~☆TEHLİKELİ YOLCULUK☆~
●●●Dün saatler süren görevden sonra tesise gelmiş hemen odama çıkıp soğuk bir duş almıştım. Ardından uzun bir uyku çekmiştim.
Şimdi ise üstümde siyah pijamalarımla koltuğumda oturmuş, yarısını bitirdiğim sigaramı içiyordum. Kapının çalmasıyla gözlerim kapıyı buldu.
"Gir." sözümü bitirmemle içeri asistanım Dexter girdi.
"Günaydınlar efendim. Bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama Bay Rowan sizi odasına bekliyor." ah, hayır. Daha dün yorucu bir görevden çıkmıştım ve kılımı kıpırdatacak halim yoktu. Rowan bozuntusu ise sanırım tekrardan bana yeni bir görev vermek için odasına bekliyordu.
"Bay Rowan'a gelemeyeceğimi söylermisin Dexter. Lütfen."
"Mallesef efendim, söyleyemem. Bay Rowan acill olduğunu söyledi. Biliyorsunuz ki gitmezseniz bütün tesisi ayağa kaldırır." kahretsin. Bu küçük ayrıntıyı unuttmuşum.
"Tamam. Üstümü değiştirip geliyorum." Dexter başıyla beni onaylayıp dışarı çıkınca ayağa kalkıp dolabıma doğru ilerledim ve dolabın kapaklarını açıp içlerinden bir elbise seçtim. Normalde elbise giymeyi çok sevmezdim ama bugün canım giymek istemişti.
Seçtiğim elbise simsiyahtı ve oldukça da göz alıcıydı. Elbise ne çok uzundu ne de çok kısaydı. Göğüs kısmı açıktı ve boynuma doğru giden kısmı kol kısmı kapalıydı. Bu elbiseyi aldığımdan beri sadece bir kere giymiştim oda babamı ziyarette gittiğim gündü.
Elbiseyi hızla üstüme geçirdim ve makyaj masamda takılarımın bulunduğu çekmeceyi açtım. Çekmecedeki takılara iyice göz gezdirdikten sonra elbismle uyumlu olan takıları seçip taktım. Seçtiklerim bir kolye ve gümüşten yapılmış bir kemerdi.
Ardından yüzüme ufak bir makyaj yapıp odamdan çıktım. Koridorun sonuna geldiğimde asansörün düğmesine basıp asansörün gelmesini bekledim. Dakikalar sonra asansör geldi ve kapılar açıldı. Içeri girip 5 numaraya bastım. Asansörde yalnız değildim. Yanımda Astrid vardı. O da benim gibi siyah bir elbise giymiş, sade bir makyaj yapmıştı.
"Selam" dedi ve yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.
"Sanada selam Astrid. Hayırdır, nereye böyle?" sesim beklediğimden de kalın çıkmıştı. Artık bu duruma alışmam gerkiyordu. Ne zaman sigara içsem sessim normalden bir tık daha kalın çıkardı. Bu durumu seviyordum. İnsanlara daha fazla söz dinletebilirmişim gibi hissediyordum.
"Bay Rowan odasına çağırdı. Sanırım yeni bir görev verecek. Uzun zamandır görevlere katılmıyorum. Artık görevlere katılmam gerekiyor da sen nereye gidiyorsun?" anlaşıldı. Astrid ile birlikte göreve gidiyoruz.
"Bende Bay Rowan'ın odasına gidiyorum. Büyük ihtimalle birlikte göreve gideceğiz." en azından tek olmayacaktım. Yanımda biri olacaktı.
"İyi o zaman. Bu seninle ilk görevimiz değil mi Valencia?" hızla aklımdan gözlerimin önüne bir film şeridi gibi bugüne kadar kimlerle göreve gittiğimi getirdim. Fakat göreve birlikte gittiğim kişilerin arasında Astrid yoktu. En çok Louisa ile birlikte görevlere gitmiştik.
"Hayır, daha önce hiç birlikte görevlere katılmadık. Bu ilk olacak."
Asansörün kapıları açıldığında 5. katta gelmiştik. İçimde yoğun bir gerginlik vardı ve bu yüzüme yansıyor olmalıydı.
Bay Rowan'ın odasının önüne geldiğimizde elimle kapısını tıklattım.
"Gir." Bay Rowan'ın komutuyla kapıyı açtım ve Astrid ile birlikte içeri girip kapıyı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALDEİA KASABASI
FantasyBir kasaba en fazla ne kadar ürkütücü ve kan dondurucu olabilir? Bunu öğrenmek ister misiniz? Valecia Grace ve ekininin Hikayesini size tam da bu sorunun cevabını verecek. Bu hikayeye bir şans vermeyi unutmayın.