Bölüm 3

5 0 0
                                    

             Gece olduğunda planımı yapmıştım. Tek yapmam gereken bir süre boyunca uyanık kalmaktı. Bu pek zor sayılmazdı. Beni önemseyen tek kişinin ölümünü beklemek uykumu getirmiyordu. Bekledim, bekledim, bekledim... Hademelerin ayak seslerini duyana kadar. Kızlar yatakhanesini kontrol etmeye gelmişlerdi. Yorganı üstüme çektim ve kulak kesildim. "Herkes uyudu mu?" Kimseden cevap gelmeyince yanındaki kişi konuştu. " Sanırım evet. İşimiz bittiğine göre kart oynamaya ne dersin? Biraz eğlenebiliriz, hatta atıştırmalık da getiririm..." Cümlesini bitiremeden kalın bir ses onun sözünü kesti.

             "Ben uyumayı tercih ederim. Yorucu bir gündü."

             "Hadi ama! O ihtiyarın gidişini kutlamalıyız."

             Dişlerimi sıktım. Onun öleceğini bilseydi eğer... Derin bir nefes verdim ve sakinleşmeye çalıştım. Birisinin kalbi durduğunda herkes onu sevmeye başlıyordu. Ancak bu şekilde herkesin sevgisini kazanabilirdiniz. Birkaç homurdanma duyduktan sonra gidişlerini izledim.

             Yataktan ses çıkarmamaya dikkat ederek indim. Üstüme kalın bir kazak, başıma da bir bere geçirdim. Saçlarımı gelişigüzel örüp, sakin adımlarla merdivene doğru ilerledim. Bir an tereddüt ettim. Neden onu görmeye gidiyordum ki? O orada mutlu olacaktı. Tıpkı ablam gibi. Melody sadece anne ve babasını ziyarete gidecekti. Bir süreliğine... Sonrasında ben de onunla gelip, ailemi görebilecektim. Tanıdık rüzgarı ve soğukluğu hissettiğimde düşüncelerimden uyandım. Dama çıkmanın verdiği huzur kelimelerle ifade edilemezdi. Sonbaharın nem kokusu ve sessizliğin derinliği o kadar güzeldi ki...

             "Ooo.... Bakıyorum kimler burada."

              Hızlıca arkama döndüm. Yağlı, koyu saçları ve büyük ela gözleri vardı. Kırışmış yüzünde pis bir sırıtış belirdi. Saniyesinde aptalı oynamaya karar verdim. "Bay Grace, sizi burada görmek ne güzel!" Arkasından gelen kızı gördüğüm anda sustum. "Sydney senin yatakhaneden ayrıldığını söyledi, anlaşılan yalan söylemiyormuş." Bir adım ileri çıktı. "Şimdi doğru yatakhaneye! Yarın seni müdüre şikayet etmeyeceğimi sanma sakın."

            Merdivenlerden aşağı indiğinde Sydney bana dil çıkarmayı ihmal etmedi. Ardından hademeyi takip etti. "Acele et! diye kükredi Grace ama ben yerimden hareket etmeyince yukarı çıktı. "Evelyn!" Sinirli bir şekilde karşıma geçti. "Ne bekliyorsun, gelsene!" Kılımı bile kıpırdatmadım, sadece dik dik ona bakıyordum. Yüzümü kurnaz bir gülümseme kapladı. Grace'in arkasından meraklı gözlerle bakan Sydney'e göz kırpıp, kahkaha attım. "Dejavu yaşadınız mı Bay Grace? diye sordum. Hademenin gözleri fal taşı gibi açıldı. "Sakın düşündüğüm şeyi yapma." diye fısıldadı. "Lütfen..."

             "Artık çok geç."

             Tereddüt etmeme fırsat bırakmadan damdan aşağı atladım.

             

Ölüm MeleğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin