Bölüm şarkısı: Pus - Sufle
Bazen her şey umduğumuz gibi güzel ilerlemez. Ne de olsa hiçbir şey mükemmel değildir. Özellikle sevdiğimiz şeyler, kişiler.
Murat..
Murat bana neden saldırdı diye düşünmekten kafayı yiyecektim. Hiçbir fikrim yoktu aslına bakarsanız. Yaklaşık bir saattir karşımda duran gizemi izliyordum. Odanın camına başını yaslamış abisini izliyordu. Oturduğum sandalyeden yavaşça ayağa kalkarak Gizemin yanına gittim. Elimi omuzuna koydum. Yüzümde buruk bir gülümseme vardı ve gizemin gözleri ilk gülümsememe takılmıştı. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleri ve kuruyan dudakları ile perişan halde gözüküyordu. "Gizem yemekhaneye babanların yanına in bir şeyler ye. Geldiğimden beri bir damla su içmedin. Hadi güzelim sen in ben beklerim burada. Bir şey olursa arayıp haber veririm." Gizem sözlerime karşılık hafifçe gülümseyerek dolu dolu gözleriyle başını olumlu anlamda yukarı aşağı salladı. O telefonunu elinde tutarak küçük bir çocuk gibi yürüyerek merdivenlerden indi.
Şu an Murat'ın odasının önünde bir tek ben vardım. Herhangi bir hemşire ve doktor gözükmüyordu. Yavaşça kapıya doğru ilerledim ve kapının kolunu tuttum. Duraksadım, bunu yapmalı mıydım? Bilmiyordum. Derince bir nefes alarak hızla kapıyı açarak içeriye girdim. Kapıyı ardımdan kapatıp Murat'ın, benim yüzümden bu halde olan adamın yanına doğru yürüdüm. Uyuyordu ama bir tepkisi yoktu. Sedyede boş kalan yere oturup elimi Murat'ın elinin üzerine yerleştirerek sıkıca tuttum. Konuşmadan yaşananları düşünürken aklıma birkaç şarkı sözü dolmuştu. Çocukluğumuzdan bu güne kadar tüm güzel anılarımız aklımda dolanan o şarkıyla gözümün önünden bir film şeridi gibi akıp duruyordu.
"Ben gözümü kapattım ve
Hep biter mi aşklar?
Diye soramadım.Diyecek sözün var mı?
Kapıda gözün var mı?
Kalacak, kalacak
Kalacak yüzün var mı?
Şimdi gidersen diye, diye tıkandım
Arkama baktım sevgilim nerde kaldın?
Sözlerine inanmıştım başka gözlerde
Çok aramıştım seniAh bir bilsen nasıl kapıldım
Arkama baktım, sevgilim nerde kaldın?
Sözlerine de inanmıştım
Başka gözlerde, çok aramıştım seni.."İkimizin evlerinin arkasında ki ormanda ki gizli ağaç evimizde geçirdiğimiz zamanlar, 15. Yaş günümde gizlice doğum günü partime gelmen, Beni ilk öpüşün, ilk seni seviyorum dediğin gün, Aileme kütüphaneye gidiyorum diye çıkıp yanına geldiğim ve beni lunaparka götürdüğün gün, Senin yanında çocuklaşabilmem, Beraber güldüğümüz beraber ağladığımız yediğimizin içtiğimizin ayrı gitmediği günler, Sırf seninle konuşuyorum diye ailemin telefonuma el koyması ama benim seninle her koşulda konuşabilmem, Senin için her şeyi göze alabilmem... Bunlar ve daha fazlası.. Gözlerimde tutsak tuttuğum yaşlar kurtulmuşçasına akarken Murat'ın elini daha sıkı tuttum. Titreyen sesim sonunda çıktığında söylediğim kelimeleri ben bile zor duyuyordum. "Murat, Murat'ım... Neden yaptın bunu bana? Merak edip sorarsan, içimin darmaduman olduğu kadar dışım da darmaduman. Geçirdiğimiz zamanlar, tüm anılarımızı neden hiçe sayarak bana bunu yaptın? Sana iyi bak kendine bile diyemiyorum. Biliyorum beni duymuyorsun, konuşmam faydasız ama susamıyorum. Yapamıyorum"
Başım eğilmiş, omuzlarım çökmüştü. Gözlerimden bir şelale misali akıyordu yaşlar. Gözlerimi yavaşça kapatarak boşta olan elimi Murat'ın elinden çekerek yüzüme götürdüm. Göz yaşlarımı bir çırpıda sildikten sonra ellerimi bacaklarımın üzerine koydum. Eğer biraz daha kalırsam Beyoğlu ailesi ya da bir sağlık çalışanı odaya girebilirdi. Girmek yasaktı ve ben bunu göze alarak Murat'ın yanına girmiştim. Ayağa kalkıp arkamı döneceğim sırada elim sıkıca tutuldu. Murat.. Murat tutmuştu elimi. Bu kadar çabuk uyanmasını kendisine gelmesini beklemiyordum. Başımı yavaşça Murat'ın olduğu yere doğru yönelttim. Murat gözleri yarı açık bir şekilde bana bakıyor mırıldanarak bir şeyler demeye çalışıyordu. Üç ya da dört kelime söylemişti tahminimce ama benim tek anladığım 'Gitme Sara' idi. Murat'a baktım bir şey demeden. Gözlerim dolu doluydu. Murat'ın tuttuğu elime baktım uzunca.. Yutkundum. "Hoşçakal Murat." Tüm gücüyle tuttuğu elimi kendime çekerek Murat'ı arkamda bırakarak kapı kolunu tuttum. Hızla kapı kolunu tutarak odadan çıktım. Ve hızla gördüğüm ilk hemşireye doğru adımladım. Murat'ın gözlerini açtığını kolunu hareket ettiğini gördüğümü söyledim. Hemşire odaya doğru ilerlerken Gizemi aradım aynı şeyleri ona söyledikten sonra eve geçeceğimi acil işim çıktığını işim çıkmasaydı yanında olacağımı söyledim.
Saat gece yarısını geçmişti ama ben hala arabada, eve gitmeye çalışıyordum. Kafam allak bullaktı ve hızlı kullanıyordum. Mübarek eve gitmek için orman yolundan geçmem gerekiyordu. Düz bir şekilde yolda ilerlerken arabanın radyosundan bir anda Sen Ağlama şarkısı çalmaya başladı. Şarkı çalarken gaz pedalının üzerinde ki ayağım duraksadı ve yavaşça geriye çıktı. eve az kalmıştı ve bu saatte hızlı gitmem gerekirken çalan bir şarkı yüzünden tüm dikkatim dağılmış aklım ilk Murat'a gitmişti. Duygularım darmadağın ne yapacağımı bilmiyordum. Korkuyordum, Murattan artık korkuyordum. Korktuğum kadar da güvenmek istiyordum...
Devam edecek...
****
Bölümler biraz aksadı bu durum için özür dilerim sizlerden. Sınavlar sagolsun 😰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİME BAK | +18
AçãoHiç kimsenin acısı, senin acından az değildir. *** "Kayan bir yıldız mahvetmişti hayatımı, düzeltecektim her şeyi düzeltecektim. Bunu ben yapmazsam kimse yapmayacaktı, yapamazlardı. Ancak tek umudum bir yıldız kaymasıydı, O yıldız benim her şeyim ol...