2.BÖLÜM "İLK GÜN"

3 0 1
                                    

Kaderdir insanı asıl bağlayan, ayrılıktır tamamlayan kim bilirdi bu ayrılıktan doğacak yeni aşkı sendin sonum sonsuzluğa giden adam belkide çok yakındın bana ama ben çok uzaktım sana

Ordaydı tam karşımda benle ilgilenmiyordu bile ama çelimsiz vücudu ve siyaha yakın dağınıl saçları onun olduğunu bana söylüyordu. Ultra yakışıklı değildi kendince farklı bir tarzı vardı. Henüz beni belki görmemişti bile

Öğretmenlerden birinin sesiyle herkes yerlerine geçti. O ise en arkaya geçmişti ah be kader

Uzun bir konuşmanın ardından herkes tek tek sınıflara geçti onunla aramızda bir duvar vardı sadece bir duvar. Yanımda tuğçe oturuyordu önümde ise özüm.

Sınıf öğretmenimiz sınıfa girene kadar tüm sınıf bize iğrenerek bakıyordu tahtanın önünde birbirlerini döven yaklaşık 1.90 boylarında iki çocuk vardı. Bildiğin kadarıyla birinin adı Alp eeee diğeride ferhat hayır heh evt feridun

Herkes ve herkes bize tuhaf bir şekilde bakarken içeri sevimli kıvırcık saçlı sevecen bir kadın girdi. Boyu 1.68 boylarındaydı. Hafif kiloluydu "günaydın çocuklar" diyerek içeri girdi. Özümün yanına yer kalmadığı için tuana isminde bir kız oturdu. O kız ise diyerkerine göre daha samimiydi. Ders başlamıştı bile çoktan.

Dersin ortasında Feridun'un gür sesi duyuldu. "Tuana camı kapatır mısın? " dedi ama tuana cama uzak bir yerde oturuyordu ve camı kapatması için ayağa kalkması gerekirdi. Bu sebeple elimi uzatarak camı daha zahmetsiz bir şekilde çekmiştim. Takı bu Feridun'un pek hoşuna gitmedi "sana dememiştim ama neyse" SENCE GERİZEKALI O KIZ NASIL ÇEKCEK O CAMI MANTIKEN

Feridun deyhasına göz devirdikten sonra dersi dinlemeye çalıştım. "Oğlum bu çocuk mal mı? " dedi yanımdaki tuğçe "zeki olduğunumu idea ediyosun" dedim ve aramızda kıkırdadık.

Ders bittikten sonra tüm nefretle bakan gözleri umursamadan dışarı çıktık.

"Kızlar bak ciddiyim şu sınıftan bir kızla kavga etmeden çıkalım bize ödül vermeleri lazım" dedim hayretle ve yine onu gördüm evet utkuyu o beni görmemişti bile fakat ben onu görmüştüm kızlar bana bişi anlatıyordu fakat bu durum da onları dinlemiyordum bile

"Eee mila sen ne diyosun? " dedi tuğçe bana bakarak oda anlamıştı durumu "ne?! " dedim anlamayarak. Özüm ve izel bana sinirle baktılar ve aralarında konuşmaya devam ettiler ne diye bilirlerdi ki kendi bildiğimi yapardım sonuçta.

"Şu feridun sana baya gıcık oluyor" dedi ona göz devirdim bunu bende biliyordum. Bende o kendini bişi sanan herife bayılmıyordum bir saçı vardı mısır püskülü gibi görmeniz lazım.

Zilin çalmasıyla tekrar sınıflarımıza girdik sakin bir şekilde ders işliyorduk ki hoca çok konuştuğumuz için yer değişikliği yapacağını söyledi evet birde bu eksikti sevgili canım sınıf arkadaşlarım hepsi bizle oturmak için can atıyordu tabikide şaka hepsi nefretle bizden kurtulmaya çalışıyordu.

Hoca hepimizi boy sırasına göre dizdi benim yanımda şirin ve Ece vardı Ece'nin yanında ise ceren bu bu şekilde gidiyordu.

"Evet şirin sen şuraya mila evet sende Şirin'in yanına"dedi hoca ve be sakince Şirin'in yanına geçtim şirin benle nerdeyse aynı boylardaydı ve saç renklerimiz de birbirine çok yakındı fakat onun saçı bana göre daha kısaydı.

" hocamm Mila burdan göremiyomuş utandığı için bana söyledi"dedi şirin BEN SANA BAYILIYORUM SANKİ SÜRTÜK HERİF YALANCI

Hoca bunu duyunca tabikide şirin'e inamıştı çünkü ben şaşkın bir şekilde sadece etrafıma baka kalmıştım.

Oturduğum yerden kalkarak öğretmenimizin gösterdiği yere yani cerenin yanına geçtim çok ttalı ve sevecen bir kıza beziyordu diğerlerinin aksine benle konuşuyordu.

Veren ufak tefek bir kızdı saçlarının arasında köyü mavi tutamlar vardı. Kahverengi saçları ve gözleri vardı.

"Feridun ve Alp sizde Mila ve cerenin arkasına" NE

İki ultra uzun bana bayılan arkadaşlarım arkama oturdu feridun benim tam arkamdaydı alp ise cerenin tam arkasında. Evet mükkemel bir gün

Koca bir dersin ardından tekrar tenefüse çıktık bu seferki hedefimiz eviniz gibi olan kütüphane idi

"Kızlar atın beni bu camdan çok ciddiyim ya feridun ne ya niye arkamda o oturuyo yağa ağağağ" diye isyan ediyordum tabi kütüphanede oturan diyer çocukların değişik bakışlarını görene kadar "öhöm yani" diyerek dik bir şekilde oturdum.

"Vala ben halimden mutluyum betül diye bir kızla oturuyom çok tatlı" dedi özüm sevinçle Tuğçe ise daha önce tanımadığı bir kızın yanına oturmuştu "ben nergiz diye bir kızın yanına oturdum ve bilmiyom ne iyi ne kötü yanı" dedi karasızlıkla "İYİ TABİ ENAZINDAN ARKANDA İKİ KOCA KÜTÜK OTU-" derken zil sesiyle resmen bayılacaktım onlara göre hoştu tabi hava

Sınıfa geçmemizle tarih öğretmenimiz direk içeri girdi ders herzamanki gibi yazı yazarak geçti fakat sanki saçımı bişey çekiyor gibiydi bu çekiş canımı acıtlıyordu fakat ne olduğunu da tam anlamamıştım çok umarsamadan yazımı yazmaya devam ettim

Zil sesiyle bizim kızların hepsi koşarak yanıma geldi "MİLAAAAA" diye bağıran tuğçeyi görünce "bismillahirrahmanirrahim" dedim gene ne oluyordu.

"Yürü dışarı sana bişi dicem hadi ya yürü" kolumu tutarak beni itekleye itekleye dışarı götürdüler. Onlara anlatın der gibi baktım fakat ikiside aynı anda anlatığı için hiç bişey anlamamıştım.

"Ne" dedim yüzümü kırıştırarak "bak şimdi bu feridun varya derste senin saçınla oynuyordu" dedi tuğçe heyecanla "feridun mu? " dedim şaşkınlıkla iyide neden saçımla oynasınki çok saçma

"Siz doğru gördüğünüze emin misiniz? " dedim tekrar çünkü benden gıcık olan birinin saçınla oynaması tuhaftı.

Son derse girecektik ve zaman şu gibi geçmişti duyduğum kadarıyla bir gezi olacaktı ve sınıf öğretmenimiz o seçilmiş öğrencileri açıklayacaktı.

"Kesinlikle seçilmiş benim kızlar hoca bana bayılıyo " dedim ve kahkaha atım evet sınıf öğretmenimiz bize göre bizden nefret ediyordu bakışları bunu ele veriyodu

Sınıf öğretmenimiz içeri aceleyle girdi ve direk isimleri okuyup derse geçeceğini belirti

"Özüm, Akif, Asır, Alp, Feridun, Mila.."
NE?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zaman KapsülüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin