Sonunda tüm işlerimi halledip adliyeden çıkmıştım ve şimdi de arabama doğru ilerliyordum. Yürürken bileğimdeki saate baktığımda dört buçuk olduğunu gördüm. Adliye binasının biraz uzağına park ettiğim arabamın yanına vardığımda kilidini açıp şoför koltuğuna oturdum. Bugün, yaklaşık dört gündür ektiğim boks kursuna gidecektim. Bu yüzden annemi arayıp yemeğe yetişemeyeceğimi söylemeliydim. Arabayı kullanırken yan koltuğa koyduğum çantamdan telefonumu çıkardım ve rehbere girip annemi aradım. Beş kez çalmasına rağmen açmadı. Açmadığı zamanlar ya yemeğe dalmış olurdu ya da ev işlerini yapıyor olurdu.
Bu yüzden aramayı sonlandırdım ve abimi aradım. İki kez çaldıktan sonra açıldı.
"Efendim Kayla?"
"Alo abicim, annemi aradım ama ulaşamadım. Adliyeden çıktım da bugün yemeğe yetişemem sanırım. Boksa gideceğim, söylersin anneme."
"Söylerim. Misafir var bugün yemeğe, ondan açmamıştır telefonu."
"Anladım. Ben antrenmandan çıkınca ararım seni, haberleşiriz."
"Tamam abicim, kapatıyorum şimdi. Çok geç kalma sende."
"Tamam abi. Öpüyorum seni."
Kusar gibi ses çıkardı ve "Almayayım abicim." dedi.
Kıs kıs güldüm ve "Görüşürüz." diyip kapattım.
Kırmızı ışıkta durduğumda telefonu çantama geri koydum. Kısa bir beklemenin ardından yeşil ışık yanınca dümdüz ilerledim ve soldaki sokağa girdim. Burda da biraz ilerledikten sonra müsait olan bir yere arabayı park ettim. Günlük çantamı ve spor çantamı alıp arabadan indim ve kilitledim. Boks kursunun kapısından içeri girdim ve güvenliğe selam verip her zaman çalıştığım salona girdim. Boks antrenörüm Serter hoca karşımdaki süngerlerin üzerine oturmuş her zaman içtiği limonlu suyunu yudumluyordu. "Serter hocam." dedim uzata uzata. Gelmeyeli epey olduğu için beni azarlayacağını hissedebiliyordum.
Sesimi duyunca başını hemen benim olduğum yere çevirdi ve karşısında beni bulunca yüzü rahatlamış bir ifade aldı. Limonlu suyunu içtiği şişenin kapağını kapatarak kenara koydu ve ayağa kalktı.Yanıma ulaştığında çatık kaşları daha da belirgin bir hal aldı. "Neredesin sen dört gündür? Hayır, aramayayım aramayayım diyorum ama dört gündür de gına geldi beklemekten." diye azarlamaya başladı beni.
Ne diyeceğimi bilemediğim için yerimde kıvranıp durmaktan başka bir şey yapamıyordum. En sonunda aklıma adliyede yoğun olduğum geldiğinde konuştum. "Serter hocam... Öncelikle ne deseniz haklısınız. Ama inanın çok yoğundum. Biliyorsunuz ben savcıyım ve şu dört günün sonunda anca boş vakit bulabildim. Bugün de şans eseri çok fazla dava yoktu. O yüzden adliyeden çıktığım gibi sizin yanınıza geldim. Kusura bakmayın tekrardan."
Benimle empati kurmuş olacak ki yüzü biraz yumuşadı ve "İyi bakalım. O zaman hemen üstünü değiştir gel, antrenmanlara başlayalım." dedi. Onaylayan bir mırıltı çıkardım ve kadın soyunma odasına ilerledim.
Üzerime askılı bol siyah bir tişört giydim ve altıma da yine bol olan siyah bir şort giyip soyunma odasından çıktım. Salona girdiğimde benim her zaman çalışma yaptığım yerin dolu olduğunu gördüm. Ama uğraşmak istemediğim için boş olan bir boks torbası bulup oraya geçtim. Çok geçmeden Serter hoca da geldiğinde çalışmalara başladık.
