ÇARESİZLİĞİN GÖLGESİ

11 1 0
                                    

İlahi Bakış Açısı

Kayla, korku, öfke ve üzüntüden tir tir titriyordu. Dağhan yerde kanlar içinde yatarken ne yapacağını bilmiyordu. Dağhan'ın gözleri henüz kapanmamıştı. Çok dayanacak gibi de durmuyordu. Kimse onları görmüyordu, tüm kalabalık kendi canını kurtarma derdindeydi. Onları görüp de yardıma koşan tek bir kişi bile yoktu. Kayla'nın artık müdahale etmesi gerekiyordu. Dağhan'ın kan içinde kalmış asker yeşili tişörtünü yırttı ve göğsündeki yaranın üzerine bastırdı. Şimdilik yapabileceği tek şey buydu. 

Dağhan ise donuk gözlerle onu izliyordu. Arada göz kapakları üzerine kapansa da buna engel olmaya çalışıyordu. Kayla'nın aklına bir şey geldi. Telefonu yerdeydi. Eline aldığı telefonla birlikte ayağa kalktı ve hala onu izleyen Dağhan'a baktı. "Hemen geleceğim tamam mı? Kurtaracağım seni." dedi dolu gözlerle. Bunları söylerken kendisi bile söylediklerinin doğruluğundan emin değildi. Sesi titriyordu. Arkasını döndü ve dolu gözlerini silerek soyunma odasına koştu. Dolap kilidini açtıktan sonra içinde ne varsa eline aldı ve kilidi tekrar kapatıp bilekliğini çıkardı. Önemsemeden bir kenara attı. Tekrardan Dağhan'ın olduğu yere koştu. Onu hala yarı açık yarı kapalı olan gözlerle yerde yatarken gördü. Kan daha çok çoğalmıştı. Tişörtten çıkıp yerde birikiyordu. Kayla, güvenliğin olduğu yere döndü ve görevliyi telsizle konuşurken yakaladı. 

Tüm gücüyle bağırdı. "Rüstem abi! Yaralı var, lütfen yardım et!" Rüstem Kayla'dan birkaç yaş büyüktü. Telsizi hızlıca cebine sıkıştırdı ve onların yanına koştu. "Kurşun ona nasıl isabet etti kızım?" dedi endişeli bir sesle. Bir yandan da Dağhan'ı yerden kaldırmaya çalışıyordu. Kayla çaresizce  boş elini alnına götürdü ve etrafına bakındı. "Benim önümdeydi." dedi. Çaresizliği sesine de yansımıştı. Rüstem abi Dağhan'ın kollarından tutup yerde sürüklerken, "Ah be kızım." dedi babacan bir sesle. "Araban yanındaysa git çalıştır. Bende delikanlıyı arka koltuğa koyayım."

Rüstem'in bunu demesiyle Kayla arabaya doğru koştu. İnsanlara çarpması o an umurunda bile değildi. Çantadan çıkardığı anahtarla arabanın kilidini açtı. Arka koltuğun kapısını açtıktan sonra şoför koltuğuna bindi. Eşyalarını her zamanki gibi yan koltuğa koydu. Camdan dışarı baktı, Rüstem geliyordu. Yanında, onun yaşlarında bir adam daha vardı ve Dağhan'ı taşımasına yardımcı oluyordu. Dağhan'ın gözleri ise kapanmıştı. Kayla gözünden akan yaşlara engel olamadı. Başını direksiyona gömerek ağlamaya başladı. 

Rüstem ve yanındaki adam Dağhan'ı arka koltuğa uzandırdılar ve kapıyı kapattılar. Yardım eden adam uzaklaşırken Rüstem şoför kapısına ilerledi ve açık olan camdan Kayla'ya doğru konuştu. "Dikkat et kızım. Ve lütfen ağlama, o iyi olacak Allah'ın izniyle." Kayla başını kaldırdı ve kızaran gözlerle ona baktı. "İnşallah Rüstem abi, inşallah..." diye fısıldadı. Dağılan kumral saçlarını eliyle arkaya attı ve Rüstem abiyle vedalaştıktan sonra hastaneye doğru sürdü.


***

Kayla Bozkurter

Hastane duvarının dibinde oturuyordum. Çaresizce ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Altımdaki soğuk zemini umursamıyordum bile. Şuan tek önemsediğim Dağhan'dı. Aklımı yitirecektim. Her şey bir anda olmuştu. Önce bir silah sesiyle panik yaşandı. Sonra silah sesleri arttı. Tam çıkacağız derken Dağhan vuruldu. Her şey birkaç dakika içinde yaşanmıştı.  Kimseye haber vermemiştim. Ne Dağhan'ın ailesi ne de benim ailem hiçbir şey bilmiyordu. Ameliyata girerken doktor yakınlarını sorduğunda sadece benim olduğumu söylemiştim. Telefonumu ise saatlerdir açmıyordum. Çok kişinin de aradığını düşünmüyordum. 

Ameliyata gireli iki saat olmuştu ve hala bir haber yoktu. Dağhan'ın savunmasız halde nasıl göründüğünü merak ettim bir an. Baygınken her insan gibi masum bir ifadesi mi oluyordu yoksa her zaman yüzüne takındığı sert ifade o zaman da sabit kalıyor muydu? Bu kadar şey yaşanmışken benim aklımda takılan tek soru işaretinin bu olması ise biraz gereksiz ve saçmaydı. Yanıma, ayağında beyaz crocslar olan birinin geldiğini gördüm. Başımı kaldırdığımdaysa kadın bir hemşireyle karşılaştım. Bu kadını tanıyordum. Yaşı benden biraz küçüktü. Önceki davalarımda bu hastaneye uğramam gerektiğinde çok kez görmüştüm. Ama adını hatırlayamamıştım.

AKLIMDA KALDINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin