Buda neydi şimdi? Cevapmı verecektim birde? Cüce hanımmı demiş o?... Kafamda sorularım bir bir tekrarlarken mesaja bakıyordum. Ona cidden çok öfkeliydim ama midemde oluşan kelebek hissine karşı koyamıyordum. Sanırım ömrümde ilk kez "Günaydın" mesajı aldığım için. Yavaş yavaş elimi telefonun klavyesinde gezdirdim...
Bir süre düşündükten sonra cevap yazmaya hazırdım. Onun tarzında bir şey yazacaktım.
"sanada günaydın deve"
Buda neydi şimdi biz konuşuyormuyduk? Biz mi dedim ben! Biz diye bir şey yok! Sanırım uzun zamandır ihtiyacım olan kaosu buluyordum, işte başlasınnn!
Uzun uzun düşündükten sonra karşısına çıkıp ona birdaha bana yazmamasını, karşıma bile çıkmamasını söyleyecektim. Hemen mesaj sayfama girip ona yazmaya başladım.
"nerdesin?"
"hı?"
"yerini söyle yanına geliyorum, konuşacaklarım var"
"peki cüce benden hoşlandığını söylemek için gelebilirsin"
"ondan bahsetmiyorum"
"[konum]"
Mesaj sayfasından çıkıp hemen giyinmeye başladım. Kırmızı elbisemi ve siyah deri ceketimi giydim spor ayakkabımı ve beyaz çantamı alıp çıktım. Gönderdiği adres bi ev olarak gözüküyordu. Benim beklediğim bir konak olmasıydı ama bu ufacık bir evdi şaşırmıştım.
Derin bi nefes aldım ve kapıyı çaldım. Açan kişi Onur Kaya'ydı. Dudaklarını araladı ve şu sözleri söyledi.
"hoşgeldin cüce"
Bu sözleri beni iyice öfkelendirmişti. Evin salonuna gittim ve tam ortada durdum. Yanıma gelip ayakta durduğunda başımı kendimden emin bir şekilde yukarı kaldırdım. Yüzüne bakıyordum, ela gözlerinin tam içine. Ona şunları söyleyebildim.
"birdaha karşıma çıkma Onur Kaya. Birdaha bana mesaj atma. Benden uzak dur. Bir daha karşıma çıkarsan olacaklardan kork."
"ne yaparsın cüce hanım, annene sarılıp ağlarken babana beni dövmesinimi söylersin HAHAHA"
başım önceki gibi dik durmuyordu artık, kırılmıştım, gözümden bir damla yaş düşerken o farketmesin diye koşarak evden çıktım. Peşimden gelmiyordu, gelmesinide istemiyordum...
Çıkmaz bir sokağa girmiştim. Sokağın bittiği yerde sadece ağaçlar vardı. Ağaçlardan birine yaslandım ve dizlerimi kendime çektim başımıda dizlerimin arasına yerleştirip ağlamamı durdurmaya çalıştım. Kumral uzun saçlarım yüzünden etrafımı göremiyordum. Sonrasında birkaç adım sesi duyuldu... Anlamıştım, belkide 19 yıllık hayatımda 53.kez taciz edileceğimi... Daha sonra omzumda hissettiğim el ile karşımda diz çöktüğünü hissettiğim kişiye olmayan gücümle bir tekme attım, sonrasında acı bir çığlık atıp titreyen ellerimin avuç içiyle kendime vurmaya başladım... Sonra istemiyorum diyerek ağlamamı nefes alamayacak şiddete getirdim. Bunlar o kadar kısa sürede gerçekleşmiştiki... Sonrasında karşımdaki kişiden "şşşşşşş" diye bir ses geldi karşımdaki kişi Onur'du, Onur Kaya...
Çığlık atmaya başladığım anda çenemi sertçe tutup ona bakmamı sağladı, ve beni kendi yöntemleriyle susturdu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzun Yolcu
ChickLitHikayemiz bir yolculuk üzerine başlayan üç yabancının aşkıdır... Evet üç ne yazıkki araya giren bir Aylin var. Yinede Onur ve Nazlı zor ve uzun olsa bile kavuşacaklar, işte başlıyoruz iyi okumalar dilerim :)