BİRİNCİ BÖLÜM

27 7 3
                                    




YILANLAR VE TEORİLER

Ve yılan yaklaşır dudaklarına. Kusacağı zehiri panzehirmiş gibi sunarken gözleri sinsice parlar. Panzehir olmadığını bile bile öpersin onu. Ta ki yılan ölene değin.

⚕️

BİRİNCİ BÖLÜM

Dune Moss - Eyes Inside My Walls

Guadalupe Pienda - Historia de un Amor

Halsey - Gasoline



Sessizlik.

Sessizlik insanın en büyük korkusudur.

Sessiz kalmak insanı öldürür.

Boğazına dolanan korkunç parmaklar, göz bebeklerinin önüne gelen kıvılcımlar ve ruhundan yavaş yavaş yükselen çığlıklar sessizliğin kendini gizlediği parçalarından birkaçıdır. Her insan içinde bir avuç sessizlik taşır. Her insan biraz lâldir. Biraz da kötü. Biraz tırsak ve biraz da korkak. Ve bütün bunlar o bir avuç sessizlikle örtünür. Kahraman. Hayır hayır. Katil.

Katil?

Her insan biraz da katil midir?

Katil olmak insan öldürmekten ibaret midir?

Tanrının yarattığı tek güzellik insan mıdır? Tanrının yarattığı en korkunç varlıktır aslında. Bir güzellik uğruna onlarca ölüm.

Katilim. Kendimi öldürdüm. Etrafımda ellerindeki yılanı bana panzehirmiş gibi sunanları görüp kanmayayım diye. Katilim. İnsanların duygularını öldürdüm. Bana dokunmasınlar diye. Katilim. Gülüşümü rehin tutuyorum. Dışarı çıkıp yarattığım mezarlığı görmesin diye. Katilim. Ruhumda maskeyle geziyorum. Kalbim ruhumu görüp üzülmesin diye.

Bütün bunlar beni kahraman yapmıyor mu?

Hayır. Bütün insanlar birazcık katildir. Bir avuçtan fazla günahla doludur. Asıl kahramanlar bu günahlardan kaçarken kendini öldürmeyenlerdir.

Bir avuç sessizlik dudaklarımda. Dışarı çıkacak. Beni aşması gerekiyor. Benden daha güçlü. Kahraman. Sinsi. Ama korkak. Ölmeli. Cezası olmalı. Boğulmalı mesela. Beni boğduğu kadar sessiz ve bir o kadar da gürültülü bir acıyla. Koşmamalılar kurtarmak için. Orada bırakmalılar.

Bazen ölmesi gerekir.

Tıpkı benim öleceğim gibi.

Ölümüme saatler kala sessizliğin beni yenmesini elime bıraktığı ve bana özenle hazırladığı bir avuç acıyla bekliyordum.

Bazen ölmek gerekir. Çünkü yaşamanın ne olduğunu bilmeyenler, yaşayanları ceset gibi görür.

Burası iyi olanların değil, iyiyi oynamayı çalışırken iyiliği öldürenlerin dünyası.

Ne yaptım ben?

"Derhal elbiseni düzelt."

Bu ses, anneme aitti. Ya da mamana. Hanımefendiye. Madam'a. Biraz anne, biraz da maman. Onun istediği maman olmaktı. Benimse anne olmasıydı. Buz gibi beyaz suratı ve çilleriyle arkamda dikiliyordu şimdi. Ah, ona benzeyen tek yanım çillerimdi. Zaten bu bir tesadüften başka bir şey değildi. Tanrı tesadüfleri yaratmaz oysa, kaderdir gerçek olan. Fakat bunun hayatımızı kurtaran bir tesadüf olduğunu söylemem gerekiyordu bu noktada. Yoksa sevgili ailemizin itibarı zedelenirdi. Burnumun üzerindeki çiller olmasaydı eğer, saçlarımı ve kaşlarımı annemin saçlarına boyamak zorunda kalacaktım. Çillerime bir hayat borçluydum. Bir nefes. Sonsuz şükür. Aksi halde ben diye bir şey yaratılmazdı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YILANLAR VE TEORİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin