Stefan'ın bakış açısıyla;
Yüzüne bakarak uyuya kalmıştım, nerden baksam 1-2 saat uyumuştu.
Uyandığımda Hope elindeki kitapı okuyordu, uyandığımı görünce kafasını kitaptan kaldırıp "sonunda uyandın, sıkıntıdan patlayacaktım" "uyuduğumu görünce gitseydin" "olmaz sana kalacam dedim gidemezsin" onun bu düşünceli hallerini seviyordum... Ayağa kalkıp ona baktım, sahte bir sızlamayla "ah ayaklarım uyuşmuş sen harbiden koca kafalıymışsın" yine başlamıştı "ah sakın! Ne güzel unutun diye sevinmiştim" dedim bıkkınlık la o da küçük bir kahkayla "tamam tamam sustum" yataktan kalkıp "hadi dışarı çıkalım katları filan gezelim çok sıkıldım" dedi kapının önüne geçip "iyi hadi" diyip çıktık.koridorda yürümeye başladık Hope birden durup "Dün akşam nerdeydin yani neredeydiniz?" Diye sordu sessiz kalmıştım"stef-" bir şey diyecekti ki arkamızdaki gelen sese baktık , bu dün ki gurubta ki adamdı Darly di onu hücreye götürüyorlardı "kim o?" Bir Hope bir ona bakıp "bilmem hadi aşağıya inelim" dedim geçiştirerek "iyi söyleme ben kendim öğrenirim" merdivenlerden zıplayarak indi bende peşinden hızla indim merdivenlerin sonunda babamla dwight konuşurken gördük bizi görünce susmuştular. Babam yandan bana bakmıştı sonra Hope bakıp "prensesim" diyip sarılmıştı dwight ilk başta yere baktı sonra bana baktı aslında ikimizde birbirimize bakıyorduk . Sonra Hope'un sorusuyla kafamı çevirdim "dün neredeydiniz kimse bana birşey söylemiyor" dedi babam gülerek "sende beni sorgulamaya mı geldin" Hope şımarık bir çocuk gibi " yoo onun için gelmedim seni görmek için gelmedim seni görmek için" "peki merakını giderim o zaman dün toplantımız vardı oraya gittim tamamı" pek inanmışa benzemiyordu ama ses çıkarmadı "her neyse dwight bizim için yemek hazırlat" dedi babam "tamam" "ben aç değilim dışarı çıkacağım...iznin olursa baba" bunu dediğimde yüzü değişmişti ama izin alınca tekrar gülumsedi "nasıl istersen evlat ama akşam yemeğinde burda ol" dedi "tamam" sadece tamam deyip ordan ayrıldım.
İlk odama çıkıp hazırlandım sonra dışarı çıkıp bir arabaya binidim.
Kısa bir süre arabayla ilerledim Ormanlı ya gelince durdum ormanlıyın içinde yürüdüm kısa bir süre sonra benzinlik gördüm daha doğrusu benzinliğe doğru giren bir kız markete girmişti biraz durup izledim sonra yoluma devam edecek en bir aylakın oraya doğru gittiğini gördüm gidip gitmemek arasında kaldım biraz durdum ve son kararım kahramanlık yapacaktım oraya gittim markete varmıştım kapıdan içeri girip "iyikide iç sesimi dinledim " dedim sessizce aylak kıza saldıracaken aylakın kafasına sıktım sonra kızın yanına gidip"iyimiy?" diye sordum baştan aşağıya ona bakarak birşey demedi kafasını salladı gözlerime bakarak sonra ona ellimi uzatım tutup kalkıp konuştu "kimsin sen?" Diye sordu...
Hope'un bakış açısıyla;
Stefan kaçmıştı bende babamla yemeğe gitmiştim, sadece ikimiz vardık. Ben bir yandan yemek yiyip bir yandan şu yeni gelen adamı düşünmüyordum "Hope!" demesiyle yüzüne baktım "Günün nasıl geçti diyorum" "Herzaman ki şeyler resim çizmek kitap okumak etrafı dolaşmak gibi şeyler" yemeği yiyerek "sanat, sanat önemlidir bir gün resimlerine bakmaya gelirim" "herzaman aynısını diyorsun ama bakmıyorsun" "yoğunum bu aralar" dudağımı kıvırarak "sen hep yoğunsun, hep meşgulsün!" Ortam gerilmeye başlamıştı "ses tonuna dikkat et!" Daha fazla uzatmadan"doğdum ben afiyet olsun" diyip kalktım "Hope buraya gel" dinlemedim ordan ayrıldım. Bu bizim herzamn ki halimizdi önce sevgimizi sonra nefretimizi kusardık.
Koridorda yürürken dwight gördüm elinde tabak vardı içinde sandiviçe benzer birşey vardı tam göremiyordum kapıyı açtığında sabah ki adamı görmüştüm 'kim acaba' diye düşündüm öğrenmenin tek bir yolu var hızlıca odama koştum kalem kağıt alıp geri döndüm dwight ordamı diye duvarın arkasından baktım gitmişti ben yinede önlemimi alıp biraz daha bekledi.
Hücrenin kapısının oraya oturdum kalemi alıp yazmaya başladım.
"Selam" diyip Altan kalemle atım.
"Kimsin sen?" Diye geri gönderdi.
"Sen kim olduğunu söyle bende kim olduğumu söylerim"
"Taşşak mı geçiyorsun benimle"
"Hayır ciddiyim" yanıt vermesi uzun sürmüştü.
"Darly Dixon" diye yanıt verdi.
"Hope Smith bende"
"Kimin neyisin ne işin var burda?"
"Ben Negan'nın kızıyım"
"Bu kadar rahat konuşmandan anlamam lazımdı"
"Niye ondan nefretmi ediyorsun"
"Yaptıkları onca şeyden sonramı evet nefret ediyorum ve emin ol birgün bedelini ödeyecek"
"Naptı ki ?"
"Sen ciddi misin yoksa benimle taşşak mı geçiyorsun"
"Herşeyin üstüne yemin ederim neler olduğunu bilmiyorum"
"Kafesin içindeki küçük kuş, Negan baban bu oyundaki kötü adam, arkadaşlarımı öldürdü ellimdeki sopasıyla"
"Ama neden ne için ?"
"Çünkü ona diz çökmedik istediğini vermedik"
"Bir gurubunuzmu var ?"
"Gurubta çok bir ailem adı Alexanderia"
"Sana yardım edecem burdan çıkaracam"
"Kendi babanın kurallarınımı çiğneyecen küçük kuş"
"Kuralların canı cehenneme, belki de ben bu oyundaki kötü adam olmak istemiyorum dur"
"Belki de değilsindir küçük kuş"
"Şimdi gitmem gerek darly ama yine gelecem"
Koridorda yürümeye başladım söylediklerini düşününce yapmış mıydı dün akşam yoklardı sabah grlmişlerdi Stefan bu konu hakkında konuşmuyordu . En iyisi onu bekleyip onunla konuşmaktı ama önce şu notları yok etmekit...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Together forever (Twd)
FanficCarl: "Önceden aylaklarla savaşırdık şimdi ise birbirimizle savaşıyoruz" dedi kollarını bir çocuk gibi bağlarak. Hope: "Bunu biz değiştirebilirz" Carl'ın yüzüne yaklaşarak. Carl: "Evet yapabilirz... " dedi hope'un mavi gözlerinde boğularak...