Minho, Jisung'u duyunca dondu kaldı. O şaka yapıyordu ancak Jisung "belki de " diyince Jisung'un da gay oldugunu düsünmeye başladı.
"Ne o, beğenemedin mi "
"Senin heteroseksüel olduğunu düsünüyordum. Malum, prenses ile evlenmeyi dahil isteyince. "
Jisung güldü.
"Prensesi mi kıskanıyorsun? "
"Ne alaka"
"Prenses ile evlenmek istemem sana battı biraz sanki? "
"Ne alakası var neden bana batsın ki senin bir insan ile evlenmek istemen?"
"Belki de o insan olmayı sen istiyorsundur? "
Minho yine duraksadı. Neden hayır demiyordu? Yoksa istiyor muydu...
"İstiyorsun galiba"
Minho tam birşey diyecekti ki aklına annesi geldi. Hava kararıyordu annesi birazdan dönerdi.
"Annem gelicek git artık"
Jisung paramparça olmuş gibiydi. Beklediği cevap bu değildi...
"Peki."
Minho saçlarını tekrar uzattı ve Jisung aşagı indi.
Minho içeri girdi ancak Jisung hâlâ aşağıdan kuleye bakıyordu. Gitmek istemiyordu.
Minho nasılsa bunu hissetmişti ve cama çıktı.
"Yarın tekrar gelirsin. Git hadi. Eğer annem seni burada görürse kendini bir kurbağa olarak bulursun. "
Jisung güldü.
"Pekala. Ama sen kurbağa prenses Tiana isen burada bekler kurbağa olurum haberin olsun. "
Minho hiç birşey anlamamıştı. Kurbağa prenses Tiana da kimdi ki? Yoksa Jisung'un evlenmek istediği prenses miydi...
"Kimden bahsediyorsun bilmiyorum ancak ben prenses Tiana değilim sıradan Minho'yum. Hadi git artık annem gelicek diyorum anlamıyor musun sen?! Kurbağa mı olmak istiyorsun!? "
Jisung'un yine yüzü düştü. Minho, kurbağa prenses Tiana 'yı nasıl bilmezdi? Oysaki bilseydi Jisung'un ne demek istediğini anlardı...
"Peki, gidiyorum. Yarın görüşürüz Prens Minho. "
"He he ondan aynen hadi git"
Jisung gitti. Minho ise içeride oturup onu düşünmeye başladı.
O, çok yakışıklıydı. Onun evlenmek istediği prenses olmayı çok isterdi Minho. Ama maalesef ki Jisung kızlardan hoşlanıyordu, o ise bir erkekti.
______________________________________