Tanıtım Bölümü

40 2 1
                                    

''Teşekkürler.'' Siparişimi getiren garsona sıcak bir gülümseme göndererek hemen yemeğe koyuldum. Yan tarafımda oturan babam yine ağzını açmış tam gaz bir şeylerden bahsediyordu ama ne yalan söyleyeyim her zamanki gibi onu dinlemiyordum. Yemeğimi bitirmeye yakın''Anneme haber vereyim.'' diyerek susmasını sağladım ve telefonumu alarak annemin numarasını tuşladım. İlk çalışta açmıştı benden önce davranarak konuştu. Yazlığa geldiğimizi,yemek yediğimi birazdan eve gideceğimizi söylerek telefonu kapattım. Yazlığı seviyordum ama babamla annem ayrı olduğu için annemle bir süre ayrı kalıyorduk ve onu cidden özlüyordum.

Telefonu kilitlemeden arkadaşım Açelya'ya geldiğime dair bir mesaj attım.

''İnanmıyorum,yarın geleceğini sanıyordum! İşten çıkar çıkmaz yanındayım bebek :*''

Tabiki de yanımdaydı. On beş senedir alt katımızda kiracı olarak kalıyorlardı,çocukluk arkadaşımdı ve cidden babamla sırf yazlığa rahat rahat gelebileyim diye hala konuşuyordum. -şşş kötü kız- iç sesime aldırmadım ve telefonu cebime koydum. Babam bu sırada hesabı ödemiş kapıda beni bekliyordu. Durağa kadar yürüdük ve ordan minibüse bindik. Babam yine bir şeyler saçmalamaya başlamıştı.

Ben odama geçmiş eşyalarımı dolaba yerleştirmiş ve bir duş almıştım. Saat yediye gelmişti,Açelya bu saatlerde evde oluyor diye düşündüm birkaç dakikaya bana uğrardı.

Salona babaannemin yanına geçtim,tam sohbete dalmıştık ki kapı çaldı.

''Duydum ki birileri teşrif etmiiş!'' heyecanlı bir sesle gülümseyerek salona girdi. Önce babaannemi öptükten ve babama selam verdikten sonra bana kocaman sarıldı. Gülümseyerek kanepeye oturduk. Saçlarının rengini değiştirmişti,duştan çıktığı belliydi saçlarının uçları hala ıslaktı. Kafasına bir tane patlattım ve saçlarını hemen kurutmasını söyledim,ne yapayım sık sık hastalanıyordu. Genel muhabbetlerden konuştuk ama gözlerimiz aslında konuşmak istediklerimizden bahsediyordu. Buraya gelmeden önce Açelya'nın aşk hayatında yeni gelişmeler olmuştu ve bizde yüz yüze konuşmak için anlaşmıştık. Babamlar yanımızda olduğu için fısıltılı bir şekilde ''Yemekten sonra beni almaya gel.'' Dedi ve göz kırptı. İzin isteyerek kalktı ve eve gitti. Babamla kalkarak sofrayı hazırladık ve yarım saatlik sahte bir aile yemeğinden sonra hemen boş tabağımı mutfağa götürdüm ve hazırlanmaya başladım. Yazlıkta hem akşam yemeğinden sonra Açelya ile yürüyüşe çıkardık. Rahat bir şeyler giydikten sonra alt kata onu almaya gittim. Cidden bu kıyafetle dışarı çıktığıma inanamıyordum. ''Açelya!'' diye seslenerek kapıyı iki kez tıklattım. Birkaç saniye sonra kapıyı Açelya'nın ağabeyi Tolga açtı.

''Ooo Esin Hanım,sonunda gelebilmişsiniz.'' Diye takıldı ve bir gülümseme yolladı. Gerçekten bu adam efsana gülümsüyordu! ''Beni özledin biliyorum abi.'' Diyerek ona takıldım.

''Ne kadar kalacaksın bu sefer?'' diye sordu.

''Pazar günü dönüyorum,ama bayramdan sonra tekrargelicem.'' Dedim tam bu sırada Açelya gelmişti. Ayakkabılarını giydiği sıradabizde sohbete devam ettik. ''Hadi gidelim.''


Dışarı çıkmış şuan mahalledeki beşinci turumuzu atıyorduk ki Açelya konunun ''gelişme'' kısmına daha yeni gelebilmişti. Cidden bu kız nerede sorunlu,serseri adam var gider aşk hayatına dahil ederdi. En son Sercan isimli bir sevgilisi vardı. Bir senedir beraberlerdi. ''Eh işte ben elimdeki yüzüğü Sercan'ın kafasına fırlatmaya gitmiştim ki kavga ederken yanımıza bir arkadaşı geldi. ''Sen Ela mıydın?'' dedi, e tabi benim gözler bir fal taşı gibi açıldı. Bir Sercan'a bakıyorum,bir çocuğa. Sercan'ın da gözler benim gibi açılmış tabi,beklemiyordu böyle bir şey. Sonra çocuk demesin mi''Yok sen Ezgisin yaa.'' bir de ağzını gere gere konuşmuyor mu!? O an öyle bir şok yaşadım ki, bir hafta önce annesiyle kapıma gelip lütfen beni terk etme diyen adamın beni iki kişiyle öğreniyorum.'' Bu kısımdan sonra Açelya'nın sözünü keserek çocuğa anasından girip bacısından çıkmıştım, e tamam kızlara küfür yakışmıyor olabilirdi ama hak edene de edilirdi hani. Artık edecek yaratıcı bir küfür kalmadıktan sonra Açelya anlatmaya devam etti. ''İşte bende öğrendiğimden sonra aynen bu küfürleri sahilde bağıra bağıra Sercan'a ettim merak etme.'' dedi ve kahkaha attı. ''Tabi ben sinir krizi geçirirken gözüm nasıl döndüyse Sercan'ın çekip gittiğini görmemişim bile. Sercan'ı bana ifşa eden çocuk -yani Soner.- bir kafede oturalım da sende biraz sakinleş diyerek beni aldı götürdü. Sercan'ın hep böyle üç beş kızı bir arada idare ettiğini,çok kıymetsiz biri olduğunu anlatıp durdu. Atsan atılmaz satsan satılmazmış,çocukluktan beri arkadaşlarmış falan filan. Neyse gel zaman git zaman Sonerle mesajlaşmaya başladık. Ama öyle flört gibi değil nasıl olduğumu soruyordu,dertleşmek istersen ben bi arkadaş olarak burdayım diyordu. Sonra bir anda kendimizi bu çıkmazda bulduk.'' sözünü kestim.

''Ne çıkmazı?'' dedim kaşlarım çatıkken. ''Değişiğiz işte. Bir gün çok güzelken aramız,ertesi gün bana bir daha mesaj atma,görüşmeyelim diyor. Bir gün sevgilimken,diğer gün abim,bir diğer gün düşmanım. Öyle aylardır sürünüp gidiyoruz işte.''

Cidden 'sonuç'bölümünde bunların olacağını Açelya cümlesini bitirene kadar anlayamamıştım. Ki daha şaşıracağım şeyler bitmemişti: ''İşte ben Soner'e senin geldiğini ve yemekten sonra yürüyüşe çıkacağımızı söyledim. O da uzun zamandır görüşmedik beş dakika sizin oraya geleyim,dedi.'' Bir sevinç çığlığı kopardım. Açelya'nın hiç bir sevgilisiyle tanışamamıştım hep bir aksilik çıkmıştı,hem de artık çalıştığı için gündüzleri görüşemezlerdi ve ben olmadığım sürece babası akşamları onu hayatta dışarı salmıyordu. -Halbuki Açelya benden iki yaş büyüktü,saçma bir olgu.- Açelya ben kabul ettikten sonra Soner'i aradı ve gelmesini söyledi. Soner arabasıyla geliyordu sadece beş dakika görüşüp geri gidecekti ve bende arabanın dışında tanıdık biri gelecek mi diye gözetmenlik görevini çoktan üstlenmiştim. Beyaz araba bize doğru yaklaştı. Ben kaldırım taşında oturmuş telefona bakıyordum,selam vermek için başımı kaldırmıştım ki Soner arabanın camını açtı ve bana seslendi. ''Atla arkaya.'' Yerimden kalkarak üç adım ötemdeki arabaya ulaştım ve kapıyı açtım. Eğer bana bir arabaya binmeyle hayatın değişecek deselerdi onlara bir orta parmak gönderirdim.


*Ben Öznur, bu da yazdığım kim bilir kaçıncı hikayem. Lakin umarım bunun sonunu görürüz :d Tanıtım bölümü böyle kısa oldu, biraz da sıkıcı sanırım. Olsun daha başlardayız diyerek kendimi teselli ediyorum :utananmaymun: umarım beğenirsiniz. iyi kötü tüm eleştirilerinizi bekliyorum.*

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son DördünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin