Bölüm Şarkısı: Okyanus - Adamlar
🌌
Çektikleri her beyaz çarşafla ortaya amansızca saçılan tozlar iyice sinirlerini bozmaya başlamıştı.
''Öff öff, bu ne böyle ya!''
Akgün, Ahmet abiye ulaşamadığı için yeteri kadar asabiyken bir de başına çıkartılan temizlik belası yüzünden iyice çileden çıkmak üzereydi şimdi.
Sabır ölçeği sıfıra yaklaşıyordu. Ya da sabrı en başından beri yoktu, karar veremedi.''Bu evi bir sene temizlemeye kalksak anca arınır ben sana söyleyeyim güzelim.''
Asi, Akgün'ün milyonuncu kez söylenmesine yüzüncü kez göz devirirken, ''Akgün yapmak istemiyorsan bak kapı orada, başımda dır dır edip söylenmeye devam edeceksen git buradan hadi!'' diye patlamıştı en sonunda.
''Abi'' yerine isminin telaffuz edilişi Akgün'ü, dırdırlanması konusunda Asi'yi limite ulaştırdığını fark ettirdi ve biraz da içinden söylenmeye karar verdi.
Küçük kardeşinin kendisini elinde süpürgeyle sokaklar boyu kovalayıp en müsait yerde pataklayacağını hayal edince dudağının kenarında ufak bir tebessümle manasız bir gurur boy vermişti.
Kardeşinin gerektiğinde ortaya çıkarmaktan kaçınmadığı hırçın ve kavgacı yanına bayılıyor; herhangi birinin ona zarar verme olasılığını en düşük ihtimale dönüştürdüğü için de kendisiyle gurur duyuyordu.
İyi ki prenses gibi büyütmemişti Asi'yi.
Hoş. Peder bey de buna asla izin vermemişti ya.
Neyse, diye söylenirken kafasını iki yana sallayıp eğmişti.Abisinin kendi kendine sövdüğünü görünce Asi'nin asabı iyice bozuldu:
''Ya bak çık git dışarı elimden bir kaza çıkacak şimdi ha! Hâlâ içinden içinden söyleniyorsun inanamıyorum sana! Tıpkı gün teyzesi gibisin abi!''
Akgün eline yenice aldığı toz bezini küçük mutfak masasının üstüne fırlatırken ellerini de sinirle iki yana açmış; ''Tamam! Tamam!'' diyerek pes etmişti.
Biraz yukarı çıkıp can sıkıntısıyla birlikte orada takılmaya karar verdi.
Bir saatin ardından Asi, aşağı katı hatrı sayılır şekilde temizlemişti. Aslında kirlenen bir yer yoktu evde, sadece haddinden fazla tozlanmıştı. Örtüler ortadan kalkınca evin içine dolan sıcak hava kalbinde sızlayan bir yere denk gelmişti.
Keşke burada biraz daha kalsak diye düşünmeden edemedi.
Şu an her şey o kadar güzel hislerle sarmalıyordu ki içini silkelenip kendine gelmek zorunda kalmıştı.
''N'apıyorum ben ya? İki güne bir daha görmeyeceğin yere iki saatte bağlanamazsın Asi kendine gel!''
Kızıyor oluşu zayıflığınaydı.
Bunca yıldır o adamın pek çok mülkünde bulunmuşlardı fakat içeride bir yerde, hiçbir zaman aitlik hissiyle tanışamamıştı. Oysa şimdi, hatta dünden beri, ne kadar da buraya ait gibiydi!
Güneş yerinde her şey yolunda diye şarkıya girmek istemişti eğer abisi üst kattan danalar gibi böğürüp onu yanına çağırmasaydı...
''AAASİİİİ AAAASİİİ KOŞ GEL AAAASİİİ BAK SANA NE GÖSTERECEĞİM!''
''Geliyorum geliyorum böğürme!''
Taş merdiveni adımlarken üst kata ilk kez çıkıyordu. Basamaklara eşlik eden boş beyaz duvarı güzel bir renge boyamak veya fotoğraflarla boydan boya süslemek geçti içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazlıkçı Kuzenler ve Mafyanın Çocuklar
Fiksi Umumbir sabah bunaltıcı düşlerden uyandıklarında akmur ve aslaz paralel evrenlerde karşılaşmış bulurlar birbirlerini