第四部

16 4 0
                                    

Yeonjun eve bırakmıştı onu. Soobin eve girip kapıyı örttü. Zaten ondan sonra başladı mesaisi. Örttüğü kapının önüne oturdu süzülerek. Sadece ağladı. Çünkü başka çaresi yoktu. Bomboştu evi. Tekti, yapayalnızdı. Ki ev dolu olsada bir şey değişmezdi. Hep yalnızdı o. Kocaman ev, dolu odalar. Yüksek sesler, sahteden gülüşmeler... Ve kulaklarını tırmalayan yalnızlık. Tek bir oda vardı. Evin diğer bölümleri ve oraları harcayan kişiler umrunda değildi. Çünkü tanımadığı kişileri umursamak garip olurdu öyle değil mi? Çünkü onlarda tanıdıkları kişiyi umursamıyordu. Bilmiyorlardı ki o büyük ama aslında küçük olan odada neler olduğunu.

Sahiden ne oluyordu orada?

Kanayan gözler, kusmaktan zedelenen boğaz, kana karışan göz yaşları, onlara eşlik etmek için kanayan burun. Zayıf bir vücut, kırılmış aynalar, cam parçaları taşıyan eller, iğne ile kazınmış bacaklar, dökülen saçlar, dağınık yatak, kanlı yerler ve dahası...

Dağılmış yatağın sebebi orada yatmak değil çünkü o beden yerde yatmayı seçiyordu. Orası sadece fazla düzgün duruyordu... Düzgün olmaya alışık olmayan vücudun orada yatması düşüncesi bile mide bulandırıcıydı. Yer de fazla düzgündü öyle değil mi?

Değil...

Her yer deşilmişti. Düz bir yer görmek iğrendiriciydi.

Gücü tükenmiş bacaklar kapının önünden kaldırdı bedeni. O odaya gitti. Alışmıştı. Evin diğer bölümlerini unutmuştu bile. Ayaklarını yere süre süre çıkmıştı merdivenleri. Merdivenlere baktıkça aklına geliyordu başı. Elini götürüyordu saçlarının arka tarafına. Kemikleri sızlıyordu. Çok yuvarlanmıştı o basamaklardan. Dönen başı yürümeyi unutturuyordu. Asla düz yürüyemezdi. Yürüyebilenleri gördüğü zaman şaşarak bakardı. Bu yüzden herkes çıkana kadar çıkmazdı o okuldan. Gün boyu asla kalkmazdı sıradan. Lavaboya gitmek bile yük gibi gelirdi ona. Oturduğu yerde yanıyordu bedeni. Acı çekiyordu. Vücudu içten içe çürüyordu. Bunu hissediyordu. Bir şey yapmıyordu çünkü alışmıştı. Bilirsiniz insanı bir şeye alıştırmak basittir ama alışılandan vazgeçirmek zordur. Yük olur insana. Ona yardım eden de yavaşça çürümeye başlardı. Doğanın kanunu da bu öyle değil mi.

Tıpkı çürüyen bir çileğin kendisine değen başka bir çileğe de çürümesini takviye etmesi gibidir...






Tıpkı çürüyen bir çileğin kendisine değen başka bir çileğe de çürümesini takviye etmesi gibidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
There's No End to This | YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin