.Mutfağa girdiğimde mikrodalgayı açıp içine koydum ve beklemeye başladım.

Tezgaha çıkıp oturdum.Ellerimi iki yanıma koyup kafamı geriye attım.Bu aziz neden ikide bir karşıma çıkıyordu?Çıkmasın.Üzülen tarafan o olurdu.İnşallah benden hoşlanmıyordur.Çünkü ben onu sevmem.Daha doğrusu sevemem.Oda zaten beni yakından tanısa sevmez.Annesinin berbat dediği,babasının her gün nefretini kustuğu kız.Ne kadar acı.

En son mikrodalganın tık sesini duyduğumda makarnayı alıp geri oturma odasına geçtim.Mavi geceliğimin askısı düştüğünde makarnayı sehpaya bırakıp askıyı düzelttim.Koltuğa oturup makarnamı yemeye başladım.Yemeğim bittiğinde tabağımı mutfağa bıraktım.

Balkona çıkıp aşağıda ki kalabalığı baktım.Herkes oturmuş gülüyordu.Kadınlar,adamlar,çocuklar ve en önemlisi aileler.Ne güzel dimi demek.Aile.Keşke bende o aile denen şeyin güzelliğini tatsaydım.

Balkondan çıkıp kapıyı açık bıraktım.Şu an herkesin ne dediğini net duyuyordum.Ama onlar beni göremezdi.Perdemi kapatıp yatağımın yorganını açıp yattım.Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım.Biranda konu bana döndü.Kapattığım gözlerimi açıp dinlemeye başladım.

"Ay şu kız varya.Arya.Kız o kızın ailesi falan yokmuş kız.Ne geleni var ne gideni.Yazık valla."dedi bir kadın.Öyle acımasız bir cümleydi ki.Onlar için söylemesi kolay ama acıyı yaşan benim.Zaten arya kim ki canı acısı bile kendi toparlanır.Kadının dediği üzerine başka bir kadından daha da acımasız bir cümle duydum.

"O kızda soğuk nevale.Yetim olduğu soğuk olmasından belli,"dediğinde gözlerim istemsizce doldu.Hiç bir şey yaşamadıkları için söylemesi kolay,ama acıyı yaşan arya.

Ne istiyorlar benden?Hiç kimseye bir zararım yokken neden benle uğraşıyorlar.Yetim.Bu kelimeyi aklımın bir köşesini yazdım.Gerçekler buydu.Soğuk nevale ve yetim.Ardından aynı kadın farklı bişey dedi.

Ay'ın IşıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin