3. Kahvaltı?

163 10 1
                                    

Polis memuru benden olmayan ehliyetimi isterken ben Baha'dan yardım istercesine ona bakıyordum.

"Hanımefendi?"

Baha'dan yardım gelmeyeceğini anlayıp umutsuzca polis memuruna doğru döndüm. "Şey..."

"Evden hemen çıkmamız gerekti o yüzden kardeşim çantasını alamadı, üzgünüz. Cezayı yazıp verin en kısa zamanda ödeyeceğiz." dedi Baha umursamazca. Biraz daha erken bunları söylese ne olurdu sanki boşuna stres yaptırıyor bana.

Polis onaylamaz bir şekilde kafasını sallarken elindeki kağıtlara bir şeyler yazdı ve kağıdı bana verdi. Ben daha ne yazdığına bakamadan Baha kağıdı elimden aldı ve buruşturup cebine attı.

"Arabayı abiniz kullansa daha iyi olur ehliyetsiz araba kullanamazsınız."

"Onun kullanmasının iyi bir fikir olacağını sanmıyorum, biraz sarhoş."

"Sarhoş değilim!" diye atıldı bir anda Baha.

Polis memuru ona kısa bir bakış attıktan sonra tekrar bana dönüp "İkinizde araba kullanamayacak durumdaysanız bizimle merkeze gelip sizi alacak birilerini çağırmalısınız." dedi.

"Ben merkeze falan gelmiyorum. İn arabadan Arya. Arabayı ben kullanırım." dedi ve kapıyı hızlıca çarpıp arabanın etrafından dolanmaya başladı. Ahh hadi ama polise karşı mı geleceksin? Ne kadar içtin sen?

Baha polis memurunu kabaca itip kapımı açtı. "İn şu arabadan!"

"Beyefendi araba kullanamazsınız."

Baha polise dönüp "Kullanıp kullanmayacağımı size soracak değilim." dedi ve takrar bana dönüp "İn." diye bağırdı.

Polis elini Baha'nın omzuna koyup "Lütfen zorluk çıkartmayın." demesiyle Baha'nın gözlerini karardığını görmem ve onun polise yumruk atması birkaç saniye içerisinde gerçekleşti.

Ben şok olmuş bir şekilde açık kapıdan olanları izlerken diğer polis memuru Baha'nın ikinci yumruğunu engellemiş ve kolunu kıvırarak arkasına sabitleyip onu etkisiz hala getirmişti. Baha'nın direnmesi üzerine polis ona kelepçe takarken kendime gelip arabadan çıktım ve "Durun!" dedim. Ama Baha'nın ağıza alınmayacak küfürlerinden dolayı kimse beni duymadı.

Sonradan gelen polis memuru Baha'yı sürükleyerek arabaya götürmeye başladığında ben de Baha'nın arkasından koşup "Durun." dedim bu sefer sesimi duyurarak.

Polis durup soran gözlerle bana bakmaya başladı. "Şey... Olayı bu kadar büyütmesek olmaz mı? Biz geçen taksilerden birisine bineriz ve arabayı da çektirirsiniz."

"Abiniz bana yumruk attı. Bu bile bir suçtur." dedi arkamdan diğer polis. O ne ara gelmişti.

"Hadi ama küçük bir yumruk..." Başladığım sözü iki memurunda bana sinirli bakışları kesmişti.

Kısa süreli sessizliğin ardından Baha'yı tutan polis hareketlenip onu arka koltuğa doğru götürmeye başladı. Diğer polis "Hadi sende taksine bin..." ve omzumda hissettiğim beni iten elle birlikte yana doğru sedeledim. Bu adam beni itmiş miydi? BENİ İTTİ.

Birkaç dakika önce Baha'da gördüğüm göz kararmasını yaşama sırası bendeydi.

**

"İyi bok yedik Baha. Olayları evdekilere nasıl açıklamayı planlıyoruz." dedim nezarethanede ileri geri yürürken. Geldiğimizden beri anneme söylemek için bahane arıyordum ama polise vurmamın herhangi bir bahanesi olamazdı. Evet Baha'dan sonra beni iten polise attığım yumrukla beraber ikimizi hiç nazik olmayan hareketlerle buraya getirmişlerdi ve ben delirmek üzereydim. Baha'ysa çok sakin bir şekilde buraya geldikten birkaç dakika sonra babasını aramış ve bizi almasını söylemişti. Neyseki annem onlarla birlikte değildi de ona her şeyi evde açıklayacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 16, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

iddiaya var mısınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin