Cassandra dudaklarını birbirine kenetlemiş ve gözlerini sımsıkı yummuştu, bu kabustan kurtulabilmek için. Gördükleri gerçek olamazdı. Cadılar veya ejderhalar gerçek değildi. Hafızasının oyunuydu her şey. Kız gözlerini açtığında hastane yatağındaydı. Kolunda serum, ağzında oksijen maskesi vardı. Kalın kahverengi bukleleri omzundan aşağıya sarkıyordu. Odanın sağ köşesinde yeşil koltuğun üstünde uyuyan erkek kardeşini gördü.
Neden burada olduğunu hatırlamaya çalıştı. Hey şey yavaş yavaş aklına gelince, keşke hatırlamasaydım dedi kız. Üstündeki mor çiçekli örtüyü kaldırıp bacağına baktı. Beyaz bir sargıyla sarılmıştı. Cassandra erkek kardeşi Max'a bakıp buraya onun kimin getirdiğini sormak için tam sesleneceği sırada bacağında bir karıncalanma hissetti. Gözlerini bacağına çevirirken kızın ağzı şaşkınlık ve korkuyla 'O' şeklini aldı. Sargılı olan kısım inanılmaz bir şekilde siyah ve gri ışık saçıyordu. Kız daha fazla bakamadı. Bakışlarını erkek kardeşine çevirip "Max!"diye seslendi. Kardeşi hafif uykusundan hemen kalkarak Cassandra'nın yanına geldi. "Ne oldu? Bir yerin mi ağrıyor?" diye sordu.
Kız bacağını gösterirken kardeşinin nasıl bir tepki vereceğine bakıyordu. Max kendinden 2 yaş büyük ablasının bacağına baktı. "Ne olmuş bacağına? Ağrıyor mu Cassandra?"dedi. Kız kardeşinin ne dediğini anlamayarak bacağına baktı. Artık ışık saçmıyor ya da karıncalanma yoktu. "Oof." diyerek ince parmaklarını uzun saçlarının arasından geçirdi.
Kendini geriye bırakarak delirdiğini düşünmeye başladı. "Sen iyi misin?" diye sordu erkek kardeşi. Cassandra kafasını öne arkaya sallayarak iyi olduğunu anlatmaya çalıştı.
"Sadece...sadece su isteyecektim." dedi Genç kız titreyen sesiyle. Korkuyordu kız delirmekten, aklını kaçırmaktan. Korkuyordu.
Kardeşi su doldururken, kendisi de saçlarını örüp sağ omzuna attı. Max'ın elinden suyu alırken "Beni buraya kim getirdi? Sana kim haber verdi?" diye sordu merakla. Erkek kardeşi Cassandra'nın sorduğu iki soruya sırasıyla cevap verdi.
"Seni buraya ben getirdim. Evde oturuyordum. Tam mutfağa gidecekken kapı çaldı. Yavaşça kapıyı açtım." dedi. Sonra derin bir nefes alarak devam etti. "Yerde yatan seni gördüm sadece. Başka kimse yoktu. Bende direk hastaneye getirdim seni." dedi Max. Cassandra aklı karışık bir şeklide elindeki dolu bardağı kafasına dikip kardeşine uzattı.
Avuç dışındaki serum canını yakmaya başlamıştı. Ama Cassandra umursamaz biri olduğu için umursamayarak uyumak için gözlerini yavaşça kapattı.
***
Cassandra'dan...
Gözlerimi zar zor aralayarak kapının yanından gelen fısıltıları duymaya çalıştım.
"Onu bu hale kim getirmiş? Bir bildiğiniz varsa lütfen saklamayın." dedi birisi.
"Bir fikrim yok memur bey. Ablamın öyle düşmanı falan da yoktu bildiğim kadarıyla." dedi Max.
"Bir kişi yapmış gibi görünmüyor. Kollarında ve yüzlerinde tırnak izleri var. Kafasından darbe almış. Daha kötüsü de bıçaklanmış." dedi polis.
"Dediğim gibi bir fikrim yok. Ne istediler ki Cassandra'dan?"
"Ablanız uyanınca haber verin lütfen. İfadesini almamız lazım. İyi günler."
![](https://img.wattpad.com/cover/43004274-288-k353157.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ülke
Ciencia FicciónYaratıkların insanlara gözükmesi yasaktır. Her insan evladının bir koruyucu ejderi vardır. Cassandra'nın koruyucusu ise ejderlerin prensi Daniel'dır. Hiç bir şeyden haberi olmayan Cassandra, Bir gün kötü niyetli cadılar tarafından bıçaklanır. Ejder...