İlk başta sağ koluma çalışmaya başladım ve art arda sağ elimle yumruk attım. Serter hoca koluma biraz daha yüklenmem gerektiğini söyleyerek beni ikaz ettiğinde dediğini yaptım ve o koluma daha çok yüklendim. Yaklaşık on beş dakika boyunca sağ koluma çalıştıktan sonra kısa bir su molası verip sol koluma çalışmaya başladım.
Bir on beş dakika da sol koluma çalıştıktan sonra ikisi bir arada çalışmaya başladım. Bu kısım daha kolay oluyordu. Bir kolum çalışırken diğer kolumun dinlenmesi bana avantaj sağlıyordu. Bu etap kolay olduğu için yarım saat boyunca çalıştım ve yine bir su molası verdim. Tekme çalışmaya başladığım sırada bir adam yanıma geldi ve bana sesini yükseltmeye başladı. "Tam olarak benim çalışma alanımda ne yaptığını sorabilir miyim? Bak, zaten çok sinirliyim. Elimden bir kaza çıkmadan çekil şuradan!"
Bu adamın tam olarak kim olduğunu bilmiyordum ama yüzü tanıdık gelmiyor değildi. Muhtemelen burada birkaç defa görmüştüm. Sinir olduğumu da söylemeliydim. Kim oluyordu da benimle böyle konuşabiliyordu ki? Biraz çirkef modumu açmam gerektiğini düşünüyordum. "Bana bak, keyfimden gelmedim herhalde buraya. Kendi yerim dolu olduğu için geldim. Bir tek burası boştu çünkü. Ayrıca bana bir daha böyle bağırırsan fena olur ona göre!" diye çemkirdim.
Bunları dememle yüzünün alaya bürünmesi bir oldu. "Bak sen..." dedi uzatarak. "Yer cücesi, sen önce boyunu uzat kas yap. Belli ki eşit şartlara gelebilmemiz için baya bir vakit harcayacaksın." dedi sırıtarak. Boyumdan vurdu pislik!
Dediklerine kulak asmamaya çalışarak gözümü devirdiğimde "Senin gibi bir yer cücesi ile uğraşacak vaktim yok." dedi ve yanımdan uzaklaştı.
O gidince ben bir yarım saat daha çalışıp kurstan ayrıldım ve arabama bindim. Sinir olmuştum pislik herife.
Yarım saatlik yolun sonunda evin önüne varmıştım. Arabadan eşyalarımı aldım ve kilitleyip apartman kapısına doğru ilerledim. Üçüncü katın ziline basıp açılmasını bekledim. Çok geçmeden açıldığında ilk adımımı atarak binaya girdim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Kapıda beni karşılayan bir kadındı ve neredeyse benimle aynı yaşta duruyordu. "Hoşgeldin." dedi çekinerek. Ama bir yandan da gülümsüyordu. "Hoşbuldum." diye karşılık verdim.
Hemen elimdekileri aldı ve kendini tanıttı. "Mehir ben. Senin adın?" Kadının bu heyecanlı haline gülümsedim ve "Kayla bende." diye tanıttım kendimi. "Ne güzel bir ismin var." dedi tebessüm etmeyi sürdürürken. Bu sefer daha geniş gülümsedim ve "Teşekkür ederim Mehir'cim. Seninki de öyle." dedim.
İkimiz birlikte salona girdiğimizde gördüğüm yüzle dehşete düştüm. O buradaydı... O burnu havada boksçu adam. Buradaydı...
***
EVETT! TANITIMI NASIL BULDUNUZ BAKALIM??? Umarım beğenmişsinizdiirr. "Ya Aşk Ya Acı" ile eş zamanlı atmaya çalışacağım bölümleri haberiniz olsuun. Bir sonraki bölümlerde görüşmek dileğiyle canlarııımmm.
Seviliyosunuuuz🤍✨☘️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKLIMDA KALDIN
Teen FictionAilesi ve bir abisiyle birlikte Bursa'nın Nilüfer ilçesinde yaşayan Kayla, Bursa'nın Osmangazi ilçesinde bulunan adliyede 2 buçuk senedir başsavcılık yapmaktadır. Kayla, üniversiteyi İstanbul Hukuk Fakültesi'nde okuduğu için uzun bir süre ailesinden...