✱
"Sessiz ve durgunsun bu pek alıştığım bi manzara değil." kısa bir süreliğine devam eden garip sessizliği bu cümlesiyle bozmuştu Carlos. Dediği doğruydu, her zaman geldiğimiz -pek fazla kişinin bilmediği- restoranda, bu sefer kahkahalarımız yerine etraftaki masalardan gelen çatal ve bıçakların tabaklara vurarak çıkardığı küçük tıkırtıları dinliyorduk.
"Öyle mi, dalmışım." bütün bu ciddiyetten rahatsız olduğum için istemsizce cevabımı küçük bi gülümsemeyle yumuşatmaya çalıştım.
"Yemeği mi beğenmedin?" o da güldü.
"Hayır ondan değil burayı severim bilirsin."
"Ben pişirsem daha iyi olurdu." bunu söylerken yüzündeki o klasik, kendini beğenmiş sırıtışını eksik etmedi.
"Evet Carlos, tabii."
Bıçak ve çatalıyla önündeki tabağa odaklanmış yemeği bölmeye çalışırken, sonunda bi parçayı ayırıp çatalına aldı. Konuşmaya başladığımızdan beri o tabağa fazla dikkatini verdiği için kafasını kaldırıp suratıma bakmaya anca fırsatı olmuştu.
Hislerimi saklamakta berbat olduğumdan ve onun beni çok iyi tanıyor olmasından sorunu fark etmekte gecikmedi. Bakışları bir anda ciddileşti ve kaşlarını çattı.
"Her şey yolunda mı Lando? Canını sıkan bir şey mi var?"
Bilmiyorum. Ne demeliyim bilmiyorum. Büyük kahverengi gözlerini endişeyle suratıma dikmiş bakarken ona nasıl cevap versem doğru olur bilmiyorum. Zaten ne diyebilirim ki? Bir seçim yapması gerekiyordu ve kendi için en iyisini seçti.
"Lando?"
"Her şey yolunda Carlos, üzgünüm."
"Neden üzgünsün?"
"Ben..."
Kaşlarını kaldırıp beklentili bir ifade takındı.
"Sen?"
Ağlama hissi göz çevremi ve burnumu yaktığında kendimi aptal bir sulugöz gibi hissetmekten alıkoyamadım. Onun karşısında aynı sebeplerden tekrar ağlamak istemiyorum.
"Gidiyor olmana alışamadım."
"Ahh... Lando, biliyorsun takımdan gitmem bizi uzaklaştırmayacak sen benim için bir takım arkadaşından çok daha fazlası oldun. Üzülme artık."
"Ben sana çok alışmıştım. Yerine gelecek birini istemiyorum. Senin de başka takım arkadaşın olacak hem..."
"Bu kadar umutsuz olma Lando. Biraz olumlu yönlerinden bakmaya çalış."
Tabii... Carlos Sainz, sen kusursuz bir adamsın. Güneş gibi ofise girersin ve o pozitif enerjinle selamlarsın herkesi. Hal hatır sorar chit-chat yapmadan geçmezsin. Nerdeyse konuştuğun herkesi güldürürsün. Zorluklara göğüs gerer hiç bir şeyin seni yıkmasına izin vermezsin. Rutinini atlamaz, planlarını aksatmazsın. Böyle şeyler senin için kolay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
see you on track | carlando
Fanfiction2 yıllık birliktelikten sonra ferrari'den aldığı teklifle mclaren'dan ayrılan carlos, lando'yla yaşadığı karmaşık, belirsiz ilişkiden kopamıyor okuyacağınız her şey KURGUDUR, pilotlar yazarın keyfine göre karakterize edilip senaryoya sokulmuştur. ge...