&

171 26 22
                                    

~Tarih atalım~

Christopher Bang, tam adıyla Christopher Bang Chan. Yalnız yaşayan ve sadist yönünü bastırmakta pek başarılı olamayan bir bar sahibi.

Christopher, kısaca Chris, yine boş ve gereksiz gördüğü bir günün sabahında açmıştı gözlerini. Derin bir iç çekerek yatağından kalktı ve aniden aklını dolduran düşüncelere küfretti kendince. Bugün sanki yeterince işi yokmuş gibi bir de yeni biri gerekiyordu. Her hafta ya da her ay yeni birini alıyordu yanına. O, hem işini görüyor, hem de biraz eğlenmesini sağlıyordu. Bir önceki, yetersizdi. Chris sadece acil olduğu için almıştı onu. Ve pek iş gördüğü de söylenemezdi.

Sıkıntıyla lavaboya gidip rutin işlerini yaptıktan sonra hızlıca bir şeyler attı ağzına. Daha sonra giyinip çıktı orta halli evinden.

Kim Seungmin, ailesi yurt dışında, yalnız yaşıyor. Öğrenci, lisede okuyor. Bir giyim mağazasında satış personeli olarak çalışarak kaldığı küçük evin kirasını ödüyor.

Seungmin, kurduğu alarmın bilmem kaçıncı çalışıyla açtı gözlerini. Dün mağazada yoğunluk olmuştu. Geçe kalmışlardı. Sıkıntıyla gözlerini ovuştururken alarmı kapatıp yatakta gerindi. Aniden yataktan kalkıp doğruluğunda dönen başı yüzünden duvara çarpacakken son anda masaya tutundu.

Önce saçlarını karıştırıp odada gezdirdi gözlerini ayılmak adına. Kapının kenarındaki siyah çantası gözüne çarpınca paytak adımlarla oraya doğru gidip açık çantayı kucağına alıp fermuarını kapattı. Onu gelişigüzel sandalyesinin üstüne koyup lavaboya gidip yüzünü yıkadı. Kendince kahvaltı yaptıktan sonra düşük numara gözlüklerini aldı komidinin üstünden. Saate son kez baktıktan sonra aynanın karşısında kızıl saçlarını düzeltip her zamanki hafif makyajını yaptıktan sonra çıktı evinden.

Otobüsü kaçırmamak için olabildiğince hızlı bir şekilde durağa yürürken yanlışlıkla önünde yürüyen kendisinden boyca büyük birisine çarptı.

"Şey pardon, özür dilerim efendim." Dedi çekilip durağa gitmeye çalışırken. Adam ise önce arkasındaki kısa boylu kızıla bakmış, sonra da yol vermişti arkasından ilerleyerek.

Seungmin durağa geçip kablolu kulaklığını kulaklarına geçirdi. Ayağını titreterek otobüsün gelmesini beklerken kendisini baştan aşağı kesen gözlerden habersizdi.

Chris, sahibi olduğu bara gitmek için otobüs kullanmaya karar vermişti. Durağa giderken sırtına çarpan bedendeydi şimdi koyu kahve irisleri. Masum ve temiz görünüyordu gözüne bu beden. Baktığında çok da büyük göstermiyordu. En fazla üniversiteli olmalıydı. Bu da bakir olabilme olasılığını arttırırdı. Bu gözle baktıkça sağındaki bedene, işini fazlasıyla göreceğine emin olmuştu. Hatta eğlencenin sınırlarını zorlayabilirdi. Eğlenmek de suç değildi ya?

Chris'in kirli düşüncelerini bölen şey az önce kestiği kızılın ayaklanmış olmasıydı.

Seungmin bineceği otobüsün geldiğini görüce ayağa kalkıp durması için hareket yapmıştı. Otobüs durağa yanaşınca geri çekilip önce durmasını beklemiş, sonra binmişti.

Şimdilik boş yer olmadığı için bir yere tutunarak gidiyordu. Otobüs biraz ilerleyince de okula gelmiş, boş yere oturmaya gerek duymamıştı. Okulun girişindeki büyük saatten geç kalmadığını görmüş, sınıfına doğru çıkmıştı merdivenleri.

Sınıfına girince önce çantasını bırakıp sonra yerine oturdu. Biraz etrafı süzdükten sonra kulaklığını çıkarıp çantasına yerleştirdi. Biraz bekleyince kollarını sıraya yaslayıp başını gömdü araya. Biraz uyusa bir şey kaybetmezdi. Yaklaşık 15 dakika sonra tam dalacakken kolunun sertçe sarsılmasıyla kaldırdı başını. Hem sıra hem de okul arkadaşı Han Jisung. Çoğu yönden zıtlardı aslında. Jisung daha enerjik, sıcakkanlı ve çocuksuyken; Seungmin daha ağırbaşlı, daha uykulu ve yorgun bir tipti. Jisung'un bu konudaki çözümü ise bir gün boyunca sadece uyumasıydı. Eğer uyursa bu ağırbaşlı halini atabileceğini düşünüyordu.

It Hurts /ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin