Tek kusurun, kusursuz oluşun.

3K 82 10
                                    

"Asi! Kızım dur tamam ya-  Off! Vurma güzelim dur, gerçekten özür dilerim."

Dediklerini duymazdan gelerek omzuna bir tane daha geçirdim. Gerizekalı! Aklım çıkmıştı ona bir şey oldu diye. Çağla yarım saat önce beni aramış acilen Soysalan malikanesine gelmemi söylemişti. Alaz'ın iyi durumda olmadığını söyleyip suratıma kapatmıştı telefonu. Sesi o kadar inandırıcı gelmişti ki evden çıkıp nasıl taksiye binip buraya geldiğimi bile hatırlamıyordum. Kapıyı Ece açmıştı ve koşar adımlarla beni Alaz'ın odasına çıkarmıştı. Çağla kapının önünde endişeyle dolanıyordu. Beni görünce hemen koluma sarılmış odaya sokmuştu.

Beynim çalışmayı bırakmıştı. Alaz'a bir şey olmuş olma düşüncesi bile yeterliydi bunun için ama kapıdan girdiğimde Çağla beni ittirip kapıyı üzerimize kilitleyince çözmüştüm bütün olayı.
Alaz elinde tuttuğu bir demet papatyayla suratıma sırıtarak bakarken sinirden yüzümün kızarmaya başladığını hissetmiştim. Hızlı ve sert adımlarla ona doğru ilerleyip elinde tuttuğu papatyaları aldığım gibi kafasına geçirmiştim.
Kendini korumak için başını eğdiğinde papatyalar çoktan parçalanmıştı. Hıncımı alamayıp omzuna da birkaç tane geçirmeye devam ettim.

"Asi! Tamam durur musun artık?"

Bu sefer geri çekildim. Başını kaldırıp bana kırgın gözlerle bakınca çok mu abarttım acaba diye düşündüm ama haklıydım. Ona bir şey oldu diye aklım başımdan gitmişti. Zaten aramız bozuktu ve üç gündür onun hasreti yüzünden yataklara düşmüşken böyle bir şey yaşamak canımı sıkmıştı. Birkaç adım geri çekilip ona daha dikkatli baktım. Siyah bol pantolonun üzerine yeşil bir gömlek giymişti. Hiçbir zaman eksik olmayan zincir kolyesi ve yüzükleriyle o kadar yakışıklıydı ki bu her seferinde canımı sıkıyordu.

Ona karşı koyamıyordum işte. Çok fena aşıktım. Bu yüzden aramızdaki mesafe kapatıp boynuna sıkıca sarıldım. O çok sevdiğim temiz ve ferah kokusunu derin derin soludum. Kokusu bana soğuk kış gecelerini hatırlatıyordu. Burun sızlatan ama soluduğunda zihnini açan ve huzur veren bir kokuydu.
Alaz da hiç vakit kaybetmeden ellerini ince belimin üzerine dolayıp beni kendine bastırdı. Ona sarılmayı çok seviyordum. Bazen koala gibi ona sarılıp bütün gün kucağında gezmek istiyordum tabi bunu ona asla söylemiyordum çünkü ne kadar arsız olduğunu biliyordum. Bende onun kadar arsızdım ama bilmesine gerek yoktu.

"Ne kadar çok korktum biliyor musun gerizekalı!"

Gülüşünü duydum, sıcak nefesi saçlarımın arasında dağıldı.

"Biliyorum güzelim ama seni buraya getirmenin tek yolu buydu. Ne kadar inatçı olduğunu söylememe gerek yok herhalde."

Bu söylediğine güldüm. Evet öyleydim. Başımı boynundan geri çekip yüzüne baktım. O zaten güzel gözleriyle bana bakıyordu.

"Bir daha bunu yapma. Yoksa bununla kalmam kafanı patlatırım."

Güldü ve elini yanağıma yerleştirip yavaşça yüzümü okşadı.

"Biliyorum güzelim yaparsın ama artık şu kafama vurmayı bırakman gerek. Sana aşık olan iki beyin hücremi de kaybetmek üzereyim."

Laf arasında bana aşık olduğunu söylemesi içimi sıcacık yapıyordu. Onun tarafından sevilmek o kadar güzeldi ki...

"Anlaştık."

Başımı nerdeyse tüm yüzümü kaplayan avucuna doğru eğdim. Bedenlerimiz iç içe, sağ eli yanağımda, sol eli belime sarılıydı ve bıraksalar sabaha kadar böyle durabilirdik. İkimizde temas manyağı delilerdik. Asla uzak kalamıyorduk. Alaz yavaşça yüzüme yaklaşıp dudaklarıma öpücük kondurdu. Nefesimi tuttum. Kısacık bir öpücüktü ama bütün bedenimi ateşe vermek için yeterliydi. Nerdeyse geri çekilmek üzereyken bu sefer ben dudaklarına doğru hamle yaptım ama kendini geri çekti. Şaşkınlık ve öfke karışımı bir ifadeyle ona baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yansımalar • Aslaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin