Yüzümde buruk bir gülümseme, gönlümde koca bir ateş var. Bugün benim öldüğüm gün, onların ise yeniden doğduğu gün......
Ben bugünden sonra nasıl yaşıcam.
Nasıl başkasını sevicem. Bu gönül ondan başkasını istemez, almaz ki.
Ortada halay çekenler, hemen yanımda en yakın dostum Dilan ve karşımda ki masada oturan üç yıldır aşık olduğum,, gönlüme aldığım adam ve evleneceği kadın var. Yürek bu acıya nasıl dayansın.Berivan benim sevdiğim adamın gönlünü
çalan, evlenecek olan kadın. Berivan, daha yirmi iki yaşında kumral, saçları açık kahverengi, gözleri deniz mavisi her erkeğin arzuluyucağı bir kadındı.Yusuf Ali Haznedar... benim İçin sadece Yusuf olan adam.....
Abimin en yakın arkadaşı, Haznedar aşiretinin ağası olacak adam. Onunla ilk tanıştığımızda daha on beş yaşındaydım. O ise yeni askerden gelmişti. Onu görür görmez vurulmamıştım tabi ki. Hatta başta hiç sevmemiştim.
Sonra bana o kadar ilgili davrandı ki insanın aşık olmaması imkansızdı. O zifiri karanlık olan, dipsiz kuyudan farkı olmuyan o gözlerde kayboldum.Zamanla ona aşık olduğumu anladığımda
on yedi yaşındaydım. Ben ona aşık olduğumu anladığımda kabullendiğimde, onunda beni kardeşi gibi gördüğünü öğrendim.Bizim konaktaydılar. Abimle beraber avluda otururlarken ben onlara kahve yapıyordum. Mutfakta Dilan'ın laf sokmalarını görmezden gelerek Yusuf'uma sevdiği gibi az şekerli kahve yanınada yine en sevdiği fıstıklı tek lokmalık lokumlardan koydum. Dilan da abiminkini yaparken bende ona takılarak
"Sanki senin benden bir farkın var da
baksana nasılda özenerek yapmışsın abimin kahvesini" diyerek güldüm.Utançtan kızaran Dilan kahveyi fincana koyduktan sonra bana dönerek "uğraşma benimle Berfin yaa... zaten abin beni görsün diye bir konağın ortasında ters taklalar atmadığım kaldı valla" dediğinde kıs kıs gülüyordum bu sitemine.
İki aşirette birbirlerini bilir ve tanırdı. Abimle Yusuf'un arkadaşlığı iki aileyi daha da yakınlaştırdı.Elimde tepsiyle yanlarına yaklaşırken,
Yusuf'un abime "Bu yaptığı şey ihanetten başka bir şey değildi kardeşim. Bildiğin en yakın arkadaşının dost dediği insanın kardeşine yan gözle bakması yetmemiş birde üstüne kaçırması benim kitabımda ihanetin en büyüğüdür dediğinde abimin surat ifadesi değişti. Anlam veremediğim ifadesini beni görünce tebessüm ederek sakladı. Yusuf'un tekrardan söze girerek "düşünsene ben Berfin'e aşık olmuşum bide üstüne kaçırmışım" dedi.Ben içimden amin derken o kafasını iki yana sallıyarak "olacak şey değil ya düşüncesi bile ihanetten başka bir şey değil. Berfin senin için neyse benim içinde odur. Kardeşimden farkı yoktur gözümde. İçimden" gözün çıksın" dediğimde sözlerine devam etti ve "aynı şeyi seninde düşündüğünü biliyorum zaten. Berdan benim kardeşime o gözle bakacak adam değilsin. Rojda'yı kardeşin gibi gördüğünü görebiliyorum . O yüzden bizim arkadaşlığımızda, dostluğumuzda bakidir canını sıkma..." dedi
Kahveleri masaya bıraktıktan sonra mutfağa doğru yürümeye başladım.
Abimin arkamda " benim kardeşimi kimseye vermeye niyetim yok zaten Yusuf " diyerek evlenmeme karşı olduğunu, kimselere vermiyiceğini benden hiç vazgeçmiyiceğini anlatıyordu . Ama sorun şu ki ben karşısında oturan adama çoktan aşık olmuştum.En son duyduğum söz " haklısın bende Rojda'mı kimselere vermem kardeşim " diyerek abime katılan Yusuf'un sözleri oldu.. Hırsla mutfağa geçip elimdeki tepsiyi sertçe tezgaha koydum. Çıkan sesten başını telefondan kaldıran Dilan
"yine ne oldu da sinirlendin" diye sorunca
"Ne olacak! Yusuf ağamızın gözünde kardeşi gibiymişim de, bana o gözle bakmazmışta gözün kör olsun be adam!"
diyip öfkeyle sandalyeye oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR BERDEL MASALI
Teen FictionTam zar zor kalkıp üstümü değiştirecekken bileğimden tutup üstüne çekti. Bedenim tamamen üzerindeyken burnunu boynuma gömdü.... Kokumu içine çekiyordu...... Nefesim sıklaşırken gözlerimi yumdum. Eli. çıplak olan bel oyuntumda geziyordu. Kekeliyerek...