Seninle Herşey Daha Güzel

49 28 9
                                    

Uyandığımda boynum tamamen tutulmuştu ama kemancının hissettiğim sıcak bağrı ile güvende hissetmiştim kendimi.

Kemancının kafasını kafamın üzerinde hissediyordum. Yüzüne bakmak istiyordum ama rahatını bozmak da istemiyordum. Sakin sakin yeni doğan güneşin taze ışıklarına baktım.

Bazen derince nefes alıp mırıldanıyordu. Etraf kuş cıvıltıları ile doluydu. Aklıma bir anda şirket geldi. Ama sonra zaten babamın beni dün gece dövdüğü için bugün gitmek zorunda olmadığımı düşündüm.

Ellerimi hafifçe kendimde olmadan Hyunjin'in eline dokundurdum. Elleri buz gibiydi. Belki de mırıldanmasının sebebi üşümesiydi. Sabah serinliği yüzünden bende üşüyordum. Ama Hyunjin'den daha sıcaktım.

Biraz sonra Hyunjin'in kıpırdandığını hissettim. Kafasını kaldırınca ben de ona bakmak için kaldırdım.

"Boynum çok ağrıyor sanırım sizinki de ağrıyor."

"Evet Hyunjin ama siz deme hani bırakmıştık şu saygı şeylerini."

"A doğru. Ama yine de size Felix demek garip geliyor."

"Alışırsın."

Kafasını sallayarak sessizce onayladı ve o da yeni doğmuş olan güneşe baktı. Güneşe baktıktan sonra bana dönüp saçlarıma baktı. Sonra tekrar güneşe baktı.

"Felix saçların sarı gibi gözüküyor güneş ışığında."

"Lisedeyken saçımı sarıya boyamıştım. Ama babam kızdı ve yine dövdü. Sonra da kahverengiye boyadım. Ama Kahverengi doğru düzgün sarıyı kapatamamıştı. Evet bu hiç inanılası gelmiyor ama sarılığı hala belli oluyodu. Ama ben babamın zoru ile üst üste boyadım şimdi de işte ara sıra güneş ışığında sarı gibi gözüküyor. Ama sarı gözükmüyor."

"Umarım bir gün istediğiniz kişiliğe kavuşursunuz."

"Benim tek başıma kavuşmam zor buna yardım gerekiyor Hyunjin."

"Umarım yardım edecek kişiyi bulursun."

"Umarım."

Birlikte ilerdeki denizi de izledik.

Duyduğumuz adım sesleri ile arkamıza döndüğümüzde geçen ki darbukacıyı gördüm.

"Hyunjin napıyorsunuz burda? Gece benim kahvem bitmiş sana geldim sende vardır diye evde yoktun."

"Minho biz burda uyuya kalmışız."

Minho denilen darbukacı bana dik dik bakıyordu. Anlamadım ki niye böyle bakıyor.

"Neyse Hyunjin sonra konuşuruz."

Ne bu hareketler ya sanki öcüyüz.

"Neyse ben eve gideyim Hyunjin. Sana da görüşürüz."

"Aslında diyorum da-  birlikte bugün gezelim mi? Zaten mekan da fazla iş yapmıyor. Kolayca izin alabilirim. Yani eğer size de uyarsa? Zaten Minho tatillerinde hep uyuyor. O yüzden tek başıma gezerim. Ama yani işte birlikte gezelim mi? "

Biraz düşündüm. Aslında zaten bugün iş falan yoktu. Birlikte gezsek bana da iyi gelirdi. Belki biraz rahatlardım.

"Olur."

"E iyi o zaman."

"Ama benim eve gidip üstümü değiştirmem gerek baksana Hyunjin şu halime."

"Evet benimde üstümü değiştirmem gerek zaten. Baksana iş kıyafetleri ile kalmışım."

"O zaman 12:30' da burda buluşalım."

"Tamamm."

-_-_-

Kemancı -Hyunlix-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin